Ligin son iki haftasına girdik. Zirvede işler, her geçen gün Galatasaray'ın lehine gelişiyor. Bu hafta sonu oynanacak olan derbi maçta, Galatasaray bir puan alırsa şampiyon olacak ve kupayı kaldıracak. Fenerbahçe maçı kazanırsa, şampiyonluk umutları, son hafta Galatasaray'ın Konyaspor'a yenilmesine bağlanacak.
Olabilir mi?
Matematiksel olarak mümkün. Ama ne kadar mümkün? Şampiyonluk Fenerbahçe için çok çok zayıf, matematiksel bir ihtimal artık.
Galatasaray'a bugün için "şampiyo..." yazabiliriz. Son harfi de bu hafta sonu, en geç önümüzdeki hafta yazmış oluruz. Galatasaray, Fenerbahçe'nin defalarca yaşadığı travmayı yaşamaz gibi duruyor.
17 Mart'ta Trabzonspor'u, Trabzon'da 3-2 yenen Fenerbahçe tam dört kupada (Konferans Kupası, Lig Şampiyonluğu, 2022-2023 Süper Kupa, 2023-2024 Süper Kupa) iddialıydı. Taraflı tarafsız herkes bu dört kupa finalini de Fenerbahçe'nin oynayacağına adeta emindi. Bir anda Ali Koç ve yönetimi saha içindeki mücadelede kalıp, kupalara odaklanacak yerde saha dışı olaylara daldı. Önce bu kupalardan 2022-2023 Süper Kupa karşılaşmasında, sahaya U19 takımını çıkararak, kupayı elleriyle Galatasaray'a verdi. Ardından Konferans Ligi'nden elendi. Sivasspor ve Konyaspor beraberliklerinin ardından da bir anda Galatasaray'ın 6 puan gerisinde kaldı. Türkiye Kupası'ndan da elenmiş olduğundan, Fenerbahçe'nin, bu sezonun süper kupa finalini oynama şansı da bulunmuyor. Böylece Ali Koç başkanlığındaki Fenerbahçe bu sezon da "0" çekmiş oldu. Tarihin en kötü liginde, liderlerle arasında 38 puan fark bulunan Trabzonspor'un ve yine liderle arasında 44 puan olan Beşiktaş'ın bile hala iki kupa hedefi var. Galatasaray'ın son altı sezonda, bu yılda şampiyon olurlarsa, 3 Lig şampiyonluğu, 1 Türkiye Kupası Şampiyonluğu, 2 Süper Kupa şampiyonluğu var. Fenerbahçe'nin ise son altı sezonda bir Türkiye Kupası dışında kazandığı tek bir kupası yok. Bu, perde arkasında kimin durduğunu iyi bildiğimiz, sonu hiç mutlu bitmeyecek gibi görünen bir dramdır.
Dursun Özbek başkanlığında son iki sezonun şampiyonu olan Galatasaray'da da önümüzdeki hafta seçimler var. Galatasaray'da başkanlık süresi Fenerbahçe'den farklı olarak 2 yıl. Yani Galatasaray'ın bir şampiyonluğu Dursun Özbek döneminde gerçekleşti. Bu başarıya rağmen Dursun Özbek seçime bir rakip adayla gidiyor. Fenerbahçe'de ise son altı sezonda Ali Koç başkan ve tek şampiyonluk yok. Ali Koç'un kendi ifadesine göre "Ali Koç'un başında olduğu Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar." Yani bırakın şampiyon olmayı, Ali Koç başkanlığında Fenerbahçe'nin şampiyonluk ihtimali bile yok. Bunu ben değil, bizzat Ali Koç'un kendisi söylüyor. Ama Ali Koç haziran ayında yapılacak seçimlerde aday.
Şaka gibi...
GÖSTERE GÖSTERE
Sadettin Saran, hafta sonu Ali Koç ile yaptığı görüşmenin ardından, başkan adaylığından çekildiğini açıkladı. Malumun ilanıydı.
