Büyük mizahçı Aziz Nesin babam yaşındaydı, ama arkadaşımdı.
O, Akbaba mizah dergisinde yazarken benim de o dergide yazılarım çıkmaya başlamıştı.
Kader bizi o dergide tanıştırmıştı.
Aziz Nesin, benim ta o zamandan başlayan insani vicdani çabalarıma büyük saygı duyardı.
12 Eylül darbecilerine karşı başlattığım insan hakları kampanyasına ilk destek olanlardandı.
Benim insani vicdani faaliyetlerime öylesine yakınlık duyardı ki, sırf bana daha yakın olabilmek için, o zamanlar oturduğum Ankara Büklüm Sokak’taki dairenin altındaki bodrum katını satın almıştı.
İstanbul’dan Ankara’ya geldiğinde orada kalırdı.
12 Eylül darbecilerine karşı yayınlanan Aydınlar Dilekçesi’nin hazırlanmasında her ikimizin de emeği vardı.
Aziz Nesin’in oğlu Profesör Ali Nesin’in, birkaç gün önce Habertürk’e yaptığı açıklamaları okuduğumda kafamda bu anılar canlandı.
Ali Nesin, “Eski rejim” dediği Kemalist vesayet rejiminin babası Aziz Nesin’e de iyi davranmadığını belirtip “Bu rejim büyük kapitalistler dışında hiçbir kesime iyi davranmadı. Solcular, İslamcılar, milliyetçiler, Kürtler, Aleviler, her kesim çok çekti bunlardan” diyor.
Ve AK Parti’nin 15 yıldır iktidar olmasına rağmen her seçimde oylarını arttırmasına şu yorumu getiriyor:
“AKP 15 yıldır iktidarda. İktidar yıpranması diye bir şey vardır. Ama AKP 15 yıl boyunca her seçimi kazandı. Üstelik oylarını arttırarak kazandı. İşsizlik yüzde 20’lere dayanmış, enflasyon yüzde 10’u aşmış. Adaletsizlik, yolsuzluk iddiaları var. Bütün bunlara rağmen bir iktidar partisi 15 yıl boyunca nasıl seçim kaybetmez. Bunun nedenini ben söyleyeyim size. Çünkü bu halk eski rejimden öcü gibi korkuyor. ‘Onlar gelmesin de kim gelirse gelsin’ diyor”.
Ali Nesin haksız mı?
Onun “Eski rejim” dediği Kemalist vesayet rejimi, bu ülkede kendi dışındaki fikirlere hayat hakkı tanıdı mı?
Sosyalist önder Mustafa Suphi’yi boğduran, sosyalist şair Nazım Hikmet’i zindana atan, sosyalist yazar Sabahattin Ali’yi hunharca katleden Kemalistlerdir.
İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif’i sürgüne mecbur eden, İskilipli Atıf Hoca’yı idam eden ve onlar gibi birçok İslamcıya zulmeden Kemalistlerdir.
Şair Nihal Atsız gibi Türk milliyetçilerini tabutluk denen daracık hücrelere kapatan Kemalistlerdir.
Menderes’ten Demirel’e, Demirel’den Erbakan’a kadar halkın seçip başbakan yaptıklarını darbelerle deviren Kemalistlerdir.
27 Mayıs darbesiyle Başbakan Adnan Menderes’in, 12 Mart darbesiyle Deniz Gezmiş gibi gençlik önderlerinin idamına yol açan Kemalistlerdir.
Ali Nesin’in dediği gibi, Kemalist vesayet rejimi halkın her kesimine zulmetti.
Halk da Kemalist rejimin askeri olarak gördüğü partileri oylarıyla iktidara getirmedi.
Halk AK Parti’nin Kemalist vesayete karşı mücadele etmesini, onu zayıflatıp güçsüzleştirmesini hep destekledi.
AK Parti’yi 15 yıldır iktidarda tutan nedenlerin başında gelen de halktaki “AK Parti gidip Kemalistler gelecekse, varsın AK Parti iktidarda kalsın” endişesi değil mi?
Gerçek buyken, Kemalist vesayet rejimine AK Parti’den daha fazla karşı olduğuna halkı ikna etmedikçe bir muhalefet partisi iktidara gelebilir mi?