Sinan Çetin’in Çanakkale Çocukları travmasından çıktınız mı? O zaman modern Türkiye’nin doğuşunu müjdeleyen bu zaferi doğru bir şekilde sinemalaştıran Yeşim Sezgin’in Çanakkale 1915 filmini sakın kaçırmayın!
BAZI filmler vardır sinemadan daha fazla şey ifade eder, işte bu hafta vizyona giren Çanakkale 1915 o önemli yapımlardan biri. Neden bu film bizim için önemli? Son dönemde müthiş bir kafa karışıklığı yaşanıyor. Bu milletin millet olma hikayesinin en önemli kavramları kirletiliyor. Bence bunun en büyük örneği de Sinan Çetin’in Çanakkale Çocukları’ydı. Modern Türkiye’nin doğuşunu müjdeleyen ve kendi topraklarımızı düşmana karşı koruduğumuz en masum savaşı siz savaş karşıtı bir yapıma dönüştürürseniz şehitlerimize, atalarımıza hakaret etmiş olursunuz. Neyse ki Yeşim Sezgin’in Çanakkale 1915’i geldi de bu kirlenme unutulacak bizim için.
YEŞİM SEZGİN’İ ALKIŞLIYORUM
Bu hafta vizyona giren filmin sinemasal yapısını eleştirebilirsiniz. Belki birçok yazar filmin hamasete dayandığını söyleyecek. Ama ben de diyeceğim ki aynı duyguları Tom Hanks’in Er Ryan’ı Kurtarmak, Mel Gibson’ın We Were Soldiers, Nicolas Cage’in Wind Talkers veya300 Spartalı filmlerini seyrederken hissetmediniz mi? Hollywood veya dünyanın başka coğrafyaları kendi hikayelerini anlatırken her şeyi yapacak, biz kendi kahramanlık hikayelerimizi kahramanlıkları öne çıkararak anlattığımızda hamaset yapmış olacağız. Yok öyle şey! Bu millet kendi hikayelerini tam da böyle seyretmek istiyor ve bunu da hak ediyor. Kendi tarihimizden utandığımız yetmedi mi? Bütün dünya emperyalizmin romanını yazarken masum, biz kurtuluş hikayemizi yaparken emperyalist olacağız öyle mi? Bu film yeni Türk sinemasının satırbaşlarından biridir. Fetih 1453’ün açtığı yolda giden ileriye atılmış iyi bir adımdır. Hala sinemasal olarak eksiklerimiz var. İnsan hikayesinden yararlanarak derdini anlatmakta zafiyet göstermekte. Kurgudan daha çok canlandırma belgesel tadında. Ama bütün yaşadığımız dönemin entelektüel sınıfının baskıcı konjonktürüne karşı cesaretle atılmış bir adımdır. Filmin yönetmeni Yeşim Sezgin’i alkışlıyorum. Hep söylerim Türkiye bu tür korkusuz kadınların omuzlarında yükselecek. Hiçbir filmde Türk bayrağının bu kadar idealize edilerek kullanıldığını görmedim. Hiçbir filmde Mehmetçik için bu kadar temiz gözyaşı akıtmadım. Film Turgut Özakman’ın romanından uyarlama. Roman uyarlaması her zaman için sinema adına risktir. Çünkü rakibi, yani yazılmış olan roman orijinaldir. Yani rakibiniz orijinal siz onu uyarlayansınızdır. Ve çok az film Çanakkale 1915 gibi uyarlandığı romanın bütün hissini üzerinde taşır, hatta daha ileriye geçebilir.
Gelelim canlandırmanın bir belgesel tadında olmasına... Daha yeni Adana Film Festivali’nde belgesel olan Babamın Sesi En İyi Film ödülünü almadı mı? Aynı festivalde sonuna kadar belgesel olan Siirt’in Sırrı kurgu ödülü almadı mı? Üstelik aynı film Antalya’da en iyi belgesel seçilmişken. Bütün bunlardan dolayı kimse filmin belgesel yanını karşımıza zaaf olarak getirmesin. Gelelim oyunculuklarına, oyunculukların hepsi bir çizginin üstündeydi. Özellikle Atatürk’ü canlandıran İlker Kızmaz bunların en iyilerinden biriydi. Ne yönetmen Sezgin ne de oyuncu Kızmaz Atatürk’ü gereksiz bir putlaştırma, idealize etme peşine düşmüşler. Neyse onu perdeye yansıtmışlar. Zaten bu da bir üstün liderin gelişini müjdeleyen performansın sergilenmesine yetmiş. Tabii Ufuk Bayraktar’ı da es geçemeyiz. Zeki Demirkubuz’un sinemamıza hediye ettiği bu isim her filmiyle gözümde büyümekte. Hem seçtiği roller hem oynadığı filmler onun performansını yücelten yapımlar. Çünkü kendi kimliğinin ve politik görüşünün izlerini taşıyor bu tercihler. Şu dönemde üst üste bu tür filmlerde yer almak cesaret ister. Zaten Türk sinemasının en büyük eksiği de yaratıcılarındaki cesaret eksikliğidir. Bu filmin özelliği sinemasal kalitesi değil içinde yaşattığı vatan sevgisidir. Herkesin gitmesi ve seyretmesi gereken bir film Çanakkale 1915.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Yeşim Sezgin Senaryo: Turgut Özakman Oyuncu: İlker Kızmaz, Şevket Çoruh, Barış Çakmak, Serkan Acar, Rıza Akın Tür: Savaş, belgesel Yapım: Türkiye, 2012
OĞLUM BAK GİT
ORHAN hayatı boyunca şansızlıklar ve kısmetsizlikler yaşamış bir taksicidir. Yaşamında herşey ters gidiyordur. En yakın dostları Kürşat (Metin Yıldız) ve Teoman (Veysel Diker), Orhan’ın bu kısmetsizliğini atması için ellerinden geleni yapsalar da sonuç sıfırdır. Kulaktan dolma kocakarı tarifleriyle şanssızlığını kırmaya çalışan Orhan, bunda başarılı olamayınca durumunu bilimin ve ilimin ışığında çözmeye karar verir.
