CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin milli menfaatlerinin söz konusu olduğu her meselede maalesef yapıcı değil yıkıcı bir muhalefet yapıyor.
Öyle ki, bugün karşımızda bir “kurumsal CHP” var, bir de Kılıçdaroğlu CHP’si…
Partisinin son Grup Toplantısındaki konuşmasında, Sayın Kılıçdaroğlu artık iyice şirazeden çıktı.
Konu, ABD Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen soykırım tasarısı…
AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti'nin oyları ile kabul edilen tezkere ile TBMM, ABD Temsilciler Meclisi kararını kınadı, reddetti ve yok hükmünde saydı.
Bu, kurumsal CHP’nin duruşu.
Pekiyi Kılıçdaroğlu, CHP Grubunda ne dedi?
“Eğer siz dış politikanızda Dışişleri Bakanlığını ve bürokratlarını tamamen devre dışı bırakırsanız, SARAYDA kurduğunuz dar bir grupla dış politika oluşturursanız Türkiye çıkmazlara sürüklenir. Amerika’da siyaset yapmanın ne olduğunu bilmeyen bir SARAY SOSYETESİ, Türkiye’yi Amerika’da bu noktaya sürükledi.”
Hakikat bu mu Allah aşkına?
Türkiye, Suriye’de; Amerika’yı, İsrail’i, Fransa’yı, Almanya’yı, İngiltere’yi çileden çıkaran ummadıkları bir askerî hareket yapmış... Batı’nın iki asırlık “Kürdistan” oyununu bozmuş… Güney sınırlarında bir PKK devleti peydahlanmasının önüne geçmiş... 15 Temmuz ihanetinden beklentileri yerle bir edilmiş tek dişi kalmış canavara dur denilmiş...
Şaşkınlıkla, öfkeyle, hop oturup hop kalkıyorlar. Medyalarını, ambargoları, ültimatomları, şantajları devreye sokuyorlar.
Kılıçdaroğlu ise “saray” diyor, “lobicilik yapmayı bilmiyorlar” diyor, kendi ülkesini suçluyor…
Madem AK Parti bilmiyor, siz ABD’nin siyasi yapısını iyi biliyorsunuz. O zaman ABD Dış politikasının, Meclis ve Senatosunun, en başta Yahudi lobisi olmak üzere Rum ve Ermeni lobilerinin etkisinde olduğunu da bilmeniz lazım. O lobilere şimdi bir de hainlerin FETÖ lobisi dâhil oldu.
Madem AK Parti beceriksiz. Siz bir heyetle gidip bu lobileri ikna etseydiniz.
40 yıl sonra bir CHP Genel Başkanı, yani zat-ı âliniz ABD’ye gitti. Hiçbir ABD’li yetkili, lobi temsilcisi ile falan görüşmeden sadece FETÖ elebaşı Gülen’in adamları ile görüşüp geldiniz.
Geldiniz ve hemen meydanlarda, “Erdoğan kaçacak, onu ben bile kurtaramam” dediniz.
Size FETÖ bir teminat mı verdi? Kulağınıza bir şeyler mi fısıldandı?
Şimdi kalkıp Yahudi lobisinden, Rum lobisinden, Ermeni lobisinden FETÖ’nün yönlendirdiklerinden söz etmiyorsunuz, Saray diye tutturuyorsunuz…
Sayın Kılıçdaroğlu, tuttuğunuz yol yanlış ve tehlikeli. Türkiye’nin milli menfaatlerini tehlikeye atıyorsunuz.
Türkiye’nin düşmanları için mesele Erdoğan meselesi değil, ama sizin için mesele Erdoğan meselesi…
Sayın Kılıçdaroğlu, kendi tabanınızı, teşkilâtlarınızı, seçilmiş Cumhurbaşkanına karşı kin ve nefretle dolduruyorsunuz.
Türkiye’nin yanında değil, milletin düşmanları ile aynı safta görünüyorsunuz…
Biliyorsunuz MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli sizin için şunu dedi:
“CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında, 'Ülkücü kardeşlerim’ diye seslenmesi bir garabettir. Hendek kazan hainlere ‘arkadaşlar’ diyen, ‘YPG kendi vatanını savunan örgüttür’ yorumunu getiren bir siyaset bezirgânından, bırakın kardeş olmayı üvey kardeş bile olmaz. Kılıçdaroğlu bizim kardeşimiz değil, Türkiye düşmanlarının hısım ve akrabasıdır.”
Makul çoğunluğun vicdanında aynen böyle algılanıyorsunuz.