Koronavirüsü neticesinde çalışma hayatını doğrudan ciddi şekilde etkileyen pandemi ile birlikte kısa çalışma, fesih yasağı, ücretsiz izin ve nakdi ücret desteği ile işletmeler nefes alırken, çalışanlara da işten çıkartılmama ve işine devam imkanı sağlandı.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan iş dünyasından gelen talepleri de dikkate alarak kısa çalışma ödeneği süresini 1 ay uzattı. Buna göre, kolaylaştırılmış kısa çalışma ödeneğinden yararlanma süresi olan üç aylık süre bir ay uzatılmış olacak.
Buna paralel olarak 17 Temmuz’da dolacak olan fesih yasağı süresi de uzatılacak.
Yapılan uzatma ile birlikte İş Kanunu kapsamında olan veya olmayan her türlü iş veya hizmet sözleşmesi, 17 Ağustos’a kadar 25/II bendinde veya diğer kanunların ilgili hükümlerinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler dışında işveren tarafından feshedilemeyecek. Bununla beraber işverene tanınan ücretsiz izne çıkarma hakkı bir ay uzatılmıştır.
Eksik gün kodu “28-Pandemi ücretsiz izin” veya birden fazla gerekçe ile eksik gün bulunuyorsa “29-Pandemi ücretsiz izin ve diğer” olarak bildirilmesi gerekmektedir.
SGK’ya 01, 04, 05, 06, 12, 14, 20, 29, 32, 35, 39, 52, 53, 54 veya 55 nolu belge türlerinden bildirilmiş olmak, Koşullarını birlikte taşımaları ve işverenleri gerekli bildirimin yapılması halinde, bu kapsamda ücretsiz izne ayrıldıkları süre kadar nakdi ücret desteğine hak kazanır.
KIDEM TAZMİNATI NASIL ÇÖZÜLECEK?
Bugünlerde gündemin ilk sıralarını kıdem tazminatı meşgul ediyor.
İşçi ve işveren farklı konumlarda olunca çözümü de zorlaşıyor. Zira işçi mevcut haklarını kaybetmek istemiyor, işverense maliyetleri düşürmek istiyor.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Tekirdağ “Ergene Çevre Koruma Projesi, Derin Deşarj Hattı B Tüneli Işık Göründü Merasimi”ndeki açıklamaları ile işçi ve işvereni uzlaşmaya davet etmesi önemlidir.
İşveren sendikaları ile işçi sendikalarının kıdem tazminatını kendi aralarında çözüme kavuşturmalarını istedi.
Bu uzlaşma çağrısı sonrasında kıdem tazminatının çözümünde işçi ve işveren arasındaki görüşmeleri ilgiyle izleyeceğiz.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın açıklamaları işçinin kazanılmış hakkının korunmasını esas alıyor. Burada amaçlanan işçilerin kıdem tazminatı hakkını kalıcı ve garantili bir sisteme bağlanmasıdır.
İşçi sendikaları mevcut kıdem tazminatı haklarının devamı ve korunmasını, hak kaybı olmamasını talep ederken işveren tarafı ise kıdem yükünün ve maliyetinin düşürülmesini talep ediyor. Mevcut durumda bir aylık kıdem tazminatı karşılığı yüzde 8,33 olup, bireysel fon hesabı ve tamamlayıcı emeklilik sistemi ile farklı bir uygulama getirilmesi öngörülüyor.
1 Ocak 2022’de yürürlüğe girmesi beklenen düzenleme ile yüzde 8,33’ün yüzde 3 kısmı işçinin bireysel fon hesabına yatırılacak, yüzde 5,33'lük kıdem tazminatı ise işveren üzerinde kalmaya devam edecek.
Birincisi 8,33 oranının 3 puanlık kısmı (ki bu bir yıl için 30 günlük kıdem tazminatının yüzde 36’sına karşılık geliyor) işveren katkısı bireysel fon hesabında toplanacak. Kalan 5,33 puanlık kısmı (ki bu bir yıl için 30 günlük kıdem tazminatının yüzde 64’üne karşılık geliyor) işveren üzerinde kalmaya devam edecek.
Dolayısıyla mevcut durumda işçi ve işverenin ortak bir noktada buluşması çok zor görünüyor. Bu anlamda ancak sosyal diyalog mekanizmaları geliştirilerek, tarafların karşılıklı fayda ve anlayışla sorunları çözebilmeleri mümkündür.
Daha önce de bu köşede dile getirdiğim üzere, işçi, işveren ve kamuyu temsilen üçer kişiden oluşacak bilim kurulu görevlendirilerek kıdem tazminatı sorununun çözümü uygun olacaktır.