Mel Gibson 2 yıl sonra Kan Bağı-Blood Father filmiyle izleyici karşısına çıkıyor. İyi bir aksiyon olan film, yıllardır görmediği kızının başı derde girince onu kurtarmak için çetelerle savaşa giren bir babanın macerasını anlatıyor...
Mel Gibson büyük oyuncu. Onun kariyerini ve hayatını izlemek sadece iyi bir sinemacının izinden gitmekten daha fazlasını gösteriyor bize. Hollywood’ta Yahudi lobisinin gücünü ve isterse bir yıldızı bile nasıl söndürebileceğini gözler önüne seriyor. Oyuncu birçok iyi filmde oynadı. Braveheart, Cehennem Silahı serisi, Mad Max oyunculuk performansı ile gönlümüzde taht kurduğu filmler. 1990’ların başında ise yönetmen olarak iyi bir başlangıç yaptı.
Sinemanın Cesur Yürek’i
İlk filmi ‘The Man Without a Face’ ile büyük değil ama ortalama bir başarı kazandı. Bir sonraki filmi ise yönetmenliğinin muhteşemliğini kanıtladı, Braveheart. Üçüncü projesi,Tutku - Hz. İsa’nın Çilesi filmi oldu. Zaten ne oldu ise bu filmden sonra oldu. Filmin İncil’deki olaylara getirdiği yorumu doğru bulmayan Yahudi lobisi Mel Gibson’ın biletini kesti. 2004’ten 2010’a kadar Mel Gibson hiç bir filmde oynayamadı. Yönetmenlik mi dediniz? Gibson 2004’te Tutku’yu çektikten sonra bugüne kadar sadece tek bir filmi yönetebildi. Kısacası iki muhteşem filmle başlayan yönetmenlik kariyeri Yahudi lobisi tarafından sonlandırıldı. Yıldızların tırnağı kırılsa manşetlere taşıyan Hollywood medyası ise Tutku çekildiğinde olaya biraz yakın durdu. Sonra belki birkaç makale ile bu yaşananların üstü kapatıldı. Gibson 2010’dan sonra da aslında çok dişe dokunur filmlerde oynayamadı. Bir iki bağımsız yapım ve iki tanede aksiyon filminde seyrettik oyuncuyu. Bu hafta ise yine bir aksiyon ile karşımızda Mel Gibson. Kan Bağı- Blood Father 2010’dan bu döneme en iyi filmi diyebilirim oyuncunun. Eski bir suçlu olan John Link hayatını dövme yaparak yalnız bir şekilde karavanında sürdürmektedir. 17 yaşındaki kızı Lydia babasından ayrı bir hayat sürer. Bir uyuşturucu karteline bulaşan erkek arkadaşı Lydia’yı kartelin servetini çalmak için aracı olarak kullanır. Lydia bu durumdan bir şekilde kurtulabileceğini düşünerek babasının yanına kaçar. John, hayatında bir zamanlar doğru yapamadığı şeyi şimdi yapabilmek için kolları sıvamıştır. Tek amacı, şu hayatta kan bağıyla bağlı olduğu tek şeyi yani kızını bu beladan kurtarmaktır. Mel Gibson emekli ırkçı çete üyesi John’u inanılmaz içselleştirmiş. Kızıyla baş etmeye çalışırken geçmişiyle de yüzleşmesini bize hissettirebiliyor. Filmin başarısının altında yatan asıl unsur ise Mel Gibson ile kızını canlandıran Erin Moriarty’nin perdedeki inanılmaz uyumu. 94 doğumlu Erin Moriarty’nin bundan sonra çokca ismini duyacağımızı düşünüyorum. Televizyon dizilerinde yıldızı parlayan oyuncu hem güzelliğiyle hem de kabiliyetiyle birçok meslektaşını kıskandıracak gibi duruyor. Mel Gibson ise geçirdiği yılları suratındaki derin izlerle belli ederken bunu sinema gibi bir sanatı icra etmek için kullanıyor. Yaşlılığı ancak iyi oyuncular perdede bir avantaja dönüştürebilir. Mel Gibson bunu başarıyor. Filmin yan kadrosunda ise William H. Marcy yer alıyor ama rolü o kadar kısaki onun leziz oyunculuğunu bu filmde hissedebildik desem yalan olur. Filmin bir özelliği de Fransız yapımı olması.
