Kıdem tazminatı düzenlemesi yapıldığından beri tartışılır. Oldum olası bugünkü kıdem tazminatı şekline karşıyım. Bu günlerde de bu tartışmalar sürüyor. Karşı olmamın sebebi işletmelerde bilgi birikimini engellemesidir. Şirketler üç beş yıl çalıştırdığı işçiyi çıkararak kıdem tazminatını çok büyütmeden ortadan kaldırır. İşçi beş altı yıl çalıştıktan sonra iş yerinden tazminat alarak ayrılmak ister. Bu tazminat sebebi ile işletmelerin çoğu taşeron işçi kullanmakta ve böylelikle işletmede bilgi birikimi olamamakta.
Yetmişli yılların başında bugünkü Asil Çeliğin kuruluşu için Japonya’ya gitmiştik. Tokyo’dan hızlı tren ile Nagoya kentine gittik Nippon’nun alaşımlı çelik fabrikasını dolaştırdılar. Büroya geldiğimizde sorularınız var mı sorusuna karşılık ben iki sorum var dedim. Birinci sorum “çalışanların yakasında rozet gibi bir şeyler vardı, o neyi simgeliyor dediğimde Genel Müdür mahçup bir vaziyette, o rozet bu gün bu işletmede “grev” var diyor dedi. Pekiyi siz günlük üretim kapasitenizin 600 ton olduğunu söylemiştiniz, bu gün grevde kaç ton üreteceksiniz dediğimde cevap 605 ton olmuştu. Hayretim katlanmıştı. Genel müdür, işçilerimiz on beş gün süre ile “bu gün bir ton daha fazla üretim yapalım” sloganı ile çalışıyorlar dediğinde ben galiba istihza ile pekiyi üretebiliyorlar mı? dediğimde genel müdür çok alındı ve rahatsız oldu. İşçilerimiz karar aldılar, o gün o üretim rakamını tutturasıya kadar çalışırlar dedi.
Bir başka sorum üzerine, Genel Müdür, biz burada beş yüz kişilik bir aile gibiyiz aşağıda dolaşırken gördüğünüz iş gücü içinde “dede, oğul, ve torun” çalışan vardı. İşçi burada işe başlar buradan emekli olur cevapları ile benim şaşkınlığım daha da katlanmıştı.
Nasıl hayret etmeyeyim, bizde beş yıl evvel bir genel grev olmuştu, sendika işçilere çalıştıkları tezgahları kırmaları talimatı vermişti. Türkiye de işçi işveren sanki düşman, Japonyada ise büyük bir aile. Japon mucizesi, eğitim ve iş kanunundan kaynaklanıyordu. Acaba ben de böyle bir ortamı görebilecek miyim diye acı acı düşünmüştüm.
Bizim mevzuatta net ücret ile giydirilmiş ücret arasında bire iki oranı var. B u maliyetleri önemli oranda artırıyor. İşverenden alınan işsizlik pirimi bir puan artırılarak SGK nezdindeki hesapta toplanmalı, işçi emekli olurken onu ikramiye gibi alabilmelidir. Böyle bir düzenleme memur ve işçinin emekli olur iken ayni statüye tabi olmasını sağlar. Böyle bir düzenlemeyi ancak “gözünü budaktan sakınmayan” bu hükümet yapabilir.