Yaşadığımız çağda çok fazla bilgi üretiliyor. Sosyal medyanın etkisiyle de, söz söyleyen sayısı dramatik arttı. Kurumlar ve kişiler belirli siyasi pozisyondan konuşuyor. Algının gerçeklik muamelesi gördüğü bir dönemdeyiz. Tüm bu şartlar altında, “kimlerin analizi okunmaya değer?” sorusu anlam kazanıyor. Her yemeğin yenmediği gibi, her şarkının dinlenmediği gibi, her siyasal analiz de okunmuyor? Kendi adıma yol bulmaya çalışırken, düşündüklerimi sizin için de yazdım.
Bazı insanların özel analiz yetenekleri var
İnsanlar; zeka, yetenek ve beceriler açısından birbirinden farklı olduğu gibi, siyasal analiz kapasiteleri açısından da birbirinden farklı. Bir işi yapmak için binlerce insan çaba gösterebilir. Fakat içlerinden bazıları bu işi daha iyi yapar. Örneğin on binlerce kişi futbolcu olmak için çaba gösterir. Ama az sayıda Arda Turan çıkar. Herkes futbol oynama hakkına sahiptir. Ama az sayıda kişi iyi takımlara kabul edilir. Herkes düşünme, konuşma ve analiz üretme hakkına sahiptir. Ama az kişi zihinsel gücü ile ön plana çıkar.
Okunmayı hak edecek özel yetenekli kişiler var. Bu kişiler; iyi düşünüyorlar, iyi yazıyorlar. Kavramaları ve ifade etmeleri olağandan oldukça iyi. O zaman sorumuzun ilk cevabı şöyle: Bazı insanlar, analiz yapma çabası içinde olan binlerce kişi içinde, daha özel düşünme ve analiz becerilerine sahipler. Onlar okunmaya değiyor.
Uzmanlar ve entelektüeller okunabilir
Analizi okunmaya değer olmanın ikinci ölçüsü, kişinin birikim düzeyi. Parlak bir analiz becerisine sahip olmak yetmiyor. Kişinin eğitimli de olması gerekiyor. Eğer özel ve dar alanda bir şeyi kavramak istiyorsak, alan uzmanına başvurabiliriz. Ama bir çok alanın eş zamanlı bilinmesini gerektiren, daha büyük bir çerçevenin peşindeysek, entelektüel kişiye ihtiyacımız var. Entelektüel, insanlık birikiminin çoklu alanından haberdar olarak, bunları sentezleyen ve özgün üretimler yapan kişidir. Entelektüel denilmeyi hak eden kişi, okunmayı da hak eder.
Uzmanlaşmış kurumlar takip edilebilir
Bazen kişilerden ziyade kurumların ürettiklerine bakmak gerekir. İyi kurumlar, çok sayıda kişinin birikimini bir araya getirerek, düşünce veya siyaset üretirler. Kurumlar da aynen kişiler gibi farklı düzeyde becerilere ve kapasitelere sahiptirler. Bu yüzden her kurumun ürettiği bilgi okunmaya değmez. Belirli alanlarda uzmanlaşmış kurumsal yapılar, daha nitelikli ürünler üretebilirler.
Sahada ve pratik içinde olan izlenmeye değer
Analizler masa başında veya sahada olmak üzere ikiye ayrılabilir. Bazı konular ancak saha bilgisi ile birlikte anlaşılabilir. Örneğin Suriye’de olan savaşçı gruplar hakkında öğrenmek istiyorsanız, sahayı bilen birinin yazdığı raporu okumanız gerekir. Bazı insanlar özel entelektüel yeteneklere ve zihin gücüne sahip olmadığı halde, pratiğin içinden konuştukları için izlenmeyi hak ederler. Örneğin siyasetin üretildiği kadrolar içinde olanlar kulis bilgilerinden dolayı izlenmeyi hak edebilirler.
Metotla üretilen bilgi okunmaya değer
Metotla, araştırma ile üretilen bilgi de özel takip edilmeyi hak eder. Bazı bilgiler ancak bir araştırma ürünü olursa kıymetli olur. Seçim sonuçlarını tahmin edenleri okumak ayrı bir şeydir, güvenilir firmaların seçim anketlerini okumak ayrı şeydir. Siyasal analizleri, araştırma verilerini kullanarak yapan kişiler de okunmaya değer. Özellikle çok sayıda araştırma verisini aynı zamanlı ve dinamik şekilde okuma becerisine sahip kişiler izlenmeyi özellikle hak eder.
Siyasal pozisyonların iyi temsilcileri okunabilir
Siyasal analiz yapanların genellikle aidiyetleri ve siyasal pozisyonları vardır. Aslında bir siyasal pozisyondan konuşmak meşrudur. Bizim sorumuz açısından önemli olan, belirli siyasal pozisyondan iyi analizciyi okumaktır. Propaganda yapanı değil. Analiz yapan kişinin hangi çevreden, hangi ekolden, hangi aidiyetlerden geldiğini bilmek, okunan analizi değerlendirirken kullanılabilir. Hiç kimse aidiyetlerinden, ilişkili olduğu topluluklardan, kurumlardan bağımsız değildir. Belirli bir siyasal çevrenin pozisyonunu iyi ve akıllıca temsil eden kişi de okunmaya değer.