15 Temmuz darbe girişimine “kontrollü darbe”, “tiyatro” diyerek FETÖ ağzı ile konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu şimdi de Batılı ülkelerin, ABD’nin, Fransa’nın ağzı ile Afrin harekâtına gölge düşürme çabasında.
Üç gazeteci ile konuşan Kılıçdaroğlu özetle şunu söylüyor:
"Türkiye, güvenliğini alabilecek noktaya kadar gitmeli. Ama ben Afrin içine girilmesini asla doğru bulmuyorum. Çünkü bir kenti ele geçirmek gibi bir düşünce olmamalı. Daha derinlere inmenin hiçbir mantığı yok, hiç gerek de yok ona. Daha fazla şehit veririz, yazık günahtır. Sınır güvenliği sorunu neresi için geçerliyse, oraya kadar gidilmeli. Onu da en iyi bilen devleti yönetenlerdir...”
CHP Genel Başkanı sanki Afrin Harekâtı başladığından beri uzak bir ülkede, kutuplarda falan seyahatteydi gibi konuşuyor. Hani denilebilir ki, “Keşke Başbakan, Kılıçdaroğlu’nu da bilgilendirse…”
Ama bilgilendirildi. Başbakan Yıldırım 22 Ocak’ta Çankaya Köşkü’nde Kılıçdaroğlu ile Zeytin Dalı Harekâtına ilişkin görüştü. Hatta ortak basın toplantısı da düzenlediler. Hatta Kılıçdaroğlu şu açıklamayı da yaptı:
“Son derece verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Türkiye’nin sınır güvenliği çok ama çok önemlidir. Bu bağlamda ‘Zeytin Dalı Operasyonu’ kaçınılmaz olarak Türkiye’nin gündemine gelmiştir. Kahraman ordumuzun görevini başarıyla yerine getirmesini arzuluyoruz.”
Burada, 20 Temmuz’da Yenikapı ruhuna iştirak eden Kılıçdaroğlu’nun, PKK’nın bir suikast teşebbüsü ve ABD Büyükelçisi görüşmesi sonrasında “kontrollü darbe” teranesi tutturmasını hatırlıyoruz.
Şimdi de 22 Ocak’ta makul açıklamalar yaptıktan sonra 6 Şubat’ta Afrin’in merkezine girilmesin diyor.
Yahu yine ne oldu?
Koskoca ana muhalefet partisi genel başkanıdır, demeyelim diye kendimizi zor tutuyoruz da gerçekten Kılıçdaroğlu bir proje mi?
Hem, “nerede durulacağını en iyi devleti yönetenler bilir” diyor. Hem de “girmeyelim” diyor. Soruları soralım şimdi.
1. Harekâtı, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı koordineli yürütüyor. Nerede durulup durulmayacağını en iyi TSK biliyor. Yani sizin cephelerdeki ilerleyişten, hiçbir şeyden haberiniz olmadığı halde dönüp “nereye kadar gidelim” diye size mi sorsunlar?
2. Harekâtın hedefi hakkında niye tereddütler oluşturuyorsunuz? Cephedeki askerimizin kafasını karıştırıp morallerini bozmak kimin işine yarar?
3. Milletin bam teline dokunmaya çalışıyorsunuz. “Bak sonra şehit sayısı artar” diyorsunuz. Şehit sayısı üzerinden moral bozmaya, algı oluşturmaya çalışıyorsunuz. Öyle konuşuyorsunuz ki sanki şehitleri Genelkurmay, hükümet, Cumhurbaşkanı düşünmüyor da sadece siz düşünüyorsunuz.
Ama neyi hesapladığınızın farkındayız. Afrin içindeki çarpışmalarda daha fazla şehit verebiliriz diye sonra çıkıp “ben demedim mi” diyeceksiniz.
Ayıptır, sorumsuzluktur. Türkiye, karşısına yedi düveli alıp güvenliği için şehitler verirken siz hala siyasi hesap peşindesiniz.
4. Şu anda açık istihbarat olarak da biliniyor. PKK, PYD bütün terör örgütleri Afrin içine yığınak yaptılar. ABD silah, eğitim, lojistik desteği ile işin içinde. Diyelim sizin dediğiniz bir yerde durduk. Sonra teröristler bizi çay içmeye mi çağıracaklar?
Bulunduğumuz yere saldırı üzerine saldırı yapmayacaklar mı? Teminat mı aldınız? Size güvence mi verdiler?
Size göre nereye kadar gidersek, nerede durursak askerimiz güvende olur? Afrin’in içi temizlenmeden, teröristlerden arındırılmadan askerimizin güvenliği nasıl sağlanacak? Onu da anlatsanıza…
5. Siz, sözünüzün nereye gittiğinin farkında değil misiniz? “Afrin’in içine girilmesin” demek, “oradaki teröristlere dokunmayın” demektir. Onların etkisiz hale getirilmesini önlemek demektir. Afrin Harekâtının sekteye uğraması, hedeflerine ulaşmadan sonlandırılması demektir.
Bundan sizin ne menfaatiniz var?
Sormadan edemeyeceğiz; Sayın Kılıçdaroğlu siz kimden yanasınız?