Kemal Sunal, iki bin yılında, uçakta kalp krizi geçirip öldükten sonra anlamıştık defibrilatör cihazının önemini. Sadece uzun menzilli uçuklarda bulunan bu alet, 2004 yılından beri tüm THY uçaklarında var. Geçen pazar akşamı Varşova’dan İstanbul’a uçtum.
Uçakta bir sürü yabancı yolcu vardı ve görüş mesafesinde olanlar, kapağında Türkçe ve İngilizce kocaman kullanmayınız yazan defibrilatör cihazının olduğu yere el bagajlarını sıkıştırmaya çalışan vatandaşlarımızı dehşet içinde seyrettiler. Sonra kalkış öncesi Türk lokumu servisi başladı, yabancıların suratlarına koca bir gülümseme yayıldı. Evrensel ve güçlü bir markaya sahip olmak elbette gurur verici ama gurur kadar yolcu olarak bize düşen sorumluluklar da var.
***
Pazartesi günü de İstanbul’dan Los Angelas’a uçtum. Yanımdaki Amerikalı, bir yandan hamsili pilavını yerken diğer yandan da mum ışığı görüntüsü veren lambanın sırrını çözmeye çalışıyordu. “Dünyanın en iyi hava yollarından birine sahipsiniz” dedi, güldüm, Lufthansa’nın THY ile rekabet etmekten korktuğunu anlattım, ilgiyle dinledi...
Salı günü Kobe Byrant’ın da katılımıyla düzenlenen basın toplantısında THY’nin yeni reklam filmini izledik. Amerikalı gazeteciler, gazetecilik yaptılar, Kobe’ye, THY ile uçuş tecrübelerini sordular. İkramdan başladı, koltuk genişliği ve Lounge’a kadar hoşuna gidenleri uzun uzun anlattı Kobe. Perşembe akşamı dünyanın en işlek hava limanlarından biri olan Los Angeles Havalimanı’nın Lounge’na girdim, büyüklüğü de ikramı da Atatürk Havalimanı’ndaki Lounge’ın yanında solda sıfır kalıyor.
Para verip, ünlü isimleri reklam yüzü yapmak zor değil ama reklamın içini doldurabilmek asıl mesele. Kurum zoru başarıyor da, daha uçak kalkmadan çay isteyen ve “birazdan ikram edelim efendim” cevabına maraza çıkaran yolcu profili, Kobe ve Messi’li reklamlara pek uymuyor.
***
THY yolcu şikayetlerini fazlasıyla ciddiye alır. Bundan 8-9 yıl önce Ankara’ya gelirken otobüste çalınmasın diye ayakkabısına sakladığı parayı çıkarıp uzatan yolcuya itiraz eden bilet satış görevlisinin ifadesi alınmıştı. THY yetkilileri bu yazıdan sonra Varşova uçağının ekibine soruşturma açmasınlar zira eğer eşyalar kargo bölümüne yollansaydı inanın daha büyük maraza çıkar, hatta uçak rötar yapardı. Büyük ve gurur verici bir işletmeye sahip olmakla övünmek kadar onu korumak da bizim görevimiz.
THY uçakları, THY logosu, Türkiye’nin başladığı yer yabancılar için. Valiz beklememek için başkasına ait baş üstü dolabı kullanmak ya da çay içmek için biraz sabır göstermemek demek hem THY’ye hem de Türkiye’ye zarar vermek demek. Kobe ve Messi’li reklam filmini seyrederken umarım işin bu kısmını da biraz düşünürüz...