Akdeniz’in Doğusu ile Körfez bölgesi haritaya biraz mesafeli bakıldığında son derece yakın görünür. Doğu Akdeniz’in uçak gemisi olarak ifade bulan, dolayısıyla en stratejik nokta olarak işaret edilen yer Kıbrıs ise bunun Körfez’deki benzerinin Katar olduğu ileri sürülebilir. İki bölgenin stratejik benzerliğini destekleyen özelliklerden birinin de doğal gaz yatakları olduğunu hatırlatmak gerekir.
Kıbrıs ile Katar arasındaki benzerliklere her ikisinin de bölünmüş toplumsal yapıya sahip olmaları, bu farklı toplumların ise birbiriyle rekabet halindeki başka oyuncular tarafından desteklendiği eklenebilir. Kıbrıs, yıllarca Türkiye ile Yunanistan arasındaki anlaşmazlıkların merkezinde yer aldıysa, Katar da Suudi Arabistan ile İran arasındaki çekişmelerin ortasında kalmıştı. Bugün Kıbrıs, bir AB sorunsalına dönüşürken Katar da İslam İşbirliği Teşkilatı içindeki anlaşmazlıklara konu olmakta.
Katar ile Kıbrıs arasındaki benzerlikler, bazı açılardan zorlama olarak görülebilir. Ancak iki ülkenin statüleri belirlenirken sanki tam da stratejik sorunların onlar üzerinden ifade bulması istenmiş gibi bir hisse kapılmamak mümkün değil.
Kıbrıs’ta askeri tatbikatlar
Kıbrıs’ta iki ayrı askeri tatbikat yapılıyor. Biri, Türkiye ile KKTC’nin birlikte gerçekleştirdikleri Şehit Teğmen Caner Gönyeli-2017 tatbikatı. Adından da anlaşılacağı gibi tatbikat arama kurtarma faaliyetlerinde kara ve deniz güçlerinin koordinasyonuna yönelik. Düşen bir uçağın kurtarılması, insani yardımların ulaştırılması gibi senaryolar var. Dolayısıyla barışçıl bir içeriğe sahip; ancak bununla birlikte Doğu Akdeniz’deki “haklara” da son derece açık bir işaret söz konusu.
Ada’daki diğeri tatbikat ise KKTC’deki ile eş zamanlı olarak yapılan ve Rum kesimi ile İsrail işbirliğine dayanan tatbikat. İki ülke arasında dört ay içinde üç tatbikat yapıldı ve ilk kez 400 İsrail komandosu adaya ayak bastı. Bu tatbikatın konusu ise işgal altındaki köylerin kurtarılması.
Hani Kıbrıs’ta müzakereler sürüyordu, hani Türkiye ile İsrail ilişkileri normalleşmişti? Anlaşılan müzakereler ve normalleşme ancak silahların gölgesinde sağlanabiliyor.
Katar’da askeri tatbikat
Trump’ın Katar’a yaptırım uygulanmasını istemesinin ve çıkan krizin ateşi soğumadan ABD ile Katar’ın ortak tatbikat yapacağı açıklandı. ABD savaş gemileri Katar’a ulaştı, bu arada iki ülke arasında 12 milyar dolarlık askeri anlaşma imzalandı; buna göre Katar ABD’den savaş uçağı satın alacak.
Katar, askeri anlaşmayı imzalamaya direndiği için mi cezalandırıldı, orası açık değil. Ancak şu bir gerçek ki ilk bakışta ABD başkanının ne yaptığını bilmez bir tutum içinde olduğunu düşünecek bir gelişme görülüyor. Katarlıların bir taraftan ekmeğini kesip öteki taraftan silah satmak da, ayrıca tartışılmayı hak ediyor.
Bununla birlikte, söz konusu tatbikat Katar izolasyonu yöntemiyle ABD’nin Körfez’e eni konu yerleştiğinin göstergesi olarak da görülebilir. Bir yandan Suudi Arabistan’la yapılan askeri anlaşmalar, öte yandan Katar ile ortak tatbikat, tam da ABD’nin bölgedeki varlığına işaret ediyor.
İsrail Kıbrıs; ABD’de Katar angajmanlarını bu denli açık biçimde ortaya koyuyorlar ise bunca askeri önlemin sadece İran’a karşı alındığını ileri sürmek kolay olmaz. Anlaşılan ABD devleti, Trump’a rağmen, Rusya’yı “ötekileştirme” konusunda ısrarlı. Zira Katar, İran üzerinden; Kıbrıs Rum yönetimi ise doğrudan Rusya ile bağlara sahip. Anlaşılan İngiltere’nin Rusya’yı sıcak denizlere inmeden durdurma stratejisi yeniden taraftar buluyor.