CHP’li Özgür Özel’in son derece haksız ve de yakışıksız ithamına muhatap kalan Başbakan Binali Yıldırım anlattı. “..Senin genel başkanın tanklara selam dururken ben alçakları vurun emri vermiştim” dedi mealen.. Özgür Özel, Başbakan’ı saklanmakla suçlarken, haksızlık ettiğini bilmiyor mu sizce? Bence buz gibi farkında. Kesinlikle Başbakan’ın saklanmadığını, bilakis kurşunların hedefi olduğu halde kaçmadığını, gerekli düzen neyse emir-komutaya Cumhurbaşkanı geçene kadar darbenin bastırılması sürecini yürüttüğünü bilmiyor mu?.. Elbette biliyor. Güvenli evlerde tehlikenin geçmesini bekleyen AK Parti yöneticileri yok muydu, tabi ki vardı.. Ama Başbakan onlardan biri değildi ve Özgür Özel bunu çok çok iyi biliyordu.. Peki ama neden?.. Neden Yıldırım’ı hedef alarak böyle akıl almaz bir suçlamada bulundu.. AK Parti siyasetini de CHP siyasetini de çok çok yakından izleyen deneyimli gazeteci Deniz Zeyrek, CnnTurk’te olayı yorumlarken çok kritik bir analiz yaptı.. “Artık CHP Lideri’nin tankları selamladığı hikayesinin de bir kenara bırakılması lazım. İnsanları 15 Temmuz gecesi üzerinden hedef almak doğru değil” dedi.. İşte Özgür Özel’in o sözlerinin okuması tam da bu. Kılıçdaroğlu’nun; önünde Türk kahvesi fincanı ayağında terliklerle televizyon başında çekilmiş o fotoğrafını unutturmaya çalışıyor CHP. Yavuz hırsız misali baskın çıkmaya çalışıyor.. Çok zor. O gece Kılıçdaroğlu, bir lider olarak büyüyebilecekken, hazır öfkeli kitleyi peşine takıp tankların önünde durabilecekken, bunu yapmamış, altın tepsiyle sunulan fırsatı tepmişti. Bir siyasetçi olarak elbette bu durum, ömrü boyunca peşinden gelmeye devam edecek..
Erdoğan o sözü Özgür Özel’e söylemedi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özgür Özel için dedi ki; “..Ben aşağıda oturmuyorum, oturduğum makam yukarıda. Onun için ona verecek cevabım olmadı. Ama aşağıda olmuş olsam ağzının payını değil ona verilmesi gereken dersin en büyüğünü verirdim..” Size bir sır vereyim mi?.. Tanıyanlar bilir ki, gerek mekan gerek makam konusuna çok da takılmaz Erdoğan.. Aşağısı - yukarısı fark etmez yani.. Kuşkusuz sözün muhatabı olarak Özgür Özel’i hedef aldığı ortada.. Fakat asıl sitem AK Parti grubuna gitmiş gibi görünüyor.. “..Ben aşağıda olsaydım..” demek, Erdoğan’ın dilini bilenler için şöyle tefsir edilir; “..Ey aşağıdaki arkadaşlar, uyuyor musunuz?..”
Meral Akşener’i kim aday gösterecek?
Başlıktaki sorunun cevabını bekletmeden vereyim. 23 Nisan’da, İP sıralarına bile oturmayan CHİP’liler.. Evet zorla istifa ettirildiler ve bu durumu hiç de içlerine sindirebilmiş değiller.. Fakat bu grup hem İP’in seçimlere katılabilmesinin hem de Meral Akşener’in cumhurbaşkanı adayı olabilmesinin garantisi.. Ama öyle kolay değil.. 20 milletvekili parlamentoda, tamam, kabul.. Ancak Akşener’i aday gösterecekler diye öyle kesin bir kural yok.. Sayın Akşener adaylığı çantada keklik zannediyor olabilir.. Ama öyle anlaşılıyor ki, pazarlık daha bitmemiş.. Ve kendini buğday ambarında zanneden Akşener; “..Abdullah Gül’ün ortak aday olması beni ilgilendirmez, ben adaylık iddiamdan vazgeçmiyorum” diyor.. Pardon ama kiralık milletvekilleri son ana kadar bekletirse, İyi Parti’nin tüm üyeleri ilçe seçim kuruluna akın etse de, cumhurbaşkanı adayı gösterecek 100 bin imzayı bulma şansı yok Meral Hanım’ın.. O kadar parti üyesi yok yani.. Dolayısıyla bana kalırsa pazarlık devam ediyorsa bile Meral Hanım’ın elinin, şart öne sürecek kadar güçlü olmadığı ortada..