ABD’de akıllara ziyan işler oluyor. Kongre bütçe geçirmedi, bütçe yokluğunda devlet kilitlendi... Parasız kalan devlet daireleri hizmeti kesti, çalışanları da ücretsiz izine yolladılar... Tam bir kriz.
ABD siyaseti aylardır bölünmüş durumda. Bölünmüş siyaset milim uzlaşmadan birbirini yıpratma çabasında. Obama ve Demokrat Partisi Senato’ya hakim. Muhalif Cumhuriyetçi Parti de Temsilciler meclisine... Meclisin iki kanadı uzlaşamayınca konu kilitleniyor.
Hesapta mesele bütçe. Muhalefet bütçeyi tıkadı... Bütçeyi tıkamalarının asıl nedeni ise Başkan Obama’nın geçirdiği sağlık sigortası yasası. Yasa herkesi sigorta olmaya zorunlu kılıyor. Genelde faydalı bir yasa. 2009 yılında geçmiş, kesinleşmiş, iş bitmiş, ama muhalefet her vesileyle bu yasayı durdurmaya çalışıyor.
Muhalefet de bir ilginç... 2007 ekonomik krizinden sonra Cumuriyetçi Parti içinde Çay Partisi denen bir fraksiyon doğdu. Fraksiyon Kongre’nin yüzde 20’sine, genel oyun da yüzde 10’una hakim. Ekonomik krizin merkezi idarenin yanlışlarından ve devletçi-sol politkalardan çıktığını öne sürüyorlar. Aralarında çok zenginler, merkezi idare karşıtı liberaller, evanjelist grup temsilcileri var. Başkent Washington ne derse -Hayır- demeye kurgulanmış bir grup. İçinde oldukları Cumhuriyetçiler’le de kavga ediyorlar.
Ve bu fraksiyon, Cumhuriyetçi Parti’yi de yönlendirip, Obama ve Sağlık Sigortası’na savaş açtı. Sigortayı yok etmek için bütçeyi tıkadılar. Bütçe tıkanınca devlet kepenk kapattı. Zorunlu olmayan elemanlar eve yollanıyor, ücretsiz izinli sayılıyor.
Olay buraya kadar sınırlı etki yapıyor. ABD’de ‘devlet’ başkent dışında pek dikkati çekmez, ülke içinde ‘devlet’ görünür halde değildir. O yüzden meteoroloji dairesinin, Çalışma Bakanlığı’nın ya da NASA uzay dairesinin kapanmasının günlük hayata fazla etkisi yok. Ancak kepenk kapanınca evine yollanan memur maaş alamadığı için cüzdanından yaralı.
Asıl sorun, bu iş ABD Hazinesi’ni iflasa götürebilir. Bütçe dışında ABD Hazinesi’nin borcunu çevirmesi için Kongre’den yetki alması gerek. Kilitlenen Kongre onu da yapmıyor. Ve Hazine eldeki parayla 17 Ekim civarına dek idare edebiliyor. Sonrasında ise parası bitiyor. Parası biten Hazine vadesi gelen borcu ödeyemezse, temerrüde düşer, yani iflas etmiş sayılır.
ABD Hazinesi’nin borcunu ödememesi, ülke içinde ağır çalkantı yaratır, faizi fırlatır, doları indirir ve ABD ekonomisini resesyona iter. Böyle bir olay dünya piyasalarını da sallar. ABD Hazine tahvilleri -sıfır riskli- sayılan kağtlardı. Yani ABD Hazinesi’nin asla iflas etmeyeceği düşünülürdü. Şimdi güvenilen dağlara kar yağıyor.
ABD piyasaları hâlâ bu temerrüt durumunun olmayacağını ve Kongre’nin son dakikada çözüm bulacağını düşünüyor. Bu varsayımda sorun şu: Siyasi kilitlenme derin. Uzlaşmak -teslim olmak/teslim almak- sayılıyor. En keskin biçimde yerinde duran siyaset uzlaşmaz. Bu saate kadar yaşanan siyasi kilitlenme ve kepenk kapatmanın da olmaması gerekiyordu, ama oldu. Demek ki siyaset kontrolsüz kalıp, arzu edilmeyen sonuçlara çarpabiliyor. Temerrüt olayı da böyle. Olursa, istenmeden, kazara olacak.
Olay, Amerikan demokrasisi açısından da vahim sonuçlar taşıyor. Demokrasi kültürü, deniyordu... Olan ise: Karşısındakine tahammül bile yok. Kimse kimseyi dinlemiyor. Karşısındakini neredeyse -düşman- sayacaklar... Sonra uzlaşma, demokrasinin esasıydı, o da yok. Uzlaşma ve pazarlık yok... Demokratik denge, desek o da hasarlı. Çünkü koca Cumhuriyetçi Parti’yi bir azınlık fraksiyonu ele geçirdi. Sistem hesapta dengelere oturuyordu. Nasıl dengeyse, yasama meclisi bütçe çıkarmayıp sistemi kilitledi. Siyaset ekonomiden hesapta ayrılmıştı. Aksine, Hazine’yi iflas ettirecek kadar müdahil. En önemlisi ABD demokrasisine dünyada özenilirdi, örnek alınırdı. Son gelişmelere bakınca, dünyaya örnek olacak birşey yok. Aksine -aman böyle olmayalım- diye dünya ibretle izliyor. ABD’de halen örnek alınacak ya da özenilecek bir durum yok. Durum ibretlik.
twitter.com/selimatalayny