"Türkiye’de kimin işi zor?” diye sorarsanız, benim cevabım hazır: Muhalefetin... Özellikle de CHP’nin... Ama bilhassa CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun... Sadece iktidarın salvoları altında bunalmıyor Kılıçdaroğlu, iltifat beklediği partisine yakın kesimlere de kendisini beğendiremiyor.
Herhalde bunun can sıkıntısıyla olacak “Türkiye’nin en çalışkan genel başkanı benim” dediğini yazıyor gazeteler... Gerçekten de çalışkan; Kılıçdaroğlu son zamanlarda her yerde karşımıza çıkıyor...
Yapımcılar ve yönetmenler tarafından rağbet görmedikleri için ortalıkta görünmeyen artistler, artık sesleri yetmediğinden konserlerinde ıslıklanan şarkıcılar, en beğenilen şiirini yarım asır önce yazmış şairler tarafından düzenlenen bir etkinlik mi var İstanbul’da, hemen yanlarında görüyoruz CHP liderini...
İzmir’in Menemen ilçesinde neredeyse bir asır önce yaşanmış ve yeni olma iddiasındaki CHP açısından unutulsa daha iyi olacak bir müessif olayın yıldönümü vesilesiyle düzenlenen törende de ön safta yer alıyor Kılıçdaroğlu... Vali gelmemiş törene, onu kınıyor...
Menemen’e gitmişken Karşıyaka’ya da uğruyor ve Karadenizliler Federasyonu’nun düzenlediği ‘hamsi şöleni’ne katılıyor... Ekmek arası balık yerken çekilmiş fotoğrafı doğrusu pek hoştu.
Sonuçta bu kadar çalışıyor, çalıştığını yüzümüze de vuruyor, ama kendisini kimselere beğendiremiyor. Gönlü kırık sanatçıların ‘Reddediyoruz’ gecesinde, artık güldüremeyen bir komik bile, erken ayrıldı diye, Kılıçdaroğlu’nun arkasından atıp tutabilmiş...
Daha ne yapsın? Gün 24 saat, hafta yedi gün; o da haftanın her günü 24 saat boyunca boy gösteriyor, ülkenin dört bir tarafında çiğnenmedik toprak parçası bırakmama gayretinde... Çalışkan bir insan ne yaparsa, CHP lideri olarak o da onları yapıyor...
Çalışkan olmasına çalışkan Kılıçdaroğlu, ancak zamanını yanlış işlerle ve yanlış kişilerle boşa harcıyor. Toplumun izlemek/ dinlemek/görmek istemediği kişileri nasıl tatmin edebilir? Üzerinden neredeyse asır geçmiş bir olayı bugünün insanına hatırlattığında ne tepki almayı bekliyor ki? Evinde otursa ve vaktini “Ülke için ne yapabilirim?” sorusuna kafa patlatmakla geçirse, emin olun, partisine daha fazla hayrı dokunur.
Bugünün insanının bugüne ait dertleri var. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorunların çoğu geçmişten değil bugünün konjonktüründen kaynaklanıyor ve hepsi de güncel çözümler bekliyor. O çözümler de kendilerine himmetleri dokunmayan kişilerden medet umularak bulunamaz.
Hadi, Deniz Baykal’ı CHP’nin başından götüren ve kendisini liderliğe taşıyan olaylar âni gelişti ve ilk başlarda hatalar yapması doğaldı; aradan geçen bunca zamandan sonra ülkeye hâlâ şaşkınlar yaşatması Kılıçdaroğlu’nun, geleceğe dönük umutları yok ediyor. Yakın bildiklerinden düzeysiz tepkiler çekmeye başlaması bu yüzden.
Gündemi başbakan ve bakanların belirlediği, muhalefetten beklenilebilecek çıkışları iktidar kadrolarının yaptığı, CHP’li medya ile CHP’ye ezelden gönül vermiş kalemlerin ne diyeceklerini bilemediği, AKP oylarının yukarıya CHP oylarının aşağıya hareketlenmesinden anlaşıldığına göre muhalefet tabanından iktidara geçişlerin olağanüstü kolaylaştığı bir ülkeye dönüştük.
Böyle bir ülkede CHP’ye akıl vermek de, ne yapayım, bana düşüyor.