Neyse, Mayalar’ın binlerce yıl öncesinden verdikleri haberin yorumu yanlış çıktı ve bazılarının beklediği ‘kıyamet’ dün gerçekleşmedi. ‘Kıyamet’ öncesinde yaşanacaklarla ilgili tasvirleri henüz tezahür etmediği için kutsal kitaplar doğrulanmış oldu.
Kıyamet o anlamda kopmadı, ama bizim medyaya bıraksanız her gün koparacaklar kıyameti; özellikle de iktidarın zarar hanesine yazılacak türden olaylar yaşanıyorsa... Olay olmasa da olmayan olayı oldurmada bizim medyanın üstüne yok.
Son bomba, uzaya atılan ‘Göktürk-2’ haberleşme uydusuyla ilgili düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yer almaması... Biraz geç uyandılar, ama uyanır uyanmaz, bu olayı, hükümet ile Çankaya veya doğrudan Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan arasında ‘sorun’ olmasına bağladılar. Sağda solda işittiğim ve okuduğum yorumlar gülüp geçilecek cinsten...
Gülünüp geçilmesi gereği pek çok sebep yüzünden, ama sebeplerden biri hepsinden önemli: 2014 yılı ortalarında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan arasında geçmeyecek... Defalarca açıklandığı üzere, bu iki isim, o günün şartlarında en doğru tercih hangisiyse, halkın karşısına onun çıkacağı bir formüle ulaşmakta zorlanmayacaktır.
Hem de hiç zorlanmayacaklar...
Gerçek bu olduğuna göre, aralarında çekişme yaşandığı yolunda zihinlerde oluşturulmaya çalışılan her türlü senaryoyu hayal mahsulü sayabilirsiniz.
Unuttukları bir gerçeği bir kez daha hatırlatayım: Tayyip Erdoğan’ın ‘siyasi yasaklı’ olması yüzünden Meclis’e giremediği ve bu sebeple başbakanlığı üstlenemediği dönemde, görev, Abdullah Gül’ün üzerinde kalmıştı. O zaman da “Başbakanlığı eline geçiren kolay kolay bırakmaz” senaryoları yazılıyordu. Sonunda ne oldu? Abdullah Gül Meclis dışı kalmış Tayyip Erdoğan’ın önünü açacak girişimleri başbakan olarak birbiri ardına gerçekleştirdi ve ara seçimle milletvekili sıfatını kazandığı ilk gün başbakanlığı kendisine teslim etti.
Yüksünmeden...
Cumhurbaşkanlığı için yapılacak seçimin arefesindeki şartlar halkın önüne aday olarak kimin çıkacağını da belirleyecektir. Aday Tayyip Erdoğan olacaksa, Ak Parti’nin yönetimini kimin üstleneceği de yine o günlerin şartlarında kararlaştırılacaktır; Abdullah Gül’ün siyasete dönmesi gerekecekse, o ara dönemde kimin başbakan olacağı da...
Bunu bazılarının aklı almıyor, biliyorum, ancak Ak Parti’nin yalın gerçeği bu...
Gerçek bu; taraflar gerçeğin bu olduğunu bilirken, birbirlerine karşı küçük ayak oyunlarına girişirler mi? Uzaya fırlatılacak uydu için yapılacak törene Cumhurbaşkanı Gül’ün davet edilmemesi Başbakan Erdoğan’ın tercihi olabilir mi? Tayyip Erdoğan’ın siyasi zekâsına sahip bir siyaset adamı, popüler bir cumhurbaşkanını rencide etmenin mi yoksa törende birlikte görünmenin mi siyaseten daha kazançlı olduğunu hepimizden iyi bilir.
Burada sunduğum tahlilin devletin zirvelerinde çatışma olmasından medet umanların işine gelmeyeceğini biliyorum. Geçmişte siyasileri birbirine düşürerek, Çankaya ile hükümet arasında ihtilâf çıkararak günlerini gün ettiler; milleti rahatlatan birlik-beraberlik görüntüsü onların huzurunu kaçırıyor. Şimdilerde dışa vuran o huzursuzluklarıdır.
Milletin istediği ise tepeden aşağıya doğru huzura kavuşmuş bir Türkiye’dir...