İsrailli diaspora bakanının, Fransa’daki ayaklanmalar sırasında beyanatı dikkat çekici olmalı. Bakan diyor ki; “Fransa’dan İsrail’e iki yüz bin Yahudi göç etmeye hazır durumdadır. Ve Yahudiler için en güvenli ülke İsrail’dir.”
İkinci Dünya Savaşı döneminde, Avrupa’dan çıkan Yahudilerin Filistin topraklarına göç ettirilmesi hikâyesi ile bağlantı kurmak, geçti biraz içimden!
Gerçi Avrupa’nın yükselen ırkçılık dönemi ve faşizmin doruk yaptığı dönem... Hitlerin ortaya çıkışı hatta çıkmasının sessizce seyredildiği tarihi delillerle ispatlı durum... Şimdi yine Kıta Avrupası! Yine devrimlerin merkezi Fransa! Yine yine tekrarlar…
Anlaşılan şu ki; büyük değişim ve dağıtım içerikli büyük savaşlardan, bu bölgeden faydalı çıkanlardan biri de İsrail oldu.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları neticeleri ortada, şimdi odaklanılması gereken nokta, “hangi döneme girmekteyiz” sorusudur.
İsrail’in; Suriye üzerindeki niyetini, Orta Doğu coğrafyasındaki varlığını İslam karşıtı yönetim, eylem ve gruplarla dizayn etme çabası, esasında bize ipuçları vermekte!
Bu coğrafya, geleceğin coğrafyası ve elbette değişmez bir gerçek medeniyet.
Kim ne derse desin ama tüm savaşların medeniyetler arası savaş içeriği taşıtıldığı ortadadır.
Ve İslam; en büyük ve kâmil son medeniyet olarak, karşı cephedekilerin esas düşmanı! Türkiye; bu büyük medeniyetin bayraktarı... Hep böyle oldu. Elinden zorla alınan nizam, yeniden aklı ve hedefleri ile Türkiye’nin doğal kontrolüne geçmekte. İşte meselede budur!
İran hedefte gösterilip, acaba esas hedef olarak ne düşünülmekte? Bence buna dikkatlerimizi odak yapmalıyız.
Bolton’ın İsrail’den verdiği ve sonradan da cevabını ziyadesiyle aldığı beyanatını, tüm bu nihai niyetlerden bağımsız okumamız mümkün değildir.
Önce topraklar alındı, sonra üzerine devlet kuruldu. Ve bu devleti, Avrupa’daki faşist bir yapı ile sağladı!
Evet, şimdi yine ırkçı söylemler! Yine tekrar artan gereksiz milliyetçilik çığlığı! İlk önce bu tür durumda “kimler hedef” ve “nihai hedef ne”, ona bakmamız şarttır! Türkiye gibi cihana hükmetme kabiliyeti olan bir medeniyetin bekçisi bir ülke için bu milliyetçilik çığlıkları parçalanmaların, fakat büyümek isteyen sessiz sedasız İsrail gibi yapılar için ise bu genişleme ve yeni hedefe ulaşma ortamıdır!
Anlaşılan o ki kıta Avrupası, yeni İngiliz planlamaları ile karşı karşıya...
İsrail ise yeni etaba geçiş fırsatını yakalamada...