Düşünelim...
Kayseri'de başlayan ve diğer illere sıçrayan hadiseler tesadüfen mi gelişti yoksa bu olayların önceden hazırlanmış bir altyapısı, bir geçmişi, arka planı var mı?
Asla şüphe etmeyin, bu olaylar öyle gelişigüzel kendiliğinden gelişmiş spontane olaylar değil.
Gerek Kayseri'de gerek Suriye'de gerek diğer illerde meydana gelen bu olaylar, her türlü detayın düşünüldüğü, önceden kurgulanmış, üzerinde ince çalışmalar yapılmış laboratuvar olaylar.
NELER OLUYOR...
Asla unutmayın ki bu ve benzeri olaylarda yaşananların tamamı istihbarat savaşlarıdır.
Bu gerçeği hiçbir zaman göz ardı etmeyin ve olayları bu mantıkla süzgeçten geçirin.
Farkındaysanız son günlerde şer odaklar gezi ve hendek benzeri sokak olaylarını başlatmak üzere düğmeye bastılar.
Amaçları net, iç savaş çıkarmak.
Böylesi girişimlerin son örneği Kayseri'de yaşandı.
NELER OLDU...
Suriyeli bir sapığın yine Suriyeli küçük bir çocuğa cinsel tacizde bulunmasından dolayı ortalık savaş alanına döndü.
Olay yerinde toplanan bir avuç kalabalık olayı protesto ediyorum bahanesiyle Suriyelileri ait araçlarını, evlerini yaktı, kapı pencere ne var ne yok indirdi.
Saatler içinde diğer iller hareketlendi ve Kayseri'de yanan ateş oralara sıçradı.
Ardından ilginçtir eşzamanlı olarak Suriye'de bulunan El Bab ve Azez bölgelerinde benzer olaylar yaşandı.
Orada da toplanan bir avuç kalabalık Türk bayraklarına saldırdı, Türk plakalı araçları taşladı, kurşunladı.
ELBETTE MUTFAKTA BİRİ VAR...
Bu olaylarda kimlerin dahli olduğunu hem devlet hem millet çok iyi biliyor.
Bu olayların azmettireni Amerika'nın içeride hangi siyasi partilerle, hangi siyasi kişilerle, hangi şer odaklarla iş birliği içinde olduğunu bütün ülke çok net görüyor.
Peki nedir tüm bunlarda amaç?
Kayseri'de yakılan ateş büyüsün, bütün ülkeyi sarsın ve sonuçta Anadolu'da yakılan bu ateş Suriye'de yakılan ateş ile birleşsin ve iki devlet ilişkileri birbirine girsin, böylelikle yumuşama dönemi doğmadan ölsün.
ŞİMDİ SORGU ZAMANI...
Şimdi bir çoğumuz "yav bunun nesini sorgulayacağız, her şey ayan beyan ortada değil mi." diyecektir.
Haklısınız ama herkes sizler gibi uyanık değil.
Maalesef içimizde hala aklı bir karış havada, bu kurguyu göremeyecek kadar saf olan, halen göçmen düşmanlığı üzerinden meseleyi okumaya çalışan, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya çalışan insanlarımız var.
Olsun onlarda bizim insanlarımız.
Bu insanlarımızı eğitmek, onların gerçekleri görmelerini sağlamak da bizim görevimiz.
Şimdi bu gözleri açmak için başlayalım sorguya.
SORGU BAŞLIYOR...
Olay ne hikmetse 81 vilayet içinde milliyetçi ve muhafazakâr duruşuyla bilinen Kayseri'de yaşanıyor.
İlginç değil mi.
Bir başka ilginç olay.
474 kişi gözaltına alınıyor.
Yine ne hikmetse gözaltına alınan bu kişilerin 285'inin sabıka kaydı var.
Suç makinası bu kişilerin işledikleri suçlar arasında; dolandırıcılık, sahte para, alıkoyma, hırsızlık, gasp, göçmen kaçakçılığı, cinsel taciz gibi birçok aşağılık suç var.
Düşünebiliyor musunuz...
Cinsel taciz var diye yakan yıkan kişilerin içinde cinsel tacizden, göçmen kaçakçılığından sabıka kaydı olanlar var.
Ne tesadüf değil mi bir avuç kalabalık toplanıyor ve o bir avuç kalabalığın üçte ikisi sabıka kayıtlı.
Bugün biri size dese ki bana 300 tane sabıkalı insan bul, getir.
İnanın o 300 sabıkalıyı 300 günde zor toparlar getirirsiniz.
Ama ne hikmetse Kayseri saldırısında sabıka kaydı olan bu insanlar bir anda orada bitiveriyorlar.
Ne tesadüf değil mi...
Lafın fazlası aptala söylenir sözünden hareketle geçiyorum bu konuyu.
GELELİM SURİYE'YE...
Suriye'de yaşanan provokasyonlarla ilgili söylenmesi gerekenleri Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa zaten söyledi.
Mustafa yaptığı açıklamada bayrağımıza yapılan saldırıyı nefretle kınadı ve yapılanı alçakça bir saldırı olarak gördüklerini, olayın failleri ile ilgili yasal işlemlerin başlatıldığını da ifade etti.
Merak ettim, oradaki kaynaklarıma sordum.
Azez, El Bab'da toplanan çoluk çocuktan oluşma kalabalığı kimler nasıl motive etti?
Yaptığım bu araştırmada ortaya ne çıktı biliyor musunuz?
Buradaki kalabalıkta tıpkı Türkiye'de olduğu gibi bir grup klavye faresi tarafından sosyal medya üzerinden yayılan yalan haberlerle galeyana getirilmiş.
Neymiş o haber siz sormadan ben söyleyeyim.
"Türkiye'de yaşayan yüzlerce Suriyeli Türkler tarafından evlerinde diri diri yakıldı."
GELELİM ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ YERE...
Lafımızın farklı yerlere çekilmemesi için şu gerçeği vurgulayayım.
Göçmen konusu ciddi bir sorundur ve acilen çözülmelidir.
Bu sorunun farkında olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve konunun takipçisi Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili çok önemli açıklamalar yaptı ve bu açıklamalarda içimizdeki işbirlikçi hainlere yönelik önemli tespitlerde bulundu.
Ne dediler;
Erdoğan;
"Dün Kayseri'deki durumun nedeni muhalefetin zehirli söylemidir."
"Siyasi kazanım uğuruna nefret söylemine tevessül etmek acizliktir."
Dış İşleri Bakanlığı;
"Salt siyasi rant amacıyla mesnetsiz ithamlarda bulunan kesimlerin bölgemize
nüfuz etmeye çalışan egemen güçlerin vekilleri haline geldikleri de gözden kaçırılmamalıdır."
Acep kim ola ki bu zehirli söylemciler?
Acep kim ola ki bu küresel çetenin içimizdeki vekilleri?
Acep kim ola ki küresel çetenin içimizdeki iç savaş çıkacak diyen çığırtkanları?