Bugün size kuruluşunda bulunduğum ve halen genel başkan vekili olarak görev yaptığım Türk İnternet Medya Birliğinin (TİMBİR) birtakım temasları çerçevesinde geçtiğimiz hafta gittiğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne dair izlenimlerimi aktarmak istiyorum... Bildiğiniz üzere TİMBİR, Sayın Cumhurbaşkanımızın onayı ile 07.03.2023 tarihin Resmi Gazetede yayınlanan kararla kuruldu. Şimdi bünyesinde 81 ilimizden ve 25 ülkeden temsilcisi, bine yakın haber sitesi var.
TİMBİR ve BHA...
Birlik, ülkemizde ve dünyada Türkçe yayın yapan internet medya mensuplarının bu alandaki birikimlerini geliştirmek, iş birliğini arttırmak, internet alanındaki çalışmalarına katkı sağlamak ve ortak bir platform çatısı altında taleplerine ve sorunlara çözüm üretmek amacıyla kuruldu. Önemli bir boşluğu dolduruyor ve çalışmaları giderek gelişiyor ve ağı genişliyor... Alışılan haber seyrini, işe emek verenlerinde faydalanabileceği bir modelle sunan bir ajansı da var TİMBİR'in... Bir haber havuzu. Adı da Birlik Haber Ajansı (BHA). Bazı yerlerde ilçe düzeyine inen temsilcileri sayesinde detaylı bir haber akışının olduğu yapı. Genel Başkanımız Dr. Süleyman Basa'nın deyimi ile BHA aslında bir "haber kooperatifi"...
KKTC'deydik...
Birinci yılımızda bu çerçevemizi ve çalışmalarımızı KKTC'de Cumhurbaşkanı Vekili ve Meclis Başkanı Sayın Mustafa Zorlu Töre'ye anlattık. Yayınlar Yüksek Kurulu Başkanı Sayın Av. Feyzi Hansel ile internet medyası ve denetimi üzerine uzun uzun konuştuk. Yakın zamanda daha geniş kapsamlı çalışmalar yapacağımız kesinleşti...
Büyük bir kazanımım da KKTC'nin ilk ulusal yayın yapan kanalını kuran Sayın Ertan Birinci'yi tanımak oldu. Kendisi başkanlığını MGK Genel Sekreteri Sayın Seyfullah Hacımüftüoğlu'nun, Başkan Yardımcılığını ise kıymetli İletişim Profesörü hocamız Zakir Avşar beyin üstlendiği Yüksek İstişare Kurulumuzun üyesi oldu...
Sayın Birinci'den Kıbrıs'ı, tarihini, kültürünü, medyasını, siyasetini dinledik... Sayın Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş ile başlayan bağımsızlık serüvenini anlattı... Bilmediğimiz birçok ayrıntıyı öğrendik sayesinde. Babası Tekin Birinci ile de tanıştık elini öpme fırsatı bulduk. Tekin bey Türk Mukavemet Teşkilatının kurucularından... Ertan Bey gelinen durumu ve Rauf Denktaş'ın önemini şöyle özetliyor: "Eskiden Girne'ye gidemezdik, almazdı bizi Rumlar. Eşit filan değildik, ikinci sınıf bile değildik, şimdi Girne'de Kıbrıs Türkü'nün denize bakan evleri var bu büyük bir kazanım."
Sporun gücü...
Konuştuğumuz herkes, Kıbrıs davasının mevcut nesillere etkin bir biçimde aktarılamamasından şikâyetçi. Yaşananları bilmiyorlar, yeni bir dil ve yol ile gençlerin zihin dünyasını yeniden kurmalıyız fikrindeler ki çok doğru. Sorunlar var. KKTC'nin statüsüne dair hukuki problem sürüyor... Yeni dil spor olabilir düşüncesindeler. Zira adada spor seviliyor. Hatta ülkemizde -özellikle- basketbolda birçok KKTC'li genç var. Futbol konusunda büyük oranda gençler Rum kesimine gidiyormuş ki üzücü bu durum...
Milli takım nerede?
Milli takım ne yapıyor diye sordum. Pek üzgün cevapladılar. Maalesef yok diye. Önceden gelen bazı sorunlar var sanırım onlardan biri de bu. Rum kesiminin var. Yunanistan'ın var. Türkiye'nin var. Bunlar kendi arasında karşılaşıyor da. Bu ülkelerin takımları birbirine rakip de oluyorlar. Ama KKTC için böyle bir durum yok. Böyle bir takımın sembolik de olsa olması, müsabakalara çıkması gerekiyor bence. Hatta sadece futbol olarak düşünmeyelim. Olimpiyatlar için de durum aynı. İslam Ülkelerinin kendi arasında yaptığı müsabakalarda da yoktular.
Türk dünyası olimpiyatları olsa ve yerlerini alsalar ne güzel olur, değil mi?
Ya da keşke KKTC ligi şampiyonunun da katılacağı Türk Dünyası Futbol Şampiyonlar Turnuvası yapılsa. Şampiyonlar, Türkiye'de buluşsa tıpkı dünya kupası gibi karşılaşmalar olsa. Sadece milli takımların katılacağı bir organizasyon da olabilir bu.
Türkiye'de Altay, Konyaspor ve Samsunspor formaları giyen KKTC'li Mete Adanır adına bir turnuvayı neden düşünmüyoruz mesela...
KKTC'nin uluslararası varlığının tescili için bir somut adım daha atılmış olur bence...