Sadettin Saran reklamını yaptı ve ekibini ona destek verenleri yüzüstü bırakarak son altı sezonda "0" kupa kazanan Ali Koç lehine çekildi. Sadettin Saran'ın bu kararının altında bir başka sebep yoksa çekilmesi Fenerbahçe'nin hayrına olmuştur. Böylesine bir ortamda hem de son altı sezonda "0" kupa kazanan Ali Koç lehine çekilmesi Sadettin Saran'ın potansiyel yönetim kabiliyetinin görülebilmesi açısından büyük bir şans olmuş. Allah Fenerbahçe'yi böylesine basiretsiz yöneticilerden korumuş diyesi geliyor insanın.
Bir ifadeyi de düzeltmekte fayda görüyorum. Sadettin Saran'la görüşmesinin ardından Ali Koç başkan adaylığı konusunda kararını verdi ve aday oldu deniyor. Doğrusu "Ali Koç, aday olmama düşüncesini değiştirdi ve aday oldu" olmalı.
Sanırım iletişimcileri, Ali Koç'un sürekli geri vites yapmasının kişisel profiline zarar verdiğini düşünüyor olmalılar ki böyle bir söylemi servis etme mecburiyeti hissetmişler. Fenerbahçe yanarken koca koca adamların derdine bakın.
2012'de "gözümün üstünde kaşım var. Şahsi sevdam işime ve aileme zarar veriyor" diyerek arkasına bakmadan giden Ali Koç, adaylığı bırakmaktan vazgeçtiği dönüş açıklamasında insanları salak yerine koyarak "3 Temmuz 2011'de 4 Nisan 2015'de olduğu gibi duruş koymaya ve mücadele etmeye devam etmekteyiz" diyor. Buna istemsizce, katıla katıla güldüğümü itiraf etmeliyim. Ali Koç'a sanırım kimse diyemiyor ama ben kendisine söyleyeyim: Ali Bey, sen 2012 tarihinde kendine, ailene ve işine bir şey olmasın diye ürküp, arkana bakmadan çekip gittin. 3 Temmuz mücadelesi tüm yüküyle Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının omuzlarında kaldı ve onlar büyük bedeller ödedi.
Bir tek duruşmaya gitmedin. Onlarla bir gün olsun, 3 Temmuz mücadelesini konuşmadın. Şimdi mutlaka "adalete fener yak" kampanyasını 2014'de benim başkanı olduğum 1907 Derneği başlatmadı mı?" diye soracaksın. Doğrudur, 1907 Derneği başlattı. Aziz Yıldırım ve arkadaşları o tarihte ceza yargılamasında göğüs göğüse mücadele ediyordu.
Siz neredeydiniz? Anlatsanıza.
Ceza kesinleşip, Aziz Yıldırım, ceza evine girmek için Fransa'dan Türkiye'ye döndüğünde siz neredeydiniz? Ama hakkınızı yemeyeyim. O tarihlerde kulübe gitmişliğiniz var, doğru ya. Burhan Karaçam ile "Çıkarın defter kitabı nasıl olsa bana başkanlığı bırakmayacak mısın?" diyerek, mahkemenin yeniden yargılama ve infaz durdurma kararlarından bir hafta önce kulübe gittiğinizi söylemeliyim.
İnsanın azıcık yüzü kızarır diyeceğim ama görüyorum ki ortada yüz bile yok. Altı yılda tek şampiyonluk kazanamayan tarihin gelmiş geçmiş en kötü Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un yeniden adaylığını desteklemek için bazı Fenerbahçe dernek başkanları ile Ali Koç'un da içinde bulunduğu bir toplantı yapılmış. Bu dernek üyelerinin tümü, üye sayıları ile kıyaslanamayacak sayıda az (üç, beş) kombine alabildiklerini, o üç beş biletin de dernek başkanlarına tahsis edildiğini ve onun inisiyatifi ile adeta bir ulufe gibi kendilerine verildiğinden dert yanıyor. Hepsi, Ali Koç yönetiminden ve özellikle derneklerden sorumlu (profesyonel çalışan) Asil Erkan'dan şikayetçi. Başkanları üç beş bilet alabilmek uğruna altı sezonda "0" kupa almış Ali Koç'a adeta sarılırcasına destek veriyorlar. "Şeyh uçmaz mürit uçurur" sözü ne denli gerçekmiş. Şair şu durumu görseydi meşhur şiirini şöyle yazardı: "Üç beş bilet uğruna ne güneşler batıyor!"
