Millet İttifakı'nı oluşturan partilerin 6'lı masa toplantılarında hâlâ bir aday ismi belirlenemedi.
İsmi en çok geçen, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu. Ama bir türlü "ilan ediyoruz, adayımız Kılıçdaroğlu" denmiyor/denemiyor.
Çünkü CHP açısından ve 6'lı masanın 5'lisi açısından bunun önemli sebepleri var.
CHP açısından
CHP yönetimini şartlandıran dört husus var.
Birincisi, mevcut Erdoğan yönetimi çok zayıfladı, yıprandı, seçimi kaybedecekleri kesin. Dolayısıyla muhalefetin adayı hem de ilk turda açık farkla seçilecek.
İkincisi, madem muhalefetin adayı kazanacak, o masada birinci parti olan CHP'nin genel başkanı, neden aday olmayacak/olamayacak? Genel Başkanın aday olamaması, parti tabanına nasıl izah edilecek? CHP, Türkiye'yi idare etme iddiasından vaz mı geçecek?
Üçüncüsü, CHP'nin masasına konan bütün anketlerde, özellikle yabancı ülkelerin anketlerinde, aday olması halinde Kılıçdaroğlu'nun kazanacağı ortaya çıkıyor. Kazanacak bir isim, hangi gerekçeyle aday gösterilmeyecek?
Dördüncüsü, HDP faktörü. Selahattin Demirtaş da son olarak ilan etti; "HDP tabanı bütünüyle Kılıçdaroğlu'na destek verir..." HDP tabanının desteği olmadan, muhalefetin adayı kazanamaz. O halde Kılıçdaroğlu vazgeçilemeyecek adaydır...
CHP yönetimi, bu dört yaklaşımdan dolayı Kılıçdaroğlu'nun adaylığına kilitlenmiş durumda.
Bu yüzden 6'lı masadan bir türlü "ortak aday" kararı çıkamıyor.
Çıkamıyor, çünkü 6'lı masadaki 5'li, Kılıçdaroğlu konusunda ikna olamıyor. Bunun da önemli sebepleri var.
Masadaki 5'li açısından
1. Kılıçdaroğlu ile kesin kazanacaklarını düşünmüyorlar/düşünemiyorlar. Onlar da anket yaptırıyorlar ve sonuçlar hiç de iç açıcı değil. "CHP, kendi kendine gelin güvey oluyor" kanaatindeler.
2. Kılıçdaroğlu ismi bu 5 partinin tabanlarının içine sinmiyor. Giderek yükselen itirazların başında, "CHP tarafından kullanılıyoruz" düşüncesi var. Haksız da değiller...
Çok partili hayata geçildikten sonra bir türlü tek başına iktidara gelemeyen CHP, fırsatını buldu, 6'lı masayı iktidar zemini yapmaya çalışıyor. Yine kanaat o ki, Kılıçdaroğlu'nun "helalleşme" talebi siyasî bir manevradan ibaret.
Nitekim İzmir belediye Başkanı Tunç Soyer'in işgalci, işkenceci Yunan'ı ağzına almayıp Vahdettin üzerinden Osmanlı düşmanlığı çıkışı, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinde CHP Grup Başkanvekilinin padişah düşmanlığı, CHP sözcülerinin Kur'an kursu düşmanlığı, "Maalesef Türkiye Azerbaycan'a yardım ediyor" diyen CHP Genel başkan yardımcıları, İHA'lardan SİHA'lardan rahatsızlık duyan milletvekilleri...
Tamam, bunlar belki Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla konuşmuyor ama Kılıçdaroğlu da bunlara bugüne kadar tek itirazda bulunmadı.
Yani CHP zihniyeti değişmedi, değişmez...
3. Açıktan söylenmese de 5 partiye, "CHP birinci parti, ne yani yüzde 1'lik partilere boyun mu eğilecek" kibri ile Kılıçdaroğlu aleni dayatılıyor. Acaba şantaj da yapılıyor mu?
Perde gerisinde ne oluyor, ne konuşuluyor bilmiyoruz.
5'li içindeki 4 partinin (SP, Gelecek, DEVA, DP) liderlerine, "sadece Cumhurbaşkanı seçmiyoruz, milletvekili de seçilecek. Size CHP ve İP kontenjan vermezse bu yüzde1'lik oy oranları ile Meclis'e nasıl geleceksiniz?" diye şantaj yapılıyor mu, yapılmıyor mu?
6'lı masadaki 5'linin tabanı şu anda değişik duygular içerisinde.
Onları en çok yıkan da, liderlerinin koltuk kapma uğruna Kılıçdaroğlu'nun adaylığına evet demeleri olur.
Kılıçdaroğlu, 6'lı masanın dağılacağı iddialarına, "safsata safsata" diyor.
Hem CHP tabanı, hem 5'linin tabanları ise öyle düşünmüyor.
Masanın dağılma endişesi hepsinde var.