Yani istese de olamaz!
Kemal Kılıçdaroğlu’nun olayı bu çünkü;
2009’dan beri girdiği her seçimi kaybeden bir kişinin hala CHP’nin başında durabilmesinin sebebi, Türkiye muhalefetini dizayn için çalışanlara zorluk çıkartmamasıdır. Aslında görevini yapıyordur yani. Hedef zaten CHP’yi yüzde 25’in üstüne çıkarmak değil CHP’yi dönüştürmekti.
Dünya siyasetine kendi namına yön vermek isteyen büyük aktörler, egemenlik kurmak istedikleri ülkelerin iktidarlarıyla iş tutarlar. Diktatörlüklerde işler çok kolaydır. Yöneticiler sırtını halka değil iktidarını borçlu oldukları aktörlere dayarlar çünkü.
Türkiye gibi ülkelerde ise iktidarın direneceği yahut verilen vazifeye gönülsüz olduğu anlaşıldığında darbe yapılır. Daha önce defalarca olduğu gibi…
Bunlara hala komplo teorisi diyen var mı bilmiyorum ama ABD’li yetkililer bile darbelerdeki rollerini artık gizleme ihtiyacı hissetmiyor.
Gizlilik süresi dolup açıklanan CIA belgelerinde de bunu görmek mümkün.
Zaten ABD’nin özgür dünyayı temsil ettiği ve 3. Dünya’ya demokrasi götürdüğü yalanına bizdeki muhalefet dışında inanan kalmadı.
Yani Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olarak değil olmayarak değerli. Bu yüzden de aday olamaz.
Hele de İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerini aldıktan sonra, hiç sansı kalmadı.
Gücü silikliğinde!
Kemal Kılıçdaroğlu’na başarısız demek istemem ayrıca. HDP ve İyi Parti’yi aynı kabın içinde mayalayabilmek az buz marifet değil.
Nasıl başardılar derseniz; iki temel taktikle.
Birincisi; yalanın algı oluşturmadaki üstün gücü sayesinde. İkincisi; Kemal Kılıçdaroğlu’nun üst aklın dizaynına imkan veren silikliği sayesinde.
Silik derken, lider kişilik sergileyememesinden bahsediyorum. CHP’lilerin de çoğu böyle düşünüyor bence. Ama onlar da Kılıçdarolu’nun bu haliyle işlevsel olduğuna kaniler.
Kılıçdaroğlu’nun partiyi HDP’lileştirdirdiğini düşünen ve bundan rahatsız olanlar zaten bir bir yollarını ayırdılar. Emine Ülker Tarhan, Birgül Ayman Güler gibi isimler, CHP’yi FETÖ’ye açtığı için çok erken vakit ayrıldı. Muharrem İnce ve yakınındaki isimler ise PKK’ya mesafe koymadığı için memleket yollarına düştü. Ortak eleştiri CHP’yi artık tanıyamadıkları, CHP’nin artık Atatürk’ün kurduğu parti olmadığı şeklinde.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun gücü tam da burada işte, bütün silikliğiyle muhalefeti oluşturan 40 benzemezi bir araya getirecek bir tekne işlevi görüyor.
Erdoğan karşıtlığının tek siyasi motivasyon olduğu bir iklim ancak böylesi bir siliklikle inşa edilebilirdi. Elle tutulur hiçbir siyasi projeniz, Türkiye adına tek bir güçlü cümleniz olmadığı halde ve bir tek seçim dahi kazanmamışken ancak bu şekilde var kalabilirsiniz.
Yemem yemem yan cebime
Bir siyasi lider değil ama siyasi bir projenin en önemli parçası olarak…
İşlevi neyse onu yerine getirmeye mecbur Kılıçdaroğlu; varlık sebebi çünkü bu.
Eski Genel Başkan Deniz Baykal’a kurulmuş çok iğrenç bir FETÖ kumpası neticesinde CHP Genel Başkanı yapılacağını belki kendisi de bilmiyordu. “Yok, yok, aday olmak gibi bir niyetim yok” diye diye bir de baktık ki hoop koltuğa oturmuş bile.
Yemem yemem, yan cebime!
Bunlar işte ancak silik tiplerin başarabileceği şeyler. Kalıbınızı, çapınızı çok aşan işlerin başına getirilirsiniz de demezsiniz ki bu iş bana göre değil. Hatta bilmezsin bile, bu iş sizin harcınız mı değil mi diye.
Kılıçdoroğlu demiş ya ki, “Benim Cumhurbaşkanı olup olmayacağımı nerden biliyorsunuz?” diye.
Olamaz, oldurtmazlar yani.
Olabilirse anlayın ki, dizayn planı 2023’e yetiştirilemedi.
Böyle bir durumda, AK Parti eskilerinden bir şey bulup buluşturulamazsa şayet, nasıl ki o “Gel Muharrem” dedi, birileri de ona “Gel Kemal” diyebilir.