CHP’liler sabah akşam Cumhurbaşkanımız için “diktatör” ve “faşist” diyorlar.
Böyle dedikleri için tutuklanmıyorlar. Ama öyle bir algı oluşturuyorlar ki sanki böyle dedikleri için insanlar tutuklanıyorlarmış gibi!
Oysa gözaltına alınıp tutuklananlar Cumhurbaşkanına hakaretten ve küfürden tutuklanıyorlar. Mevcut yasalarımız böyle öngördüğü için.
Cumhurbaşkanımız için de, başkaları için de pekâlâ “diktatör” ve “faşist” diyebilirsiniz. Böyle bir özgürlüğün olmadığını söylemek kocaman bir yalan. Ama asla hakaret edemezsiniz, zinhar küfürler yağdıramazsınız... Böyle yaparsanız işte o zaman yasalar neyi öngörüyorsa o yapılır.
***
Bu CHP’lileri anlamak gerçekten zor. Bir dedikleri bir dediklerini tutmuyor. Bir gün önce gazetecileri ziyaret edip basın ve düşünce özgürlüğünden söz eden, hatta daha ileri giderek beylik laflarla her türlü düşünce yasağına karşı direnme hakkından bahseden CHP Grup Başkanvekillerinden biri, bir bakıyorsunuz ertesi gün kalkıp etrafına topladığı onlarca milletvekili ile TRT’yi basmaya gidiyor.
Tam bir eşkıyalık örneği sergiliyorlar. Mafyoz ağızlarla hakaretler ve küfürler yağdırıyorlar. Neymiş efendim, TRT nasıl olur da bir programında tek parti dönemini eleştirirmiş! Tabii onlar öyle demiyorlar, şöyle diyorlar: “Nasıl olur da Atatürk’e ve İnönü’ye hakaret edilir.”
Oysa ortada hakaret filan yok. Sadece tek parti faşizmine bir ayna tutuluyor. Bu çerçevede “Milli Şef”in eleştirilmesinden daha doğal ne olabilir ki?
Ortada Atatürk’e en ufak bir eleştiri veya hakaret söz konusu değilken CHP’li o azgın güruhun kalkıp bu yalan iddia üzerinden TRT Genel Müdürü’nün odasını bir eşkıya edasıyla basıyor olmaları gerçekte basın ve düşünce özgürlüğüne ne denli önem verdiklerini gösteriyor…
***
Şimdi biraz soluklanıp serinkanlı konuşalım…
Hakaret kötüyse niye sabah akşam Cumhurbaşkanımıza hakaretler ve küfürler yağdırıyorsunuz?
“Diktatör” ve “faşist” tanımlaması sizin lügatınızda “hakaret” sayılıyorsa siz niçin aynı “hakareti” her Allah’ın günü, neredeyse uykularınızda bile bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı için yapıyorsunuz?
İnsanda az biraz tutarlılık olur değil mi?
Bu CHP yöneticilerinde ne ilke var, ne de tutarlılık.
Siyasi ahlak ise hak getire…
Ankara’nın göbeğinde haydutluk yapmayı marifet bilen bir siyasi anlayışa sahipler…
Demek ki iktidar olurlarsa hiç kimse kendilerine tek laf edemezler.
Tıpkı geçmişteki tek parti dönemlerinde olduğu gibi…
***
“Diktatör” ve “faşist” diye haksızca ve hakaretamiz bir dille suçladıkları Erdoğan döneminde istediklerini söyleyebiliyorlar.
Hatta istediklerini de yapabiliyorlar.
TRT’yi mafyoz yöntemlerle basabiliyorlar mesela.
Dahası var: Türkiye düşmanı ne kadar “diktatör” varsa, sözgelimi Esad gibi onlarla işbirliği yapmaktan da kaçınmıyorlar.
Türkiye düşmanı ülkelerin ağzıyla kendi devletlerine ve hükümetlerine düşmanlık yapmakta bir sakınca görmüyorlar.
Hızlarını alamayıp bu devletle ve milletle savaş halinde olan PKK terör örgütüne ve onun siyasi uzantısına bile sahip çıkabiliyorlar.
Tıpkı PKK/HDP ağzıyla kendi devletlerini “katliamcı” diye suçlayabiliyorlar.
Paradoksa bakınız ki, bütün bunlar “diktatör”ün ülkesinde oluyor!
Sen bunların bir tekini “Milli Şef” döneminde yapabilir miydin acaba?
Bunlardan bir tekini CHP’nin “Führer”i, yani “Milli Şef”ine karşı yapıyor olsaydın soluğu kim bilir nerede alırdın!
CHP’nin dibine kadar diktatörlük içeren “Milli Şef” döneminin parlamentosunda muhalefetin esamisi okunmazdı.
Faşist Mussolini’ye selam gönderen ve Almanya’nın “Milli Şef”ine, pardon “Führer”ine özenen İnönü’nün ülkesinde acaba muhalefet ne alemdedir, merak edenler arşivlere ve tarih kitaplarına baksınlar bir!
Şimdi ben kalkıp İnönü’den Türkiye’nin gerçek anlamda “diktatör” ve “faşist” lideri diye bahsedince CHP’liler hop oturup hop kalkıyorlar!
Hakaretin ve küfrün bini bir para…
Valla gerçek bu, kızsanız da bağırsanız da gerçek bu…
Eğer “tek parti dönemi” veya “milli şeflik rejimi” de diktatörlük ve faşizm değilse o zaman Hitler’e ve Mussolini'ye herkes haksızlık ediyor derim.
***
Recep Tayyip Erdoğan milletin hür oylarıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanıdır.
Herhalde İnönü için böyle bir şey denemez.
Erdoğan’ın ve partisinin iktidar olduğu Türkiye’de herkes her şeyi özgürce konuşabiliyor, tartışabiliyor.
Yeter ki araya silah sokulmasın…
Yeter ki araya hakaretler ve küfürler sokuşturulmasın…
Kendi fikirlerini silahla ve terörle hakim kılmaya çalışanlara hiçbir ülkede tolerans gösterilmez.
Ve her ülkede hakaret ve küfür suç sayılır.
Bu durumda kim diktatörmüş, kim faşistmiş varın siz karar verin…