Don yağının sadece sağlığa değil; siyasete de ne kadar zararlı olduğunu bayat repliklerle böğürdüğünüz bir gecenin sabahında anlamış olduk.
Saati 22.00'ye kurup "Koşun yeni yalanlarım var" iştiyakıyla beş dakikalık leş iftiralarla dolu bir açıklamanın beynimize verdiği zarar sonrası hasar tespit aşamasındayız.
Dondaş medyanın da katıldığı "Kaçamayacaksınız" hastag'inden gelin kuşağı yapmışlar çözüp çözüp duruyorlar. "Kaçamayacaksınız" diyenler de firari oldukları yerlerin bir tarafından yazıyorlar düşünün. Bu ihtişamlı soytarılığa nereden gülünüyordu?
Kılıçdaroğlu aslında aptal değil sadece iptal. Kendi partisi içinde iptal edilse de yeniden yanık kablolarından doğmaya çalışan siyaset robotu. Altılı masanın bildirisini hangi battalelçiye okutup okutup düzelttiğini anlatmadan, bu ülkenin cumhurbaşkanını kaçmaya hazırlanıyor iddiasıyla suçluyor.
Neee kaçmak mı dedin?
O geceyi hatırla, sen uykuya direnirken tanklara direnen bir cumhurbaşkanı vardı: Recep Tayyip Erdoğan.
Sen temmuzda giydiğin terliğin içine kaçarken o şeref züğürtlerine adım attırmıyordu hatırla!
Yahu hadi sen hafıza kartısın hiç mi yan belleğin yok. Sen bir açıklama yapamazsın o açıklama dediğin sirk siyasetine cambaz toplama siyaseti.
Diyorsun ki vakıflar üzerinden para kaçırıyorlar. Sen Türkiye'de olan kaç yabancı vakıf tarafından fonlandığını anlatsana önce. Sana cevap vermiyoruz, boş arazi arıyorduk beynini bulduk neyi nereye koyacağımızı düşünüyoruz o derece.
Ne demiş o arkana alıp okumadığın kitapların yazarlarından bir tanesi "Kötülemek kolay anlamak zordur." Sen kötülemiyorsun da vesikalık resmini yani avuç avuç çamuru sıvıyorsun.
Ne diyeyim bazı insanlar için sezon sonunu beklemeye gerek yok, ucuzluğun pahada değil adamlıkta olduğunu göstermekten sıkılmadılar çünkü.
Ferasetleri yok, idealleri yok, siyaset dilleri "Çinlilerin sabah kahvaltısından daha fazla mide bulandırıyor" inşa desen sıfır, ellerine muhallebi kasesi geçse ağız burun çizip heykele dönüştürmekten başka icraatları da yok.
İleriyi görmek bunlar için Cumhuriyet Halk Otobüsünde orta kapıya kadar ilerleme seviyesinde.
Kılıçdaroğlu "15 Temmuz'da beraber direndik" dedi. Evet, siyasi ayaklı koltuk üzerinde siyasi terlikleriyle uykuya direndi. Tiyatro dediği darbe gecesi için bugün "direndik" diyen çift taraflı tıraş bıçağının söylediklerine gülmemek için direniyoruz.
15 Temmuz sıcağında pofuduk terlikler içine saklanan konuşan anahtarlık, bugün kükrüyor. Yanlış duymadım.
Bu ülkeye namussuz siyaset getireceğini söyleyen bu anahtarlık, bugün siyasetin hijyenini sorguluyor. Yanlış duymadım.
Bir de baktım ki bir anda özgüven gelmiş bahçe hortumu gibi salınarak parmak sallıyor.
Sen hiçbir şey olduğunu anladığın için bir şey olmaya çalışıyorsun. Nakaratı kaçırmış ucuz şarkıcılar gibi meyana yükleniyorsun da seçmeninin sana acıyarak güldüğünü göremiyorsun. Siyasette ne olmaması gerektiğini senin zihniyetinin iktidar olduğu yıllardan biliyoruz.
Bölünüyoruz diye höykürürken kör bıçakla bölmeye talip faşist tezgahtar Kılıçdaroğlu,
15 temmuz'da sanırım terlikler mayıştırdı .
Siz o gece gücünüzü kırlent koyduğunuz sırtınızdan almış olabilirsiniz lakin sizin gibi kuru sıkı laflar edenler köprü üstünde yüz üstü nasıl reklam panosuna döndü hatırlayınız.
Demokrasiyi sanırım en son açtığınız börekle fırına verdiniz.
Demiştim...
Diyorum...
Sizin gibi bir muhalefet iktidar için konforlu, bu topraklar için zulümdür.