Evde temiz çamaşırların arasında koyduğumuz ufak torbalar içindeki lavantanın kokusu tüm dolabın içini sarar, insanı rahatlatır, ferahlık hissi verir. Lavanta kokusu günlük yaşamımızın bir parçası olarak sabun, kolonya, çamaşır yumuşatıcı, oda kokusu ve daha birçok üründe yer alıyor. Öğrenciler arasında yapılan bir araştırmada çalışma masasının üzerine konulan lavanta çiçeklerinin kız öğrencilerde öğrenme kabiliyetini artırdığı ve hafızayı güçlendirdiği gözlenmiş. İlginç olan erkek öğrencilerde belirgin bir olumlu cevap alınamamış olması.
Lavanta kokusu olarak hafızalarımızda yer eden koku Latince bilimsel adıyla “Lavandula angustifolia” bitkisinin açmamış çiçek tomurcukları ve bundan distilasyon ile elde edilen uçucu yağıdır. Diğer lavanta türlerinin kokusu farklı. Lavanta çiçeği ve uçucu yağına o güzel kokuyu veren bileşenlerin adı linalool ve linalil asetat’tır. Yapılan deneysel çalışmalar bu iki bileşenin yatıştırıcı, uyku verici, endişe giderici etkileri bulunduğunu (gama- amino bütirik asit reseptörleri üzerinde etkili) ortaya koymuş. Bu etkilerine bağlı olarak günlük yaşamda sıklıkla kullanılıyor. Özellikle kokuların tedavi amacıyla kullanıldığı popüler bir doğal tedavi sistemi olan aromaterapi uygulamalarında gerek masaj yoluyla ve gerekse burun yoluyla (nebulizör, vd.) sıklıkla yer alıyor. Sinirsel gerginliğe bağlı ağrılar, migren ağrıları için etkin bir ilaç. Ancak bir uyarı: Kullanılan ürünün kaliteli olması yararlı olabilmesi için son derece önemli.
AMELİYATTA HASTAYI RAHATLATIYOR
Güney Kore’de yapılan bir klinik çalışmada farklı yaşlardan ve kadın-erkek karışık olmak üzere 30 sağlıklı gönüllü gelişigüzel şekilde iki gruba ayrılıyor. Her grubun önce ağrıya duyarlılığı test ediliyor. Bu amaçla gönüllüler ameliyat hazırlık odasına alınarak yatırılıyor ve 25’lik enjektör iğnesi 3 mm önkola batırılarak 30 saniye bekletiliyor. Ağrıyı ne derecede hissettikleri sorgulanıyor (VAS tekniği ile). Sonuçta cinsiyet ve yaşa bağlı olarak belirgin bir farklılık bulunmadığı belirleniyor. Ardından gönüllülere oksijen maskesi takılıyor. Ancak maskelerin içerisinde bir grupta yüzde 2 lavanta yağı ve yüzde 98 jojoba yağı taşıyan karışım damlatılmış tülbent konurken, diğer grupta ise lavanta yağı taşımayan tülbent konuyor. Oksijen maskesi beş dakika süresince uygulanıyor. Takiben tekrar aynı şekilde uygulanan enjektörün ağrısını ne derece hissettiği sorgulanıyor.
Sonuçlar değerlendirildiğinde, seyreltilmiş lavanta yağı karışımını koklatmanın gönüllülerde gerek ameliyata alınma endişesi (ameliyat odasına alınmaları ve yatırılmaları) nedeniyle ve gerekse enjeksiyon yapılması nedeniyle ortaya çıkan endişe ve stresi belirgin bir şekilde azalttığı tespit edilmiş. Seyreltilmiş lavanta yağının etkisinin 20 dakika kadar sürdüğü ve hiçbir yan etkiye yol açmadığı bildirilmektedir.
DİŞ HEKİMLERİ DE KULLANABİLİR
Bu bulgu, daha önce yürütülen benzer çalışmalar ile birlikte yorumlandığında bence çok önemli. Ameliyat stresi genellikle hastaya daha fazla anestezik ilaç uygulanmasına neden olmakta ve dolayısıyla hastanın ameliyat sonrası nekahat dönemi uzamakta anestezik ve ağrı kesici ilacın yol açtığı bulantı ve kusma sorun yaratmaktadır.
Daha önce yine Güney Kore’de yapılan bir çalışmada gastrik laparoskopi ameliyatından sonra lavanta yağı uygulamasının hastalarda ameliyat ağrısını gidermek için uygulanan kuvvetli ağrı kesici (opioid ağrı kesiciler) miktarının azaltılmasını sağladığı ve dolayısıyla hastanın daha çabuk hastaneden taburcu edilebildiği rapor edilmişti.
Öncelikle bir hususu tekrar belirtmekte yarar var; lavanta yağının yüzde 2-5’lik olacak şekilde bir sabit yağ (jojoba yağı gibi) ile seyreltildikten sonra kullanılması daha güvenilir olacaktır. Yukarıda bahsettiğim çalışmalarda ameliyat stresi incelenmiş, ancak kanımca bu kapsamı daha da genişletmek mümkün: Diş hekimleri hastalarını önce bu şekilde yatıştırırsa tedaviyi daha kolaylıkla uygulayabilir. Okullarda aşı yapılırken heyecanlanan çocuklar bu şekilde yatıştırılabilir.
Aklınıza başka neler geliyor?