Edirne’de 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Emine Şahin 10 Kasım törenlerinde tören alanında bulunanları protesto ettiği gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra ifadesi alınarak tutuklandı.
Bu gözaltından iki sonuç çıkacaktı.
Ya serbest bırakılacaktı.
Ya da tutuklanacaktı.
İkincisi oldu.
Serbest bırakılsaydı Atatürkçü Düşünce Derneği başta olmak üzere solcu, ulusalcı, Kemalist tüm fraksiyonlar ayağa kalkacaktı. Devleti ve yönetenleri suçlayacaklar, göreve davet edecekti.
Tutuklandığında muhafazakar, mütedeyyin kesim ayağa kalkacak, “Tekrar 28 Şubat günlerine mi dönüyoruz?” diyerek devleti ve yönetenleri suçlayacak, göreve davet edecekti.
İkincisi oldu.
Her zaman sosyal medya okur yazarlığının önemini vurgulayan muhafazakar, mütedeyyin yazarlar, Emine Şahin’in ifadesi daha ortaya çıkmadan, kulaktan kulağa dolaşan #AtatürkİlahDeğildir cümlesini sloganlaştırıp sosyal medyanın gündeminin baş köşesine taşıdı.
Aklıma nedense şu hikaye geldi;
“Ne zaman Müslümanlar ve Hindular arasında sulh ilan edilse bir İngiliz çıkar, iki mahallenin birleştiği yere bir inek kesip bırakıverirdi.”
* * *
Son haftalardaki gündemlerimize bir bakın:
Andımız tartışması…
Türkçe ezan…
Şimdi de 10 Kasım protestosu.
Filmi biraz daha geriye saralım.
Çok değil şundan birkaç ay önce Temmuz ayında Safiye İnci isimli çarşaflı (!) kadın video çekip Atatürk’e hakaret ettiğinde aynı şeyleri konuşmadık mı?
Hadi konuyu değiştirelim, Ramazan aylarının klasiği “Oruç tutmadığı için dövüldü” haberlerinin daha Ramazan ayı gelmeden hazırlandığına yüzlerce kez şahit olmadık mı?
Türkiye’de olası -Allah korusun- bir iç karışıklığı kim kaşıyor böyle?
Kim bu mikserler, kim sabah-akşam karıştırıp duruyor?
* * *
Bu kadar kolay av olmayın.
Bu kadar kolay karışmayın.
Bu kadar kolay olmasın doldurmak, ayağa kaldırmak.
Ne buyuruluyordu Hücûrat Suresi 6. Ayetinde, unuttunuz mu?
“Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”