FİLMİN KÜNYESİ Yönetmen: Kamil Çetin Senaryo: Şeyda Delibaşı Oyuncu: Metin Yıldız, Yavuz Seçkin, Selahattin Taşdöğen, Veysel Diker Tür: Komedi Yapım: Türkiye, 2012, 88 Dak.
PARANORMAL ACTIVITY 4
GERİLİM dozunun yüksek olduğu filmde Katie ve Hunter yeni bir eve taşınıp temiz bir sayfa açmayı diliyorlar. Ancak geçmişleri peşlerini bırakmıyor. Katie ve Hunter’ı ziyaret eden komşuları da gerçeküstü olaylardan nasiplerini alıyor.
FİLMİN KÜNYESİ Yönetmen: Ariel Schulman, Henry Joost Senaryo: Oren Peli, Zack Estrin Oyuncu: Katie Featherston, Brady Allen, Tommy Miranda, Matt Shively Tür: Korku Yapım: ABD, 2012, 88 Dak.
BENİM ANNEM BİR DİNOZOR
ERNİE, kardeşi Julia ve Max’le Dinozor Müzesi’ne gizlice girer. Yakalanmaları üzerine Ernie ve Julia, Max’lerin evine kaçar. Max’in babasının icat ettiği zaman makinesine girer ve kendilerini dinozorların arasında bulur.
FİLMİN KÜNYESİ Yönetmen: Yoon Suk Choi, John Kafka Senaryo: Adam Beechen Tür: Animasyon Yapım: ABD, 2012
PARANORMAN
ZOMBİLER küçük bir kasabayı kuşatırsa kim yardıma çağrılabilir? Bu görev için ölülerle ve hayaletlerle konuşabilen küçük bir kasabalı olan Norman’dan başka seçenek yoktur. Kasabasını yüzyıllardır süren bir lanetten kurtarmak için Norman’ın zombilerin yanı sıra hayaletler, cadılar ve en kötüsü de moronlaşmış yetişkinlerle mücadele etmesi gerekecektir.
FİLMİN KÜNYESİ Yönetmen: Sam Fell, Chris Butler Senaryo: Chris Butler Tür: Animasyon Yapım: ABD, 2012, 112 Dak.
BluRay ve DVD’ler
SHERLOCK HOLMES: GÖLGE OYUNLARI
ARTUR Conan Doyle’un meşhur dedektiflik romanı kaynaklı yeni Sherlock Holmes serisi, ikincisinde çıtayı daha da yükseklere koymuş. Yönetmenin üst düzey sinema zekası ve video klip estetiğinin son aygıtlarıyla üretilen ormandaki çatışma sahnesi, adeta Orson Welles’in döneminde nasıl çektiğini anlayamadığımız devasa sekansları hatırlatıyor.
DVD: Warner’ın yapım aşaması logolu menü tasarımının yeni bir yorumu... Ancak yapım belgeselleri her şeye rağmen tatmin ediyor. Film: 6/ DVD: 4
SÜRÜCÜ (DRIVE-2011)
GANGSTER filminin alt türü olarak Jean-Pierre Melville’in Le Samourai’si ile doğduğu bilinen kiralık katil filmi, burada Michael Mannesk stilize bir yapıyla doldurulmuş. Drive, araba tamirciliğinden dublörlüğe sürücülükten tetikçiliğe her türlü iş yapan bir karakterin gerçek anlamda varoluşsal bütünlenme çabasının hikayesi.
DVD: Fotoğraf galerisi ve TV tanıtmı da eklere ‘artı’ katkı yapsa da yeterli değil. Film: 8/ DVD: 3
KARANLIKLAR ÜLKESİ: UYANIŞ
Serinin dördüncü filmi Karanlıklar Ülkesi: Uyanış 70 milyon dolarlık bütçesiyle mitin kapsamındaki ‘bilimkurgu’ temsili olarak işlev veriyor. Måns Mårlind-Björn Stein ikilisinin Storm ve Shelter ile gördüğümüz korku/bilimkurgu ve ana akım hikaye anlatma sineması hakimiyeti burada sapına kadar işliyor.
DVD: Fida’nın klasikleşen ‘röportaj+kamera arkası’ bileşimini sunan DVD’nin aktarımı da standartları tutturuyor. Film: 5/ DVD: 3