ÇITA'YI ARŞA KOYDU
Fenerbahçe'de Ali Koç'un adaylığını açıklaması sonrası 6 yıl önce sandıkta kaybeden Aziz Yıldırım da adaylığını dün resmen ilan etti.
Kısa ve öz cümlelerle konuşan Aziz Yıldırım açıklamasında çıtayı arşa koydu.
Sükûnet çağrısını yineleyerek adaylığını açıklayan Yıldırım, yönetimden uzak kaldığı süreçte eski dönemlere dair doğru ve yanlışlarını analiz ettiğini, bundan sonrasında Fenerbahçe camiasıyla sakin, yapıcı ve birleştirici bir duruş sergileyerek şampiyonluk hedefine yürümek istediğini söyledi.
Jose Mourinho ile görüştüğünü açıklayan Yıldırım, çarşamba günü yapacağı basın toplantısında projelerinden bahsedecek.
KOÇ'UN HOCA ADAYI CONTE
Bir diğer aday Ali Koç'un ise yeni sezonda hem yönetim kadrosunu değiştireceği hem de hoca olarak Conte ile anlaşacağı kulislerde konuşuluyor. Belli ki Fenerbahçe'de kongre yarışı hareketli geçecek.
İki adayın da hoca, yönetim listeleri ve projeleri kongre öncesi gündemi hayli meşgul edecek gibi.
Bakalım ikinci raundu kim kazanacak?
YÜREK Mİ YEDİNİZ?
İzmir ve Bitlis Dernek Başkanlarına birkaç sözüm var:
Özellikle de Bitlis Dernek Başkanına. Demişsiniz ki "Aziz Yıldırım korkaktır. Cesaret dahi edemez, korkar seçime girmez." Beyler "cesaret edemez, korkar" dediğiniz Aziz Yıldırım, en güçlü oldukları dönemde FETÖ'nün polislerine, hâkim, savcılarına meydan okumuş bir adamdır. Kelepçe taktırmamış, başını eğmelerine müsaade etmemiştir.
Aziz Yıldırım sırf adamlığının ve cesaretinin zekatıyla, sizi cümbür cemaat kalkındırır, refaha kavuşturur. Bir gün karşı karşıya gelirsiniz nutkunuz tutulur, "O demeçleri ben vermedim, halamın oğlu verdi; o açıklamaları bizim oğlan yaptı" deyiverirsiniz.
Aman diyeyim ha.
Hele konuşmanızdaki küfür, kafir hiç olmamış. Aziz Başkan her şeyi unutur, küfrü kafiri unutmaz.
Ha bir de size sorayım?
Ali Koç, adaylığı bırakmaktan vazgeçtiği bildirisinde demiş ya "3 Temmuz 2011, 4 Nisan 2015 duruşu ve mücadelesi" diye. Ey Bitlis Dernek Başkanı, Ey İzmir Dernek Başkanı, siz 3 Temmuz 2011'de ve 4 Nisan 2015'te neredeydiniz? Toplantıya katılan Ali Koç ve arkadaşlarına da iki çift söz etmek isterim: Kendini bilmez, hadsiz dernek başkanınız önünüzde 3 Temmuz mücadelesinin liderine, Aziz Yıldırım'a üç beş bilet daha alabilmek uğruna hakaret ediyor, küfrediyor. Siz ne yapıyorsunuz? Hoşunuza gitmiş olmalı ki, sesinizi çıkarmıyor, konuşmasına izin veriyorsunuz. Sonra da "3 Temmuz, 4 Nisan duruşu, mücadelesi" diye yüksekten atıp tutuyorsunuz. Düt demeye dudak gerek beyler.
Bırakın sahip olmadığınız hasletlere sarılmayı.
Sizden kahraman çıkmaz.
Sizde duruş falan da olmaz. Ancak sadece iki kongre üyesi olan Bitlis Derneği size destek verir Sayın Ali Koç.
Kimse salak, aptal ve ölü değil.
Cicero ne güzel söylemiş;
"Yarınlar yorgun ve bezgin kimselere değil, rahatını terk edebilen gayretli insanlara aittir."