Filmi kaçırmayın
ABD’de geçen ve Amerikalı oyuncularla kotarılan filmin Fransız yapımı olması da bir farklılık tabii ki. Yönetmen Jean Francois Richet Fransa da Vincent Cassel ile beraber çalıştığı filmlerle tanınıyor. Dram aksiyon filmler yönetmenin hakim olduğu bir alan. Kan Bağı da aslında böyle bir tür. Yani farklı parçalar bu filmde tam oturmuş. Muhteşem bir başyapıt diyemeyeceğimiz ama kendini bilen ve iki saat seyrederken “Ben bu filme neden geldim” sorusunu kendinize sormayacağınız bir yapım. Öneririm.
İsa’nın Çilesi’ filminden sonra Yahudi lobisinin biletini kestiği Mel Gibson, oynadığı Kan Bağı ile yeteneğini konuşturdu.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Blood Father
Yönetmen: Jean Francois Richet
Senarist: Peter Craig
Oyuncular: Mel Gibson,
Erin Moriarty, Micheal Parks,
William H. Macy
Yapım: 2016, Fransa, 88 Dk.
VİZYONDAKİLER
Kayıp Balık Dori
Yapımcılığını Disney - Pixar yaptığı film, kimsenin unutamadığı Mavi Tang balığı Dori’yi geçmişiyle ilgili bazı yanıtlar ararken arkadaşı Nemo ve Marlin’le yeniden biraraya getiriyor. Dori neleri hatırlayabilecektir? Ailesi kimdir? Balina dilini nereden öğrenmiştir? Film bütün bu sorulara cevap arıyor.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Finding Dory
Yönetmen: Andrew Stanton
Senarist: Andrew Stanton
Seslenirenler: Ellen DeGeneres,
Albert Brooks, Ed O’Neill
Yapım: 2016, ABD, 97 Dk.
Siccin 3: Cürmü Aşk
Orhan ile Sedat çocukluk arkadaşıdır. Orhan, Sedat’ın kız kardeşi Kader’le evlenir. Sedat’ın yaptığı kaza hayatlarının dönüm noktası olur. Sedat’ın oğlu felç olur. Kader ise geçmişini hatırlayamaz. Orhan bu olay yüzünden Sedat’ı suçlar. Sedat, yaşadığı tuhaf ürkütücü olaylar nedeniyle iyice dağılır. Orhan ise Kader’i kaybetmeme uğruna korkunç bir şey yapar.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Alper Mestçi
Senarist: Alper Mestçi
Oyuncular: Adnan Koç, Büşra Ayaydın, Cem Uslu, Nevin Efe
Yapım: 2016, Türkiye
Masal
Film, İstanbul’da Yeşim adındaki karakterin ameliyattan sağ çıkamayacağını düşünerek, hastane odasında arkadaşlarına vasiyele başlıyor. Yeşim’in vasiyetini yerine getirmek için Bafa gölüne doğru yola koyulan beş arkadaş, vasiyetteki gizemi çözmeye çalışırken aşk ve dram yüklü başka hikâyelerle karşılaşırlar ve Yeşim’in hikayesi farklılaşmaya başlar.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Arın Arjen Öztürk
Senarist: Tolga Baysal
Oyuncular: Gökhan Mumcu, Tolga Yüce, Bengi Öztürk, Melis Canan Çiçekdenk
Yapım: 2016, Türkiye
Hayat Işığım
Tom Sherbourne, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Avustralya’ya döner ve Janus Kayası’ndaki deniz fenerinde çalışmaya başlar. Karısı Isabel’le yıldızlar, dalgalar ve rüzgârın sesinden başka hiçbir şeyin olmadığı iki kişilik dünyalarında huzur bulmalarını sağlar. Bir gün, üç yılın ve üç düşüğün ardından, karısı bir bebeğin ağlamalarını duyar.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: The Light Between Oceans
Yönetmen: Derek Cianfrance
Senarist: Derek Cianfrance
Oyuncular: Michael Fassbender, Alicia Vikander, Rachel Weisz
Yapım: 2016, ABD, 130 Dk.
