Kıbrıs'ta verilen fotoğraf dikkat çekti. Türk siyasetinin zirvesi Lefkoşa'da buluştu. Bu fotoğrafın anlamını bilenler geçtiğimiz aylarda Erdoğan-Bahçeli-Özel trafiğini de doğru tanımladı.
Türk siyaseti uluslararası sistemdeki gerilimi görerek gerektiğinde bir arada olunabileceğini gösteriyor.
19 Mayıs 2019'da Samsun'da verilen bir fotoğraf vardı. Liderler "Hepimiz aynı gemideyiz" derken milli meselelerde tek ses olmayı tabanlarına telkin ediyorlardı.
Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yılında Lefkoşa'ya giden liderler Kıbrıs Davası'nın arkasında olduklarını gösterdiler.
Kıbrıs, 20. Asırda toprak kaybeden Türklerin son fethiydi. Ecevit'i ve Erbakan'ı yakın tarihte saygın kılan Barış Harekatı'nın 50. yılında adanın önemi daha da arttı. Türk ordusunun bölgedeki etkinliğini ve gücünü kanıtlayan harekat savaş sonrası oluşan dünya düzeninde Ankara'nın otonomi arayışını göstermişti.
Son yıllarda Doğu Akdeniz'de yaşanan gerilimde Rusya, Suriye'deki pozisyonuyla varoluş gösterdi. Hamas ve İran etkisine karşı İsrail'i desteklemek için bölgeye gelen ABD ise dünya ticaretinin kalbinin attığı bu havzada varlık gösteriyor.
KKTC'nin yakın gelecekte tanınması için gayret gösteren Ankara, Avrasya ekseninde gelecek vaat Türk Devletleri Teşkilatı'na KKTC'yi entegre etmeye çabalıyor.
Avrupa Birliği'ne mülkiyet ve sınır tartışmaları olan Güney Kıbrıs Rum Kesimini üye yapanlar adadaki sorunları görmezden gelerek problemi AB'ye taşıdılar. Kıbrıs'ta iki devletli çözümün zaruri olduğu artık birçok çevre tarafından kabul ediliyor.
Doğu Akdeniz'de Gazze'de yaşananlar bir yana hidrokarbon yataklarının keşfi ve doğalgaz sevkiyatı projelerinde Ankara ve Lefkoşa'yı göz ardı edenler hayal kırıklığına uğrayacaklar.
Ankara'da, iç siyasette ayrışma olsa bile, dış siyasette ortak hareket edildiği sürece küresel gerilimlerden yara almadan çıkılacağı görüşü hakim.