On gün önce Kobani İddianamesi mahkeme tarafından kabul edildi. Buna göre; Selahattin Demirtaş, 108 kişi ile birlikte yargılanacak. İddianamede şüpheliler, "azmettirici" sıfatıyla, olay tarihinde ülke genelinde işlenen eylemlerden sorumlu tutuldu.
Eylemler neydi? Bölücü teröristlerin Kobani bahanesiyle 35 ilde gerçekleştirdiği ayaklanmada 53 kişi hayatını kaybetti. 221 vatandaş ile 139 polis yaralandı, 210 okul yakıldı.
İddianamenin kabulünün zamanlaması önemli.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), geçtiğimiz 22 Aralık’ta HDP'nin eski Eş Genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerektiğine karar verdi. "Demirtaş'ın tutukluluğu hukukî değil, siyasî gerekçelere dayanıyor." dediler.
Bunun üzerine muhalefet korosu, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere, Karamollaoğlu, Akşener, Davutoğlu ve Babacan, Selahattin Demirtaş’ın siyasî suçlu olduğunu ileri sürerek “AİHM’nin kararı uygulansın” diye tutturdular.
Erdoğan düşmanlığının beslediği dış destekli bir algı operasyonu başlatıldı. Kobani gerçeğini bilmeyenler/unutanlar, “he ya bu Demirtaş’ın bir suçu yoktu ki” algısına destek verdiler.
İddianame, bu algıyı tuzla buz etti. Çünkü kabul edilen iddianamede şüphelilerin, "azmettirici" sıfatıyla, pek çok suçun yanında 37'şer kez 'Nitelikli adam öldürme', 29'ar kez 'Öldürmeye teşebbüs'ten yargılanması isteniyordu.
İddianamenin kabulünden sonra bu hafta HDP ile ilgili iki önemli gelişme oldu.
MHP genel Başkanı Devlet Bahçeli, “HDP, 6-8 Ekim olaylarının, hendek terörünün ve bölücülüğe mihmandarlık yapmanın bedelini kanun, millet ve tarih önünde ödemelidir" dedi.
Bahçeli’nin Yargıtay’a yaptığı kapatma çağrısının temel gerekçesi, kabul edilen iddianameydi. MHP lideri, iddianamenin Ankara 22.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesinin, bölücülükle ve terörizmle hesaplaşmak adına tarihi bir fırsat olarak değerlendirilmesini istiyor ve şunu diyordu:
"Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bilhassa 6-8 Ekim (2014) olaylarıyla ilgili hazırlanan ve hukuken açık ihbar niteliği taşıyan iddianameyi temel alarak HDP hakkında acil ihtiyaç olan kapatma davasını süratle açabilecektir…"
Bahçeli’nin altını çizdiği önemli bir tespit de şuydu:
“6-8 Ekim olayları, FETÖ-PKK işbirliğinin ortaklaşa kumpasıdır. Kalkışmanın azılılarından birisi de CHP’nin ve İYİ Parti’nin destekleyip sempati beslediği terörist Selahattin Demirtaş’tır. HDP, DTK, DBP, HDK, PKK, YPG ittifak halinde Türkiye’ye meydan okumuş, ateşli silahlarla, bombalı suikastlarla, nefret söylemleriyle ve organize şekilde milli varlığımıza saldırmışlardır. Bunların ikmali, tahkimi ve takviyesi de FETÖ tarafından yapılmıştır…
“CHP’nin, İYİ Parti’nin itirazları, suç ve suçluyu koruma mahiyetindedir. Bunun yanında teröre yardım ve yataklık olarak da ayrıca ele alınmalıdır…”
Bu hafta HDPye dair ikinci önemli gelişme de olay tarihinde HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi olan milletvekilleri hakkında dokunulmazlıklarının kaldırılması talebiyle fezleke hazırlanmasına karar verilmesidir.
Kobani olaylara sırasında Türkiye genelinde yaşanan terör eylemlerinde yaptıkları çağrılar nedeniyle 'azmettirici' sıfatıyla sorumlu tutulan ve haklarında fezleke düzenlenecek olan HDP milletvekilleri şunlar:
Pervin Buldan, Meral Danış Beştaş, Hakkı Saruhan Oluç, Garo Paylan, Hüda Kaya, Sezai Temelli, Pero Dundar, Fatma Kurtulan ve Serpil Kemalbay Pekgözegü.
Yaklaşıyor yaklaşmakta olan…
Acaba, “Demirtaş siyasî suçludur” algı operasyonunun aktörleri, kendilerini neyin beklediğinin farkındalar mı?