İgor Tudor’un hocalığı/kariyeri/kişiliği hakkındaki tartışmalar; hakaret boyutuna ulaştı ama, kendisi de bunun sürmesi için epey malzeme veriyor. Okan Buruk’a maç sırasında giriştiği fiziki müdahale, durduk yerde bela arayan kişilerin sorumsuzluğu içindeydi. Bereket versin, Okan Buruk kolundan tutanın o olduğunu kavrayamadan ileri hamle yapmıştı.
***
İgor Tudor, belli kesimlerin kendisini adam yerine koymamasından kaynaklanan bir huzursuzluk içinde... Bu yüzden; basın toplantılarında ve medya açıklamalarında sürekli gaf yapıyor.
Konuştukça batıyor ve işin daha da kötüsü; kendisini korumak isteyenlere karşı, onları da çaresiz bırakıyor. Kimilerine gününü göstermek ve kendini ispatlama çabasıyla, cesurca sandığı, ama aslında komik görünen girişimleri var. Medyayla inatlaşma/düello/açık mücadele sevdasından derhal vazgeçmelidir. Zaten durumu toparladıkça, yani G.Saray başarılı oldukça; kendisiyle uğraşanların sayısı/gücü/temposu düşer...
***
İgor Tudor gözden düşürülmek istendiği için, bunu sağlamak üzere üretilen nedenlerin yeterli olmadığını biliyorum. O kadar da kötü hoca değil... Takımı tempolu oynatmak istiyor. Risk yüklenmeyi göze alabiliyor. Gözü kara dalışlar yapabiliyor. Eleştirildiği halde... Buna tepki gösterdiği halde... Eleştirilmekten sakınacak korku belirtileri sergilemiyor. İnadına, kendisinin üstüne gelenlerin üstüne gidiyor. Cesur olması güzel de; cesaretinin kontrolü kendisinde değil. O problem...
***
İgor Tudor, eline verilen kadro içinde; yok farzettiklerini kazanma konusunda tutucu davranıyor. En canlı örnek, Hakan Balta’ya karşı takındığı acımasız/aşağılayıcı/yok edici yaklaşımı... Hakan Balta, G.Saray’dan silinmeyi hak edecek hiçbir yanlış içinde olmadı... En son terk edildiği an içindeki performansıyla bile; şu an kadrodaki bir wçok isimden daha fazla yararlı olurdu.
Oysa hoca, kendisinden bekleneni vermekte zorlanan isimlere karşı, hoşgörü göstermesini biliyor. Çifte standarttan vazgeçsin.