Yaklaşık 1 yıl önce yine bu köşemdeki yazıda ‘Sıkıyönetim yasası ceza yağdıracak!’ diye yazmış ve uyarmıştık. Bugün halen işyerlerinin en çok şikayet ettiği konulardan birinin de kimlik bildirim konusu olduğunu görüyoruz.
Öyle bazı yasalar var ki, aradan onlarca yıl geçmesi ve o dönemin toplumsal koşullarının geçerliliğini yitirmesi nedeniyle de bugün için bir anlamı bulunmamaktadır. Örneğin halen yürürlükte olan Şapka Kanununu uygulasak tüm ülkeyi hapse atmamız gerekir. Yine bu tür yasalardan biri de 1774 sayılı Kimlik Bildirim Kanunudur.
26/6/1973 tarihinde terör eylemlerinin en üst düzeyde olduğu bir dönemde çıkarılmış olan 1774 sayılı Kimlik Bildirim Kanunu kapsamında hem otel, motel, han, pansiyon, bekar odaları, kamp, kamping, tatil köyü ve benzeri her türlü, özel veya resmi konaklama yerleri ile özel sağlık müesseseleri, dinlenme ve huzur evleri, dini ve hayır kurumlarının sosyal tesislerinin sorumlu işleticilerine konaklayanların bilgilerini kolluk kuvvetleriyle paylaşmak ve hem de tüm iş yerlerinde çalışanların ve buralarda her türlü barındırılanların, işe girenlerin, işten ayrılanların ve çalışanların, işyeri değiştirilenlerin genel kolluk örgütüne bildirilmesi gerekiyor.
Ayrıca, öğrenci yurtları ve benzeri yerlerde çalışanlar ile bu yerlerde kalmakta olan öğrenciler için o yerin sorumlu işleticisi tarafından örneğine uygun kimlik belgesi doldurularak üç gün içinde genel kolluk örgütüne verilmesi zorunlu tutulmuştur.
Özellikle binlerce işçi çalıştıran ve yüzlerce-binlerce şubesi olan mağazalar, bankalar, market gibi iş yerlerinde her gün yüzlerce kişi için bildirim yapmanın getirdiği yük işletmeleri zor durumda bırakmakta olup, yüzde 99’u da bu yükümlülüğü uygulamadığı için ciddi para cezası riskleri ile karşı karşıyadır.
1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu uyarınca tüm iş yerlerinin çalışanlarının işe başlama ve ayrılışlarını emniyet veya jandarmaya bildirme yükümlülüğü 12 Eylül öncesi dönemde terör eylemlerini önlemek üzere çıkartılmış bir yasadır. İstisnasız her iş yerini zor durumda bırakacak bu yükümlülüğün artık kaldırılması gerekmektedir. Zira zaten çalışanların bu bildirimleri SGK’ya yapılmaktadır.
Zaten SGK’ya bir gün önceden çalışmaya başladığı bildirilen bu kişiler için ikinci ve ilave bir yük getirilmesinin anlamı ve gereği yoktur.
Özellikle şu seçim sürecinde artık bir anlamı ve önemi kalmamasına rağmen, paralel yapı tarafından toplumu etkilemek için kullanıldığını üzülerek müşahede ediyoruz.
Seçim öncesi birçok işyerine özellikle paralel yapıya mensup emniyet görevlilerince, insanları tedirgin etmek için 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanununa göre çalışanların kimlik bilgilerinin matbu formlarla bildirilmesi isteniyor.
Gerçekten de günümüz şartlarında yararı ve gereği kalmayan, işletmeler üzerinde adeta kambur olarak duran 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu kaldırılmalıdır. Kolluk kuvvetleri SGK sistemi üzerinden takipte bulunmalıdır. Gerekli bilgilerin Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sisteminden alınması sağlanmalıdır.
Eksik gün bildirim çilesi de sona ermeli
10 ve üzerinde sigortalının çalıştırıldığı aylara ilişkin özel sektör işyerlerinde eksik gün bildirim nedenlerinin aylık prim ve hizmet belgesinde belirtilmesi yeterlidir. Bu işyerleri için ayrıca eksik gün bildirim formu ile eki belgeler aranmaz.
Ancak, 10’dan az çalışanı olan işyerleri için bu durum her ay bir çile oluşturuyor. İşverenler zaten Sosyal Güvenlik Kurumu’na aylık bildirimlerinde, eksik gün kodu seçerek, sigortalılarının neden 30 günden az bildirildiğini, Kurum’a bildirmektedir. Ayrıca bu işverenlerden bir de eksik gün formu alınması ve eksik günün ispatının beklenmesi, hem işverenler hem de memurlar için büyük bir yük oluşturuyor.
10’un altında sigortalı çalıştıran işyerleri için de bu uygulamanın bir an önce kalkması gerekmektedir.