Beşiktaş bu yıl birkaç kez fırsat maçı oynadı. Çokça yitirdi. Sanırım ilk kez kazanıyor. Eskişehirspor’u yenmek, lig üçüncülüğü için çok değerli bir adım olacaktı. Puansal ve parasal getirisi büyüktü. Teknik adam bunun önemini anlatmıştı futbolcularına.
İş futbolcunun kendini oyuna vermesine kalmıştı. Üçüncülükle hem kulüp önemli para kazanacaktı, hem gelecek sezon 15 gün sonra açılacaktı... Bunlar doğrudan oyuncuya yansıyacak avantajlardı.
Eskişehirspor da elbette maçı kazanmanın maddi getirilerine sahip olacaktı; ama bir yandan üç gün sonra oynayacakları ZTK yarı final rövanşı vardı bir yandan da lig yarışı için yitireceği şey yoktu! Üç önemli adamını kadroya bile almamıştı Ersun Yanal. Ancak oyuna, profesyonelce, büyük bir hırsla asıldı takım.
Beşiktaş durumunun gerektirdiği gibi oyuna girişti. Eğer yeteneksiz hakem Abitoğlu işini doğru yapsa, daha ikinci dakikada penaltı kullanacaktı. Tarık, Mustafa’yı ceza alanında kolundan çekip indirdi. Hakemin bu açık pozisyonu görmemesi olanaksızdı, sanırım olanı ‘kavrayamadı!’ Hemen ardından Özgür’le pozisyona girdi Eskişehir ve top yere vurup üstten aut oldu! Ve 35.dakikaya değin, (4, 6, 10, 21. dakikalarda) pozisyonlar üretip, goller kaçıran, ligin ilk yarısındaki çalışkan Beşiktaş’ı izledik. Beşiktaş o sıralar geçmişteki gol atma becerisini gösterememişti, ancak gol yeme sanatını eksik etmedi izleyenlerden. Tello araya nefis pas attığında savunma arasına kaçan Özgür’ü durduramadılar. Baskılı oynarken yenen gol silkeledi Beşiktaş’ı. Gene de devrenin uzatmasında, oyunda sallanan Niang ile beraberliği kurdu. Bu golde ofsayt arayan oldu, ancak sanırım hâlâ arıyorlardır, zira bulamazlar! Sivok’un ellerini arkaya bağladığında omzuna çarpan top için penaltı düşünmek de hataydı.
Aybaba gol yedikten sonra takımın güvenini yitirmesine, orta alanında ve kenarlarda büyük verim kaybına uğramasına Holosko ve Necip’i devreye sokarak ve görev değişiklikleriyle çözüm aradı, kısmen de buldu. Beşiktaş yeniden güvenini kazanınca, tipik bir Pektemek golü ile öne de geçince lig üçüncülüğü için, aradığı enfes sonuca ulaştı.