Muteber hiçbir insanın düşmek istemediği acınacak bir haldir Kılıçdaroğlu’nun hali...
Toplum tarafından uzun yıllardan beri itilmiş kakılmış bir partinin, Başbakanın ifadesiyle, genel müdürü kıvamında başkanlığını yapan zavallı bir portre…
Devletin en önemli kurumlarından birisinde zihniyeti ve karakteri dolayısıyla oluşturduğu cazibe sayesinde bürokratik bir mevkiye itelenmiş sonra da kurumuna tüm zamanların en çok zarar eden sürecini yaşatmış bir genel müdür…
Başında bulunduğu kuruma zarar verme kabiliyeti dolayısıyla dikkat çekip, yine ülkeye vebin yıllık medeniyete en çok zararı dokunan partinin başına porno kıvamında bir kaset desteği ile tayin edilmiş bir figüran…
Bu ülke çook politikacılar gördü, yazılan tiyatro gereği, ülkesine en fazla zararı kim verir yarışında şov maksatlı rekabet halinde Hacivat-Karagöz gibi durmadan münakaşa halinde ülkeyi meşgul eden ve aynı zamanda da bazı iç/dış odakların gözüne girmeye çalışan itilmiş politik şahsiyetler…
Bu da aynı familyadan, yalan, dolan, samimiyetsizlik, provokasyon, ajitasyonlu motivasyon gırla gidiyor, ülkeye zarar vermek için azm etmiş her türlü odakla, gurupla, örgütle işbirliği halinde bir zavallı parti genel müdürü…
Başına tayin edildiği bölük pörçük, Cumhura Hakaret Partisinde durmadan kavrulup, savrulup dipteki kaderine gidiyor…
Başarısızlıklarla yoğrulmuş partisinin içi cadı kazanı gibi kaynıyor.
Terörist ve benzer guruplarla sevişken milletvekillerinden tut da her vesile ile vatandaşın görseline hitap eden niteliksiz gösteriler yapmayı siyaset zanneden vekillerin cirit attığı bir partiningenel müdürü olmak kolay değil..!
Geçmişte milletin dini ve kültürü ile verdiği çetin savaşla tanınan bir parti olsa da ilahiyat mesleğinden gelen parti yöneticisi ve vekillerin de çok rahat bir şekilde içinde bulunduğu farklı bir çorba organizasyonun başında bulunmak gayet zor bir iş…
Bir kısım etnik kökenikutsayan birkısmını dayeren, seçkinci yaklaşımlarıyla namlanmış, insanların insan olmaklığı açısından eşit olamayacağına itikadı olan Faşist kafalı vekillerin ve yöneticilerin bulunduğu bir partide genel müdürlük zor…
Bu zorluklarla birlikte halkı tarafından muhabbetle sevilen, arka arkaya yapılan bütün seçimleri oylarını arttırarak kazan bir adamın Başbakan olduğu bir ülkede, darbelerin arkasına saklanan ve karanlık bir maziye sahip bir partide genel müdürlük yapmak zorların da en zoru olsa gerek..!
Bir de onurlu, sözünün eri, ehli hizmet bir Başbakanla aynı ortamda bulunmak, arkasından cömertçe hakaret ettiğin bir adama yakalanmak, ülkenin önemli odalarının başkanları huzurunda ondan fırça üzerine fırça yemek gerçekten çok çileli ve kolay hazmedilir bir mesele değil…
Eğer, hem milletten hem de milli iradenin temsilcisinden milletin önünde fırçalanmak aşağılanmak istemiyorsan, oturmana kalkmana, özüne, sözüne dikkat edeceksin..!
Yani, eline, diline beynine sahip olacaksın, edb’li olacaksın..!
Diktatörlüğün kitabını yazmış bir partinin başında bulunacaksın, kendikaranlık tarihinden özür ve af dilemeyeceksin, sonra kalkıp, bulduğu her fırsatta ülkesini özgürleştiren adama, senin hayal dahi edemeyeceğin özgürlük atmosferinde diktatör diyeceksin..!
Sokaktaki terörü demokratik hak mış gibi gösterip,Polisi suçlayacaksın..!
Hakkın tabi, burası özgür bir ülke.!
Ama kusura da bakma lafı da en okkalısından yiyeceksin yüzüne bir şamar gibi, haddin de bildirilecek..!
Alçalacaksın o lafların karşısında, ufalacaksın, zemindeki döşeme seviyesinden bir zerre gibi bakacaksın onur tepelerinde dolaşan dev hizmet insanlarına..!
Devir CHP devri değil, devir CHP döneminde olduğu gibi pıstırılmış ülke ve vatandaş devri değil..!
Artık, istediğin kadar konuşmak serbest, sonuçlarına katlanabileceğin kadar konuşmak serbest..!
Ama, artık millet düşmanlarına karşı centilmenlik felan da yok, nerde, ne hak ediyorsa, şamar gibi..!
Kellimünnase ala Kulübihim, anladıkları dilden yani..!
Vesselam..
Twitter; @ahmethamdicamli