Ajda Pekkan’ın o ünlü, hepimizin ezbere bildiği şarkısından bahsetmiyorum.
Keşke öyle olsaydı.
Futbol kalitesi çok yüksek olmayan, büyük yıldızları göremediğimiz (Ronaldo?) Avrupa 2012’de bendeniz maçları seyrederken aklıma bazı konular takıldı, bunları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Aklıma takılan konuların başında teknik direktörler konusu geliyor.
İspanya çok iyi bir takım, bu güzel futbolü de İspanya liginin gerçek starları, biri arjantinli Messi, diğeri de portekizli Ronaldo olmaksızın oynuyorlar, bu işte teknik direktörlerin büyük payı olsa gerek diye düşünüyorum.
İspanya son üç büyük küresel kupanın sahibi bir takım: 2008 Avrupa, 2010 Dünya, 2012 yine Avrupa.
2010 Dünya ve 2012 Avrupa kupalarında takımın başında kim var?
Vicente del Bosque.
Vicente del Bosque kim?
Beşiktaş’ı 2004-2005 sezonunda çalıştıran ama apar topar gönderdiğimiz, para takıp, sonra bu parayı mahkeme kararıyla ödediğimiz teknik direktör.
Vicente Del Bosque 2010 Dünya, 2012 Avrupa kupalarını kaldırdı, daha önce de Real Madrid’i çalıştırmış idi.
Bugün, bir zamanlar Vicente del Bosque’nin oturduğu Beşiktaş teknik direktörlük koltuğunda Samet Aybaba var.
Yarı finale çıkan Almanya’nın başında kim vardı?
Joachim Löw.
Kimdir Joachim Löw?
1998-1999 sezonunda Fenerbahçe’yi çalıştıran ama hemen sepetlediğimiz teknik direktör, 2006’dan beri Almanya milli takımını çalıştırıyor.
Löw, 1960 doğumlu, Avrupa 2008’de Almanya’yı finale çıkardı, 2010 Dünya Kupası’nda üçüncü oldular, 2012 Avrupa Kupası’nda ise yarı finalde İtalya’ya yenilerek çekildiler.
İspanya’ya 2008 Avrupa kupasını kazandıran Aragones de bize geldi ve hemen gitti.
Löw’ü 1999’da gönderdik, ondan sonra takımın başına da galiba önce Turan’ı, sonra da gelmiş geçmiş en başarısız teknik direktör Lorant’ı getirdik.
Sizce bu hikayede tuhaf bir durum yok mu? Bu tuhaf durum sadece futbolle alakalı bir durum da değil.
Seneler seneler önce de Pavarotti’nin sesini yetersiz bulup Ankara’dan sepetleme hikayemiz var.
İstanbul Üniversitesi’nde yetiştiğim kürsüyü kuran alman profesör Neumark’a ülkesine dönerken Türkiye’yi bir kelime ile açıklamak gerekir ise ne dersiniz diye sormuşlar, Hoca da iki kelimeyle “negatif seleksiyon” demiş.
Ajda’nın o güzel sesinden dinleyelim: Kimler geldi, kimler geçti.