Kıskançlık doğal ve güçlü bir insan duygusu. Yerli yerinde ve doğru ölçüde olduğunda koruyucu özellikleri de var. Varlığı boşuna değil. Sevdiğimize sahiplenmeyi, onunla yakın kalmayı ve onu başkasına kaptırmamak için alarma geçmeyi sağlıyor. Kıskançlık duygusuna hiç sahip olmamak, alarm hali oluşmadığı için, eşimizi kaptırmaya sebep olabilir.
Kıskançlık düzeyi açısından insanlar birbirinden farklı
Spektrum veya çan eğrisi üzerinden düşünürsek; bir uçta aşırı kıskançlar, hemen yanında kıskançlar, diğer uçta ise kıskançlığı yok derece az kişiler ve onların yanında ise az kıskançlar bulunuyor. İnsanların çoğunluğu ise kıskançlık düzeyi açısından ortalamada bulunuyor.
Aşırı kıskançlık mizaçtan mizaç özelliklerinden kaynaklanabilir
Size aşırı kıskanç özelliği mizacından kaynaklanan bir kişinin, eşinin hayatını nasıl etkilediğinin örneğini vereyim: “Mehmet ile Beyza beş yıldır evli. Beyza, Mehmet’in kendisini sürekli kontrol ettiğini, iş yerinde diğer erkeklerle nasıl konuştuğu ile aşırı ilgilendiğini, sürekli telefonlarını kurcaladığını söylüyor. “İnanın yolda yürürken dahi bakışlarımı denetliyor”. Sanki her an onu aldatacakmışım gibi muamele görüyorum. İlk zamanlar beni sevdiğine yormuştum. Şimdi bunaldığımı hissediyorum. Defalarca konuşmaya çalıştım ama sanki kendine söz geçiremiyor gibi.
Ruhsal rahatsızlığın parçası olan kıskançlık
Aşırı kıskançlık çoğunlukla bir kişinin çocukluğundan beri devam eden bir mizaç özelliği iken, bazen de bir ruhsal rahatsızlığın parçası olabilir. Ruhsal rahatsızlığın parçası olan kıskançlık; daha aşırı ve daha tehlikelidir. Kişi eşinin kendisini aldattığına yönelik sarsılmaz inançlara sahip olabilir. Rahatsızlığa bağlı olan kıskançlık genellikle sonradan başlar. Rahatsızlığın diğer belirtileri ile beraber artar azalır. Psikiyatrik ilaçlarla tedavi edilebilir.
Adına Hezeyanlı Bozukluk verilen ruhsal rahatsızlığa tipik bir örnek şöyle olabilir (örnek gerçek kişi değildir): Ayşe Hanım 40 yaşında, ev hanımı, 3 çocuk annesi. Eskiden beri biraz kıskanç biri olarak bilinirmiş. Son bir yıldır giderek artan şekilde kıskançlığı başlamış. Gün boyu eşinin nerede ve kimlerle birlikte olduğuna dair düşünceler zihnine üşüşmeye başlamış. “Ya eşim başka kadınlara bakıyorsa, ilgi gösteriyorsa” diye düşünmeye başlamış. Zamanla gerçekten de eşi sanki o anda başka kadınlarla birlikteymiş gibi yoğun duygular hissetmeye başlamış. En sonunda eşinin kendisini aldattığına inanmış. Sürekli kanıt aramaya başlamış. Atletler üzerinde saç teli aramaya başlamış. Eşinin ve çevresinin onu sakinleştirme çabalarına karşı onları suçlayıcı şüphelerle karşılık vermiş...”
Aşırı kıskançlığın yıkıcı sonuçları
Kıskanç olarak adlandırılacak düzeyde kıskanç olmak bir ilişkiyi zorlarsa bile yıkıcı düzeyde bozmayabilir. Ama bir kişi “aşırı kıskanç” ise kıskançlık evlilik ilişkisini bozucu etki yapabilir. Aşırı kıskanç kişiler, yersiz ve orantısız biçimde kıskançlık yaparlar. Eşlerine hapishane hayatı yaşatabilirler. Eşin başkaları ile ilişkilerini kısıtlarlar. Bakışlarını denetlerler. Gereksiz kavgalar, kişiyi utandıracak gerçek olmayan suçlamalar yapabilirler.
Buhari’de geçen bir hadiste Hz. Peygamber şöyle demiştir: “Kıskançlığın bir kısmı vardır ki, Allah ondan nefret eder. O da ortada bir şey yokken, kişinin zevcesinden şüphe etmesidir.” (Buhari)