Mustafa Karaalioğlu’nun medya grup başkanı olması sonrasında Star ve Kanal 24’te kımıldama olduğunu fark ediyordum; müjde bir iç yazışma halinde ulaşınca bayağı mutlu oldum. Star hemen her göstergede ileri gitmeye, bayi satışı arttığı gibi dijital versiyonlarda da daha fazla okunmaya başlamış, reklam gelirleri göz doldurur hale gelmiş...
“Grubumuz bir üst lige taşınıyor” diye bitirmiş mesajını Karaalioğlu...
Bugüne kadar içinde yer aldığım her gazetede böyle mutluluklar yaşadım. İlk çıktığında birkaç onbin satan bir gazeteydi Zaman, yüzbinlik satışlarını gördüm... Yeni Şafak’a henüz geniş kitlelere açılmamışken katıldım, ayrıldığımda 120 bin civarında satıyordu... Star’dayım, şimdi onun ‘bir üst lige’ taşınmasına tanıklık ediyorum.
Ne mutlu bana. Ne mutlu bize.
Tahterevalli gibidir medya, hep aynı yerde kalmaz; ‘tahterevalli’ görüntüsü kimi aşağıya giderken bazılarının yukarıya doğru yol almasındandır... Star yükselişte olduğuna göre birilerinin eski yerlerinde durmadığını düşünebiliriz...
Hayır, kast ettiğim gazetelerin satış rakamları değil. Medyada etkinlik ve itibar satışla olmuyor çünkü... Hatta dijital alana taşındığında bakılırlığını artırmak için bazılarının kurnazlığa kaçıp ‘galeri’ adı altında cinsiyet istismarı yapması ‘tıklanma’yı getiriyor, ama itibardan da götürüyor...
İnternette çok okunduğuyla övünen bir gazetenin sitesine vatandaşlarının erişmesine izin vermiyor bazı ülkeler; ahlâklarını bozabilir diye... Pek çok ülke çocuk ve gençlerin erişebileceği siteleri kısıtlamaya başladı; bizdeki bazı siteler de sansürlenenler arasında...
Star o tür âdiliklere yüz vermeden internetteki okunurluğunu hızla artırıyor... İnternette okunurluk şimdilerde “Benim” diyen gazetelerle yarışma halinde.
Gazetemizin spor yazarlarından Erhan Köknar tanıttığı için ara sıra bakmaktan kendimi alamadığım bir iPad programı var; her gazetenin yazarlarının yazılarına, hem o günkü okunma sayısına hem de yazarın popülerliğine göre sıralayarak yer veriyor... Her zaman ilk 10’a girenler —spor yazarları dışarıda tutulursa— sizlerin de sevdiğiniz yazarlar...
Yıllardır kamuoyu yoklaması yapan kuruluşların medyayı odak alan anketlerini yakından izliyorum. Çok şaşıracağınızı sandığım bir sonucu aklınızda kalması için kayda geçireyim: Afraları tafralarından geçilmeyen, işgal ettikleri köşelerden nizamat vermeye kalkışan tipler var ya, onların bazısı ilk 10’da, hatta ilk 25’te yer almıyor...
Adam vaktiyle ‘amiral gemisi’ olmakla övünen şimdilerin filikasında en kıymetli köşeyi tutmuş; ‘en çok okunan yazarlar’ arasında ara da adını bulasın...
Kendi gazetesinin sahibi görsün diye yapılmış özel bir anket vaktiyle elime geçmişti; orada bile göz doldurur bir sırada yer almıyordu sözünü ettiğim yazar...
Onu burada anmamın sebebi, önceki gün beni sütununa konuk etmesi; bunca yazıma rağmen kendisinin köşe sahibi olduğu gazetede ‘bir post’ kapamamışım... Aynen böyle yazmış...
Şimdilerde yazı tarzını taklit etmeye çalıştığı gazetesinin bir başka yazarı da benim gözümün kendilerinin yerinde olduğunu yazar durur; ‘gerçekten yazdıklarına kendileri inanıyorlar mı?’ diye hep merak ederim...
Gazetelerinin ‘amiral gemisi’ sıfatını hiç tereddütsüz hak ettiği dönemde o çok önemsedikleri köşe bana kaç kez teklif edilmişti. Birinde, teklif eden, herkesin içinde “Taha Kıvanç’ı istiyorum” demişti de, Cüneyt Arcayürek, bunu, “Onbin metre yükseklikte transfer teklifi” başlığıyla o sırada yazdığı gazetesi Bugün’de okurlarına duyurmuştu...
Acınacak haldeler: Hasan Cemal’in başbakan kızdıran “Gazeteciler gazetecilik, siyasiler de siyaset yapsın” cümlesini Star’da aynen yazdım, kimse dokunmadı; arkadaşın yazısı aynı gün sansürlendi, gıkı çıkmadı.
Belki sayemde okunur diye adımı yazısında anmış; çabasını anlıyorum, ama nafile. Bazıları okunmamaya mahkumdur...
Yanmam yanmam da küfretmeyi bilmediğime yanarım.
Durduk yere sataştıklarına göre, Star’ın yükselişi bunları müthiş rahatsız ediyor olmalı.