Hangi kelimeler şu an hissettiklerimi anlatabilir...
Dağarcığımdaki kelimeleri tek tek sıraya diziyorum...
“Kifâyetsiz” bir adım öne çıkıp mânâlı mânâlı bana bakıyor!..
Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in “akıl ve şuur ötesi bir vecd ile ziyaret ve tavaf edilmesi” gerektiğini söylediği, bütün mânâların onun mânâsında eridiği Kâbe’deyim.
Kalbimde hareketlenme...
Gözlerim, Kâbe’nin yerden arşa uzanan sonsuzluğunda...
Aklım bir şeyler görme derdinde ama “kifâyetsiz” bakışını bozmadan bana bakmaya devam ediyor. Haddimi hatırlatıyor...
“İlk insan ve ilk peygamber” Hazret-i Âdem ile Hazret-i Havvâ’nın dünyada buluştukları yer olan Rahmet Dağı’ndayım. Üstad’ın, “Af kasırgasının günahları yaprak gibi uçurup götürdüğü, duaların kabul edildiği, yalvarabilene kurtuluşun müjdelendiği yer” dediği Cebel-i Rahme’de Rabbim’den af edilmeyi dileniyorum. Hüngür hüngür içime ağlayarak yalvarıyorum... Bakmıyorum “kifâyetsize”; buna gücüm var!..
Veda Hutbesi... O’na tâbi oldukça insanlık vasfını kazandığımız Allah Resûlü’nün (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisinin perde arkasına geçişinin ardından insanlığımızı kaybetmeyelim diye verdiği reçete!
Mescid-i Nemire, Veda Hutbesi’nin okunduğu mescid...
Gözlerimi kapayıp Allah Resûlü’nü ve O’nu dinleyen ashab-ı kiramı düşünüyorum... O muazzam tabloyu hayal etmeye çalışıyorum ama “kifâyetsiz” burada da karşımda!
“Kifâyetsiz”in bakışlarından anlıyorum, “İşte zaman, devrini tekrarlıya tekrarlıya, Allah’ın yeri ve göğü yarattığı ilk ândaki çıkış noktasına döndü” diyen Allah Resûlü’nü ve bu “Daire sırrı” peşinde her şeyini feda eden ashab-ı kiramı fehmetmenin kolay olmadığını...
Kolay mı;
“Câhiliyete ait kan davaları kökünden kaldırılmıştır...”
“Câhiliyete ait ribâ, faizcilik kaldırılmıştır...”
“Kadın bahsinde Allah’tan korkun! Sizin onlar üzerinde hakkınız var, onların da sizin üstünüzde hakları...”
“Sizi irşad edecek insan kesik burunlu bir zenci de olsa ona itaat ediniz!
“Ey insanlar! Mübalâğa ve ifrattan sakının! Sizden evvelkilerin helâk olmalarına, ifratları ve hudud taşırmaları sebep oldu.”
Sözlerini anlamak...
Hâlâ insanlık adına çabaladığını söyleyenler kelam-ı Resûl’ün kıyısına yanaşamadılar. Bataklıkta debelenip duruyoruz...
Hakikat-i Ferdiyye’nin, İnsan’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gezindiği topraklarda insanlığımı arıyorum...
“Kifâyetsiz”le birlikte!..