Kara Harp Okulu'nun 30 Ağustos günü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katılımıyla yapılan bu yılki mezuniyet töreninde beklenmedik, alışılmadık bir olay oldu.
Törenin resmi kısmı sona erip devlet erkânı ayrıldıktan kısa süre sonra, teğmenlerin 200 kadarı, tören sahasının bir yerinde toplandılar.
Bir saat önce Cumhurbaşkanı Erdoğan önünde ettikleri resmi yeminin dışında başka bir yemin ettiler.
28 Şubatçı damardan övgülerle dolaşıma sokulan görüntülerde; kılıçlar çekilmiş, bir meydan okuma tavrı ile "laik, demokratik Cumhuriyet", "karşılarında bizi bulacaklar", "kılıçlarımız keskin ve hazır olacaktır" sesleri yükseliyor.
Şimdi soralım.
1. Ordu/asker demek, disiplin demektir. FETÖ ihanet şebekesi uzun yıllar sinsi bir hazırlık ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin insicamını, disiplinini bozdu.
Mazgallarda yakalanan astsubayın generallere talimat verdiğini, FETÖ elebaşının dizi dibinde yetiştirilen İlahiyat doçentinin, darbenin karargâhında yakalandığını, silahlı kuvvetlerin bünyesini, kanser hücreleri gibi mahrem imamların sardığını gördük.
ABD/CIA desteklemeseydi, Ordumuzun disiplini bozulmasaydı FETÖ, darbeye teşebbüs etme cesareti/cüreti bulabilir miydi?
Disiplin ordumuzun her şeyidir.
Siyasî görüşler bir tarafa, herkes vicdanını konuştursun; 989 mezundan 200 kadarının bir tarafa ayrılıp kılıçlarını çekmesi, askerin disiplinine sığar mı?
2. Bu ayrı baş çekip meydan okumanın hedefi nedir? Böyle sorumsuz, cüretkâr tavrın gayesi nedir? Nereden icap etmiştir?
3. Ayrı baş çekip tehditler savurmak bölücülük değil mi? Bu provokasyona katılmayan 700 teğmen, şimdi ayrılıkçı teğmenler hakkında ne düşünüyor? Yarın kıtalarda artık birbiri için damgalanmış bu subaylar, ahenk ve disiplin içinde birlikte nasıl görev yapacaklar?
4. Daha ilk günde asker içine ayrılık sokan bu kılıç çeken teğmenler kimdir? Necidir? Kimden, kimlerden cesaret/talimat aldılar?
5. Her taşın altından çıkmaya devam eden ve silahlı kuvvetler içinde, daha askeri liselerde beyinlerine çip takılan öğrencileri kullanan FETÖ, bu işin neresinde olabilir?
6. Bu teğmenler; organize olmadan, önceden hazırlanmadan böyle bir başkaldırıya, meydan okumaya teşebbüs edemezler.
Organizasyonun arkasında kim, kimler var?
Son günlerde bir yığın provokasyon, Cumhurbaşkanına, AK Parti'ye oy verenlere hakaretler, bu çirkinlikleri sergileyenleri büyük bir pişkinlikle onur konuğu yapan CHP, kendiliğinden mi harekete geçti?
Türkiye'nin Filistin davasındaki dik duruşu, İsrail'e karşı yüksek sesle itirazı; ABD'yi, Avrupa'yı, İsrail'i çok rahatsız etti/ediyor.
7. Devlet, FETÖ ihanetinden sonra sütten ağzı yandığı için yoğurdu üfleyerek yerken, nasıl oluyor da uzun bir hazırlık safhası gerektiren bu bir kısım teğmen başkaldırısından haberdar olunmadı?
8. Bu teğmenlerin başındaki subaylar/ komutanları, bu meydan okuma sırasında neredeler?
İhmal var mı?
9. Ayrı baş çekip, kılıçların gölgesinde söylenen metin, elbette 28 Şubat'ları, e- muhtıraları, asker içindeki iktidar heveslisi cuntacıları hatırlattı.
Kaostan medet uman, Türkiye yönetilemiyor diyerek erken seçim histerisine tutulan CHP'nin Genel Başkanının hemen bu ayrılıkçı teğmenlere sahip çıkması şaşırtıcı mı?
Neyi hatırlıyoruz?
Alenen FETÖ hain darbesi olmasına rağmen Kılıçdaroğlu'nun, "tiyatro" diyerek ortaya atılmasını...
10. Teğmenlerin kılıç çekmesi; sivil-asker uyumunun geliştirildiği bir süreçte, askeri, yeniden öne çıkartmanın davetiyesi değil mi?
11. Bu ayrı baş çeken, disiplini ayaklar altına alan teğmenler; yaptıkları hareketin siyasî provokasyonlara alet edileceğini, istismar edileceğini, milletimizi üzeceğini, askerlik mesleğine zarar vereceğini hiç düşünmediler mi?
Bu, insan zekâsına da hakaret değil midir?
Türk Silahlı Kuvvetlerinin yiğit evlatlarının kahramanlığı, fedakârlığı ve milletimizin duaları ile güvenliğimiz, bekamız için, bölücü terör örgütü PKK'ya karşı destanlar yazılırken, bozgunculuk yapanlar asla müsamaha görmemelidir.