"Kızımı isteyen delikanlıyı nasıl tanırım?” başlıklı yazıma ilginç tepkiler gelmişti. Okuyucularımdan biri “işin zorluğunu iyi anlatmışsınız da, nasıl tanıyacağımızı anlatmamışsınız” diye serzenişte bulunmuştu. Araya Putin analizi ve diğer siyasal meseleler girmişti.
Mutluluğumuzun en temel belirleyicisi evliliğimiz
Mutluluğumuzun en önemli bileşeni eşimizle olan ilişkimiz. Araştırma sonuçları mutluluğumuzun; işimiz, ekonomik durumumuz hatta sağlık durumumuzdan daha fazla evliliğimizin nasıl olduğu tarafından belirlendiğini gösteriyor. Evlilikleri yolunda gitmediğinde ise kadınlar ve erkeklerin ruhsal acılar çektiklerini de biliyoruz.
Mutlu evliliğin formülü paha biçilmez olurdu
Evlilik bu kadar önemli ama evlilikte mutluluğun mutlak formülünü kimse bilmiyor. Zaten kiminle mutlu olacağımızı gösteren bir bilginin değeri paha biçilmez olurdu. “Kim kimle evlenirse mutlu olur?” sorusunun cevabını gösterebilen biri büyük hayır işler, Nobel ödülü alır, Microsoft’un kurucusu Bill Gates’ten daha zengin olurdu.
Eş seçmenin bilimi mümkün
Mutlu evliliğin formülünü bilmiyoruz ama eş ilişkileri konusunda bildiğimiz şeyler var. Kutsal metinler, eşler ve evlilik hakkında bir şeyler söylemiş. Kadın erkek ilişkileri ile ilgili tarihsel değeri olan metinlere sahibiz. Modern dönemde eş ilişkilerini araştıran bir bilim alanı var. Eş ilişkileri hakkında milyonlarca satan kitaplar rafları doldurmuş durumda.
Ben üniversitede “eş ilişkileri” dersi anlatıyordum. Eğer vaktiniz olursa Youtube aramasına “Medaim Yanık, dest-i izdivaç” yazarsanız, üniversitede verdiğim eğlenceli bulunan konferansımı dinleyebilirsiniz.
Fiziksel sağlığın ve eş ilişkilerinin bilgisi
Fiziksel sağlığın da tam formülünü bilmiyoruz. Ama güvenebileceğimiz düzeyde sağlıklı kalmak ve sağlığımızı geliştirecek bilgilere sahibiz. Örneğin dengeli beslenmenin önemini biliyoruz. Düzenli fiziksel egzersizin sağlığımıza katkısı konusunda da uzlaşmış durumdayız. İyi ve düzenli uykunun da öneminin farkındayız. Stresin bedenimize zararlarını da biliyoruz.
Anlamayı arttırıp büyük yanlıştan kaçınmak
Aslında sağlık alanındaki durum eşlerarası ilişkiler için de geçerli. Sağlık gibi mutlu evliliğin de tam sırrını bilmiyoruz ama itibar edip, üzerinden amel edebileceğimiz kadar da bilgiye sahibiz. Yani biraz gayretle eşleşme ve evlilik alanındaki anlamamızı arttırabilir, büyük yanlışlar yapmaktan uzak durabiliriz.
Kim kimle evlenmeli?
Boşanmaların belirgin arttığı dönemlerde temel sorulardan biri şuydu: “Kim kimle evlenirse daha mutlu olur, dolayısıyla da boşanmaz?” Bu soru halen önemini korumakla birlikte, doğru eşleşmek kadar, evliliği sürdürebilecek beceri ve anlayışlara sahip olup olmamak daha önem kazandı. Artık ikisini birlikte önemsememiz gerektiğini biliyoruz.
Evlilikte yaşayacağımız sorunları seçme
Evlilik alanında bildiğimiz temel şeylerden biri şu: “Kiminle evlenirsen o eşleşmeye özgü bir dizi problem ile karşı karşıya kalacaksın”. A kişisi B kişisi ile evlenirse bir problem dizisi olacaktır. A kişisi C kişisi ile evlenirse başka, D kişisi ile evlenirse yine diğer türde problemler olacaktır.
Mükemmel eşleşme yok, yeterince iyi eşleşme mümkün
Yani mükemmel ve sorunsuz eşleşme seçeneği yok. Sadece yaşayacağımız problem grubunu önceden kestirebilecek hale gelmemiz mümkün. Bu da bize katlanabileceğimiz ile katlanamayacağımız problemleri seçme özgürlüğü verebilir. Bu önemli fark, eş ilişkileri konusunda anlayışımızı geliştirmenin mantıklı gerekçelerini oluşturabilir. Beni tatlı bir şekilde iğneleyen okuyucumun sesini duyar gibiyim: “Medaim Bey, halen kızımı isteyen damat meselesine gelmediniz”. Doğru, halen gelemedim. Ama bayağı da bir mesafe kat ettik gibi.
Damat ve gelin adayını tanımada dört unsur
Şimdilik şunları söyleyeyim: Damat veya gelin adaylarının eşleşmesini değerlendirirken, dört unsurun iki kişi açısından eş zamanlı değerlendirmesini yapmakta fayda olabilir. Bunlar; fiziksel özellikler, çoklu zeka, kişilik özellikleri ve sosyal kimlik. Bu dört unsurun içerdiklerini ve birbirleriyle etkileşimini yazmaya devam edeceğim.