Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin değil asıl HDP'nin Cumhurbaşkanı adayıdır. Nitekim CHP içinde ve CHP tabanında Kemal Kılıçdaroğlu aday olmasın diyenlerin olduğunu biliyoruz. CHP destekçisi medya ve sanatçılardan da aleni şekilde Kılıçdaroğlu aday olmasın diyen, hatta Cüneyt Özdemir gibi "Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'nün adayı olduğunu" öne sürenler vardı. Şimdi ise sanki o lafları kendileri etmemiş gibi Kılıçdaroğlu güzellemesi yapıyorlar.
Masaya dönmenin bedeli ağır oldu
Tabii bir de Meral Akşener var. En başından beri "Kazanacak adayı destekleyeceğiz" diyerek Kılıçdaroğlu'na karşı olduğunun sinyalini verdi ama açık açık hiçbir zaman bunu söylemedi. Hitap ettiği kitlenin Kemal Kılıçdaroğlu'nun HDP ile kurduğu ilişkiyi kabul etmeyeceğini bildiği için buna direndi. Ama ona MHP'den ayrılıp parti kurma imkanı sağlayan irade ne edip edip onu masada kalmaya zorladı. Başka türlü davranma imkanı, özgürlüğü yok çünkü. "HDP'yi PKK'nın yanında konumlandırıyoruz" diyen Akşener, İYİ Parti'yi de HDP'nin yanında konumlandırmış oldu. Bunun faturasını vatandaş İYİ Parti'ye şimdiden kesmiş durumda. HDP yerine ikame edilen Yeşil ve Sol Parti'nin PKK ile ilişkisi dolayısıyla İYİ Parti baraj sorunu yaşıyor. Bakalım netice nasıl olacak.
Dört küçüklerin adı bile yok!
En acıklı durumdakiler de dört küçükler. "İttifak içinde ittifak" formülünü hayata geçiremediler. Şimdi bunun için birbirlerini suçluyorlar. Seçime CHP listelerinden girmiş olmaları, CHP seçmeninde ve teşkilatında büyük rahatsızlık yaratmış durumda. Seçmen pusulasında logoları dahi bulunmayacak. Dolayısıyla aslında bu partilerin seçime girdiklerini söylemek bile güç.
Seçmen oy kullanmaya gittiğinde bu partileri görmeyecek.
Saadet Partisi'nin -çok az da olsa- Erdoğan'a kin besleyen ve Saadet Partisi'ni bu kine hapseden kronik bir seçmeni var. Diğerlerinin seçmeni var mı yok mu bilmiyoruz.
Peki pusulada partisini görmeyen Saadet seçmeni ne yapacak? "Mücahit Kılıçdaroğlu" lafını hazmedip CHP'ye ve Kılıçdaroğlu'na mı oy verecek?
Rahmetli Oğuzhan Asiltürk, Temel beyin CHP sevdasından rahatsız olan Saadet tabanının beklentilerini dikkate alarak bir çalışma yürütüyordu. Ömrü vefa etmedi. Asiltürk'ün ölümünden sonra Temel Bey, Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığı koltuğuna da oturdu. Böylece kendisine itiraz edecek bir merci kalmadı. Lakin Anadolu Gençlik, Cansuyu gibi Saadet Partisi tabanının toplandığı oluşumlar, CHP ile ittifaktan ciddi oranda rahatsız. "Mücahit Kılıçdaroğlu" yaklaşımını sindirebilmiş değiller. Hele de partilerinin oy pusulasında yer almayacak olması bu kesimi büsbütün Temel beye tepkili hale getirmiş.
'Genç Saadetliler' rahatsız!
Geçen gün tesadüfen tanıştığımız bir genç, "Üç kuşaktır Saadet Partili olduklarını ama artık kendisinin ve kendisi gibi Anadolu Gençlik'teki arkadaşlarının parti yönetiminin tasarruflarını kabul edemediğini" söyledi. "Büyüklerimizde Tayyip beye acayip bir kin var" dedi. "Yaptıklarına bir itirazları yok, Ayasofya'yı açmış biri sonuçta ama partiden ayrılmış olmasını ihanet olarak gördükleri için kin besliyorlar. Ama yeni nesil tabii onlar gibi değil." dedikten sonra ekledi. "İlk oyumu Saadet Partisi'ne kullanamayacağım aklıma gelmezdi. Temel bey bu imkanı da elimizden aldı."