Geride bıraktığımız günlere milletvekili adayları damgasını vurdu. Listeler sürprizlerle doluydu. Bu süreçte en çok konuşulan AK Parti ve CHP listeleri oldu.
CHP ile başlayalım.. Kılıçdaroğlu YSK’ya sunduğu listeyle sağ seçmen kitlesine göz kırptı, parti içi muhalefet odaklarını da tasfiye etti. Bu tasfiye süreci parti içinde gerilim yarattı.
Kılıçdaroğlu’nun hedefindeki odaklardan biri de Cumhurbaşkanı adayı İnce’ye yakın isimlerdi. İnce bu yüzden “ses kısıklığı” gerekçesiyle mitinglerini iptal etme noktasına geldi. Kılıçdaroğlu’nun İnce’yi tamamen pasifize etmek için Cumhurbaşkanlığına aday gösterdiği ilk günden bu yana konuşuluyor. İnce buna karşı çıksa da Kılıçdaroğlu’nun sessizliği, özenle geride durması, desteğini güçlü ve sık bir şekilde vurgulamaması bu iddiaların güncelliğini korumasına neden oluyor.
Bu tezi güçlendirecek ilginç rakamlar da var. Kılıçdaroğlu İnce’nin adaylığını açıkladığı 4 Mayıs’tan 19 Mayıs’a kadar sadece 6 konuşma yapmış. Bu konuşmalardan ikisi grup toplantısı. Diğeri ise İnce’nin adaylığını açıkladığı toplantı. Yani bir şekilde yapılması gereken, rutin konuşmalar. Diğer bir deyişle Kılıçdaroğlu İnce aday olduktan sonra zorunlu konuşmalar dışında sadece 3 toplantı düzenlemiş. Bu toplantıların birinde 18 dakika, diğerinde 36 dakika, üçüncüsünde de 20 dakika konuşmuş. Üstelik konuşmalarında İnce’ye ayırdığı süre kronometre tutacak kadar az.
Aday listeleriyle ilgili diğer konu AK Parti’nin sürpriziydi. Listeler açıklanana kadar beklenti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bakan yapacağı isimleri listeye koymayacağı şeklindeydi. Malum Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi modelinde milletvekilliği bakan olmanın önünde yasal bir engel teşkil ediyor. Ancak Erdoğan bu beklentileri ters yüz etti. Ekonomi yönetiminden sorumlu isimler hariç neredeyse tüm bakanları milletvekili adayı olarak gösterdi.
Bu hamle için Ankara’da üç yorum yapılıyor. Bir. Erdoğan güçlü ve istikrarlı bir yönetim için Meclis’i çok önemsiyor. Bu yüzden AK Parti tarihinin belki de en güçlü aday listesini hazırladı. İstanbul başta olmak üzere kritik illerin önemli bir kısmında listenin üst sıralarına etkili bakanları koydu. İki. Erdoğan kimsenin “Nasıl olsa bakan olacağım” rehavetine kapılmasını istemiyor. Herkesin 24 Haziran’a kadar diri bir şekilde çalışmasını istiyor. Üç. Peki, kabinesine almak istediği isimler ne olacak? Bunun için kulislerde istifa seçeneği konuşuluyor. Meclis çoğunluğu yeterli olursa kabinede yer almak isteyen sınırlı sayıdaki ismin milletvekilliğinden istifa etmesi bekleniyor.
Suikast ihbarının perde arkası
AA’nın geçtiği bir haber gündemin öne çıkan başlıklarından biri oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Balkan ülkelerine yapacağı bir ziyaret sırasında suikast girişiminde bulunabileceği yönünde istihbarata ulaşılmıştı. Neyse ki alınan tedbirlerle ziyaret sorunsuz bir şekilde tamamlandı. Ancak geride büyük bir soru işareti kaldı. Bu girişimin ardında kim vardı? Kudüs merkezli yaşanan gelişmelerle de ilgisi var mıydı? Bu soruların peşine düştüm ve ihbarın perde arkasıyla ilgili ilginç verilere ulaştım. 17 Nisan tarihli MGK toplantısında da gündeme geldiği öğrenilen tespit şu: Suikast planı FETÖ işi. Talimatın bizzat elebaşı Gülen’den geldiği belirlendi. Suikast girişimini Türkiye’den Kosova’ya kaçan FETÖ’cü teröristler organize etti. Bunun için Kosova’da bulunan bazı çetelerle irtibata geçildi. Ancak bu hareketliliğin sızması üzerine terör planı akamete uğradı. Peki, FETÖ bu girişimlerinde yalnız mı hareket ediyor? Küresel, karanlık odakların tetikçiliğine soyunan bir terör örgütünden bahsediyoruz. Ne 15 Temmuz kanlı darbe girişimi ne de son gelişme FETÖ’nün kendi başına aldığı bir karar değildir.