Sıvı ya da katı yağların yüksek derecelerde ortaya çıkardığı kanserojen maddeler vücutta organlara kademeli olarak zarar veriyor. Bu zarar ise sadece kalp ve damar sağlığıyla sınırlı kalmıyor.
Beslenme alışkanlıkları ile kronik hastalıklar arasında ciddi bir bağın olduğunu biliyoruz. Bu nedenle sağlıklı beslenme kavramı içinde en çok bahsetmemiz gereken ana konunun da sağlıklı pişirme yöntemlerini mutfağımızda uygulamamız gerektiğini olmalı. Bu konuda en riskli besin grubu olarak yağlar karşımıza çıkıyor. Sıvı veya katı formdaki yüksek derecelerde kızartmak veya ısıtmak yağın kendi dokusunda pişirmeye bağlı olarak peroksitler, aldehitler, ketonlar ve polimerler gibi oksidasyon ürünlerinin oluştuğu gözlendi. Bu ürünlerin özellikle doymamış çift bağı fazla olan yağ çeşitlerinde mesela mısır özü yağı ve ayçiçeği yağında daha fazla oluşup dokularda da toksik etki yarattığı belirlendi. Bu toksik maddelerin karaciğer ve böbrekte doku hasarına neden olduğu, hücrelere zarar verdiği, kalbe giden damarlarda bozulmaların en önemli sorumlusu olduğu kanıtlandı.
Böbrekler için büyük risk
İngiltere’nin Oxford Üniversitesi yağda kızartılan yiyeceklerle 3 ay beslenen 100 gönüllünün karaciğer doku örneklerinde hücresel bozluma, yağlanma ve karaciğerde hasar gözlemlendi. Tüm gönüllü deneklerin kandaki iyi huylu kolesterol düzeyleri çok düşmüş ve kalp hastalıkları riski ortaya çıktı. Böbreklerde ise 3 aylık kısa bir sürede dokusal değişiklik ve normal ağırlığın arttığı saptandı. Ekip, özellikle kırmızı etlerin, kanser riskini çok arttırdığı bildirdi. Bu yüzden kızartmalardan mümkün olduğunca kaçınmak sağlığınız açısından atacağınız en iyi adım olacaktır.