Ülkemizde iki taraf arasında bir mücadele var. Bunlardan hangisi haksız bilinmiyor ama asıl mesele bu işte kim kaybediyor? Taraflardan birinin yolsuzluk yaptıkları söyleniyor ve bazı deliller öne sürülüyor. Diğer taraf böyle bir olayın olmadığını ve ileri sürülen delillerin sahte olduğunu söylüyor. Olayın her iki tarafında da siyasiler ya da üst düzey bürokratlar bulunuyor. Bu durum taraflardan daha çok devletimizi ilgilendiriyor ve sahtekarlar kazanırsa devletin kaybedeceği anlamına geliyor. Bu arada hangisinin iddiası doğru olursa olsun bu geniş bir ahlaki değerin kaybedildiği anlamını taşıyor. Siyaset ülkenin geleceğini belirleyen bir olay olmaktan çıkıyor sadece ahlaki değerleri kaybetmek için bir araç olarak kullanıldığı söyleniyor. Bunun ötesinde daha büyük bir kayıp yaşıyoruz. Dünyevi değerlerden çok daha önemli olduğunu söylediğimiz dini değerlerin temsilcilerinin bu olayın ana taraflarından biri olduğu söyleniyor. Olay nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın kaybeden ülkemizdeki yönetim kademelerindeki siyasi ya da bürokratlar oluyor ve bu devletimizi yönetenlerin ahlaki ya da kanuni değerlere saygı göstermediğini ifade ediyor. Siyasi önemi olan kişilerin yolsuzluklarının olağan olduğu ve bunun geniş bir kesimi kapsadığı söyleniyor. Güvenliğimizi sağlayan emniyet mensupları ve herkesi her türlü haksızlıktan koruyan adalet mekanizmasında yaygın bir siyasi yapılanma olduğu söyleniyor ve kişilerin sığınacağı yer sağlam sayılmıyor.
***
Bunun temelinde siyasi sebepler var. Siyasilerin tartıştığı konu; ülkenin içinde bulunduğu dünya dengeleri ve bu konudaki mücadeleler değil. İktidarın uyguladığı ekonomik politikalar da tartışılmıyor ve her konuda olduğu gibi bunun yanlış olduğu söyleniyor. Ama yanlışlık nerede ve doğru yol nedir ifade edilmiyor. Muhalefetin söylediği şey iktidarın yeteneksiz olduğu ve yeteneksizliğinin yanında yolsuzluklara da bilerek imkan tanıdığıdır. Muhalefet olmak iktidara karşı sokak kavgası sürdürmek ve onun kişisel olarak yanlış olduğunu ve politikalarının da tartışılmaya bile gerek olmadığı çünkü bunun doğru olma ihtimalinin bulunmadığı söyleniyor.
Bu mücadelede Türkiye’nin kazanma ihtimali yüksek. Çünkü halkımız ister yolsuzluk olsun isterse bunun karşı tarafı yıpratmak için uydurulmuş bir yalan olduğunu görsün kendi değer yargılarını kaybetmeyecek gibi görünüyor. İlk defa karşılaştığı inancının siyasi amaçlarla kullanılması onu üzüyor.
Bu çatışmada kimin doğru olduğuna halkımız karar verecek. Zaten halkı temel değerlerinden saptıracak güç olsa ayakta kalamayız ve başkalarının yönetmesi devam eder. Bu nedenle eğer bu çatışmada bize oyun oynayanlar kazanırsa bizim kaybımız çok büyük olur. Bunu bildiğimiz için yenilsek bile yok olmayacağız ve bir gün gerçek kimliğimize kavuşacağız. Bizim asıl kaybımız ülkede operasyon yapan dış güçlerin, içimizdeki vatanseverleri kandırmalarıdır. Ülkede darbe yapanlar memlekete hizmet ettiğini sanıyordu. Ama bu sefer olayın bir iktidar mücadelesi olduğu açık ve söylenen sebepler sahte ama halkımız uygun olanı yapacaktır. Devletimizi güçlendirmeliyiz ve ona dış bir gücün ülke içindeki kitleleri kullanmasını engellemeliyiz. Muhalefet kendisinin iktidarı için değil ülkenin geleceğine hizmet etmek istemelidir ve bu konuda iktidarın önünde olmalıdır.