"PKK’nın misilleme taktikleri kirli” demedim, ben aslında “Ceylanpınar’da iki polisin uykularında öldürülmesini” kastettim diyor HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş.
Edilgen cümle kurarak sanki Ceylanpınar’daki polislerin kendi kendilerini şehit ettiklerini sanmamızı istiyor. PKK teröristlerinin bu katliamı üstlendiklerini gizlemeye çalışıyor.
Ama nafile. Ne röportaj verdiği Financial Times gazetesini -şimdilik- ikna edebiliyor ne de PKK terör örgütünün Kandil’de konuşlanan “farklı ülke” temsilcilerini.
Apar topar Brüksel’e gitmesi de ondan.
Hedefi, Zübeyr Aydar ve Remzi Kartal’dan destek alarak, Kandil’in “kirli” olmayan saldırılarını durdurmakmış. En azından Amerika’ya seçim öncesi yaptığı ve direktifler aldığı iddia edilen ziyareti gibi değil bu. Yardımı bu kez kendi tarafından istiyor. Hanesine artı yazabilir yani.
Ama Demirtaş “onu demedim bunu demek istedim” derken, “Cici Çocuk” imajına katkıda bulunan yurtdışı medya kuruluşlarının şimşeklerini üzerine çekmekte herhalde bir beis görmüyor.
Baksanıza yayınlarıyla desteklediği “Cici” Demirtaş’ın aksine Reuters haber ajansı operasyonun en kirlisini yapıyor.
“Amerika Birleşik Devletleri DAEŞ ile mücadelede yanlış müttefik seçti” başlıklı bir yazıyı, operasyonel anlamda devreye soktu, mesajlar verdi.
Türkiye’deki yandaşlarına, “Medya kanalıyla operasyon nasıl çekilir?” tadında profesyonel anlamda yol gösteren Reuters Haber Ajansı, bu yazı kendisine mal edilmesin diye de “Blaise Mitzsal” imzasıyla “yazarın görüşleri kendini bağlar” uyarısıyla yayınladı.
Amerika Merkezli “Partiler üstü Politika Merkezi” adlı kuruluşun Ulusal Güvenlik danışmanı Mitsztal, özetle şunu diyor Amerika’daki odaklara.
“Siz Türkiye’yi seçerek yanlış yaptınız. Çünkü Türkiye DAEŞ ile mücadele etmekten daha çok ülkenin doğusundaki Kürtleri öldürüyor. Türkiye sizi kandırıyor, DAEŞ ile mücadele adı altında kendi gündemi doğrultusunda Kürtleri yok ediyor”
Yazının tamamında terörle mücadele yok, sadece Türklerin Kürtleri öldürmek için aradığı fırsatı bulduğunu ve ha bire Kürt öldürdüğünü yazıyor, ulusal güvenlik danışmanı. Üstelik bir takım odakları “gıdıklamak” adına “DAEŞ’i durduran Kürtler” sıfatını da ekliyor yazını belli bölümlerine
Geçelim bir başkasına.
The Guardian.
İlginçtir. O da İngiliz medyası.
Ama onlar Reuters kadar zeki değiller ki “Editoryal” imzalı yayınladılar makaleyi.
“Türkiye’nin Kürtlerle olan geçici uzlaşması sona erdi. Ankara Hükümetinin yıllar süren müzakereleri elinin tersiyle itmesi çok sorumsuz bir davranış” diyor The Guardian’ın editoryal bakışı.
Diğerinden farklı olarak Kürt tanımlaması yerine PKK kullanıyor yazısında bol bol. Ama bakış aynı. HDP’yi anlatırken, “PKK ile bazı bağlantıları var”şeklinde geçiştirip, esas amacın terörle mücadele değil HDP ile mücadele olduğunu iddia ediyor.
Her iki yazı da baştan sona operasyon hedefli yazılar ama Türkiye’deki “etik” hassasiyeti üst sınırlarda olan medyacıların gıkı bile çıkmıyor.
Dönelim başa.
Türkiye, dünya çapında, uluslar arası medya desteğiyle Selahattin Demirtaş’ın “kirli” bile diyemediği o kadar büyük operasyonlara maruz kalıyor ki, onlarla mücadele etmekten sıra Demirtaş’a anca geliyor.
Ama şunu da biliyoruz.
Demirtaş söyleyemese de biz çekilen yerli-yabancı operasyonların ne kadar “kirli” olduğunun farkındayız. Sadece kirli değil, hem de “pis” bir operasyon.