71. Altın Küre Ödülleri’nde komedi dalında ‘En İyi Kadın Oyuncu’ seçilen ABD’li aktris Amy Adams, Türkiye’de de gösterime giren American Hustle/ Düzenbaz filminin perde arkasını anlattı. Bu söyleşi yalnızca STAR pazar’da.
Bradley Cooper ile çektiğimiz bir sahneyi unutamam. Herkes ‘Vur ona, vur ona!’ diye bağırırken, Bradley de ‘Hadi ama!’ deyince yumruğu patlattım. Gözü şişmeye başladı. Ben de ağladım...
Altın Küre’den üç ödülle dönen American Hustle/ Düzenbaz (Komedi dalında En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu-Amy Adams, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu-Jennifer Lawrence), Oscarların da en güçlü adaylarından. En iyi yönetmen dahil tüm oyuncuların da Oscar adayı olduğu güçlü bir film. Türkiye’de de bu hafta gösterime giren American Hustle/ Düzenbaz, yakalandıktan sonra hüküm giymemek için FBI ile çalışmaya başlayan usta bir dolandırıcı ve ortağını konu alıyor. 70’lerde geçen gerçek bir hikayeden uyarlanan filmin yönetmeni, Silver Linings Playbook-Umut Işığım ile daha önce iki dalda Oscar’a aday gösterilen David O. Russell. Adams ve Lawrence dışındaki kadro da sağlam; Bradley Cooper, Christian Bale, Jeremy Renner da performanslarıyla dikkat çekiyor.
Beş kez (bu yıl dahil) Oscar’a aday gösterilen ve bu yıl da Altın Küre’den ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülüyle ayrılan Amy Adam ise Sıkıysa Yakala, Dövüşçü ve Şüphe ile komediden drama geçen, üstlendiği tüm rollerin altından başarıyla kalkan bir isim... 39 yaşındaki ABD’li oyuncu, dram ve komedinin birleştiği bir karakteri canlandırıyor Düzenbaz’da. Küçük bir kasabadan şehre taşınan Sydney’ye hayat veren Adams, Irving (Christian Bale) ile beraber dolandırıcılık yaparken buluyor kendini... Oscar adaylığının da sürpriz olmayacağı konuşulan güzel oyuncu, sorularımızı yanıtladı. (Okuyucuya küçük bir not: Bu söyleşi, film ülkemizde de gösterime girdiği için, dolayısıyla Türkiye saatiyle pazartesi günü sonuçlanan Altın Küre’den önce yapıldı.)
ÇOK KATMANLI KARAKTERLER
-Filmdeki diğer rol arkadaşlarınız gibi siz de daha önce yönetmen David O. Russell ile çalıştınız. Fighter/ Dövüşçü’deki rolünüz, American Hustle/ Düzenbaz’dan çok farklı... Yönetmenin bir tarzı mı bu?
Evet, aynen. Gerçek hayatı örnekliyormuşum gibi hissediyorum. Bir şeyleri hissetmek için zorlamıyorsun, gerçeğin içinden örneğini buluyor ve bunu gösteriyorsun. Gerçek hayatta her şey istikrarlı ve yavaş değil. Karakterim sakinliğini kaybettiğinde en tepede yaşıyor o sinir anını... Gerçek hayatta da olabilir, bu yüzden insanız. Bence David (Russell) filme kendi hayatından örnekler katıyor; insanların hayatlarındaki ‘o’ zor anları yakalıyor.
-Hikaye, her şeyi ilginç kılıyor. Siz bir karakterin en çok hangi özelliğini seversiniz? Diğer roller de çok renkli olabiliyor.
Benim oynamayı en sevdiğim bölüm, karakterimin savunmasızlığı... Sanki sakladığı bir gücü var ama bunu da gerçek hayattaki herhangi bir duyguya dayandıramıyorum. Eğer bu tarz ‘katmanları olan’ karakterler olmasa, hiç zevkli olmazdı. David (Russell) her zaman karakterlerinin çok katmanlı kişiliklere sahip olmasına dikkat ediyor ki onları canlandırmak, heyecan verici.
-Yönetmen David. O Russell’ın film setlerinin özgür ve yaratıcılığa açık olduğu söylenir. Bir oyuncu olarak senaryoya ve Russell’a katkıda bulunmak nasıl bir his?
Jennifer (Lawrence) ile oynadığımız bir sahnede örneğin... Açıkçası benim bir katkım olduğu söylenemez. Fikir verdim ama karşılıklı oynadığımız aktör ya da aktrisin de önemi büyük. Örneğin, Jennifer o kadar iyi oynadı ki... Ben yönlendirmedim onu. Sahneyi çok iyi sattı.
KORKUDAN AĞLADIM
-Filmdeki Sydney gibi daha önce başka birini kandırdığınız oldu mu? Bu rolü almak için seçmelerde söylenen küçük, zararsız bir yalan mesela? Ya da bir aile yakınına söylenen tarzda bir yalan?
Hayır! Ben daha önce kimseyi kandırmadım. Çok kötü bir yalancıyım. Daha önce denedim ama genellikle işe yaramaz. Hemen gerçeği açıklamam gerekir.
-American Hustle/ Düzenbaz’da çok etkilendiğiniz bir sahne var mı?
En çok etkilendiğim sahne, Bradley (Cooper) ile birlikteyken bir anda İngiliz aksanından çıkıyorum. Bu sahnede daha çok asabiyet ve biraz da şiddet vardı ama David onları kurguda çıkarmış. Büyük ihtimalle doğru nedenlerle. Çekimlerin sonunda gerçekten yıpranmış, üzülmüştüm. Bradley’ye (Cooper) vurmam gerekiyordu ama istemiyordum. Herkes ‘Vur ona! Vur ona!’ diyordu! Bradley de ‘Hadi ama!’ diyordu. Birden delirdim ve vurdum! Gözü şişmeye başladı. ‘Aman Tanrım! Bradley Cooper’ın gözünü morarttım ya da burnunu kırdım’ diye düşünüp ağlamaya başladım! Tam bir dramaydı.