Bana Normal Aktiviteler
Talip ve Yaşar iş hayatında başarısız olan iki kardeştir. Ağabeyleri Muhteşem’den aldıkları paraları batırırlar. Çalıştığı film setinden kovulan kostümcü Çiğdem iki kardeşe teklifle yaklaşır. Yaşar’a kendini yönetmen olarak tanıtır ve iki arkadaşı korku filmi piyasasında para olduğuna ikna eder. İkilinin son kez ağabeylerinden para alarak korku filmi işine girmelerini sağlar.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Özgür Bakar
Senarist: Alper Kıvılcım
Oyuncular: Ufuk Şen, Süleyman
Kabaali, Bengi İdil Uras
Yapım: 2016, Türkiye
Tutmayın Beni
Tutmayın Beni filminin yönetmen ve senaristi, daha önce Vay Başıma Gelenler filmlerini yönetmiş Semra Dündar üstleniyor. Filmde, bir alışveriş merkezinde çalışan Fikret’in (Bala Atabek) yaşadığı olaylar, komik bir dille anlatılıyor.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Semra Dündar
Senarist: Semra Dündar
Oyuncular: Bala Atabek, Hakan Eratik, Volkan Baş, Leyla Üner Ermaya,
Derya Şen
Yapım: 2016, Türkiye
Şöhret tesadüfleri sever
Bugün sinema ve şov dünyasındaki dev isimlerinin tesadüfen keşfedildiğini biliyor muydunuz? İşte ünlü yıldızların filmlere konu olacak ilginç hikayeleri...
ANGELINA JOLIE
Ünlü oyuncu
7 yaşındayken babası aktör Jon Voight’in başrülünde yer aldığı ‘Lookin’ to Get Out’ adlı filmle oyunculuk kariyerine başladı.
JOHNNY DEPP
Johnny Depp, Nicholas Cage tarafından keşfedilmiş. Depp o zamanları şöyle anlatıyor: ‘’Uzun yıllar önce Nicholas Cage ile tanışmıştım. O zamanlar gitaristlik yapıyordum. Ortak arkadaşlarımız vardı ve bir gün Monopoly oynuyorduk. Oyunculuğu denemem için beni ajansına davet etti. Ertesi gün oyunculuk seçmelerine girdim ve ilk rolümü kaptım.
MEL GIBSON
Aktörün oyunculuğuna denecek laf yok. Ancak Mad Max’e dahil olmasını sağlayan şey bu değildi. Bir arkadaşını ziyaret etmek için bar kavgası yaptıktan sonra sete gelen oyuncuyu gören yönetmen, yüzünün kanla kaplı olmasından ve bar kavgasından dolayı üstünün yırtık pırtık olmasından etkilenerek onu seçmelere göndermişti.
CAMERON DIAZ
Long Beach’te yetişen Cameron Diaz, ergenlik çağından itibaren Hollywood partilerinin müdavimiydi. Yine bu partilerden birinde dansederken Jeff Dunas adlı fotoğrafçı tarafından keşfedildi. Bu ünlü isim, Diaz’ın Elite mankenlik ajansına girmesini sağladı. Mankenlikteki 5 başarılı yılın ardından “Maske-The Mask” filminde Jim Carrey’nin kız arkadaşı rolüne seçildi ve bir yıldız oldu.