Bu kadar kötü bir Kasımpaşa seyretmedim. Fenerbahçe maçına kadar kendi sahasında hiç kaybetmemiş. Kaybetmediği dönemlerde seyrettiğimiz Kasımpaşa ile Fenerbahçe karşısında seyrettiğimiz Kasımpaşa’nın yakından uzaktan ilgisi yok. Bu kadar sorumsuz, maçın genelinde durarak oynayan Kasımpaşa karşısındaki Fenerbahçe, özellikle takım savunmasında sağlıklı kaldığı süre içinde, rakibine üstünlük sağladı.
Organize paslaşma sonucunda Kuyt ile gelen Fenerbahçe golünü izledik. İkinci yarıda Castro, Kasımpaşa adına Fener kalesi dibinden mutlak bir gol kaçırdı. Kazanan Fenerbahçe, kaybeden Kasımpaşa’ya bakıyorum... Neticeye takılmaksızın şunu söyleyeyim, iyi futbol izlemeye hasret kaldık.
İkinci yarıda Gökhan’ın geliştirip al at pasında Kuyt bir kez daha golünü atan oldu. Kuyt, nereye gideceğini, nasıl gol ile yakınlaşacağını bu maçta çok iyi gösterdi. Fener aman aman futbol mu oynadı, hayır... Ama kazanma adına, Kasımpaşa gibi sahada varlığı yok olan bir takım karşısında net bir galibiyet aldı. Daha da farklı olabilirdi. Özellikle Diego ile olağanüstü güzel bir pozisyon buldu. Ama İsaksson’a takılarak golü kaçırdı. Uzatmalarda Caner, yine Diego’nun pasında skoru 3-0 yapıp maça noktayı koydu.
Emenike’ye bir kez daha paragraf açmak istiyorum. Rakibin sana en ufak bir baskısı olmadığı bir maçta bile yerden kalkmıyorsun, hakemden yardım bekliyorsun. Bu kadar verimsiz, futbola şaşı bakan bir santrfor veya golcü hiçbir zaman kabullenilmez. Böylesi bir maçta gollere koşacak ayaklara sahip olması gereken Emenike küskünleri oynamaya devam ediyor.
Kasımpaşa bugüne kadar beğenilen, skora koşan, iyi futbol sergileyen bir takımdı. Ama gördük ki, Şota da oyunu iyi okuyamadı. En ufak bir önlem almakta kısır kaldı diyebiliriz.