Bir televizyon programında Mustafa Kemal’in ırkçı olup olmadığı soruldu, ben de, kafatasları ölçtürdüğünü ve Türk’ün “asil kan”ına vurgu yaptığını hatırlatarak, “düpedüz ırkçıydı” dedim.
Birileri, Radyo Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) şikâyet etmiş. “Ata’ya hakaret var, televizyon kanalına ceza verin” demişler. RTÜK toplanmış, konuyu incelemiş ve 3’e karşı 6 oyla ‘Hakaret yok, ifade özgürlüğünün kullanılması var’ mealinde bir karar vermiş.
Sen misin bu kararı veren? Koca koca gazeteler, kerli ferli yazarlar ve “facebook”-”twitter”in Kemalist holiganları “RTÜK de Atatürk’ün ırkçı olduğuna hükmetti” tezviratıyla bastılar yaygarayı!
***
RTÜK’ten tam olarak ne istediklerini anlamadım, ama benin hapse atılmamı istiyorlar. Dayakla tehdit eden, hatta “Hakan Albayrak idam edilsin, yaşamaya hakkı yok” diyen bile var. Şaka filan değil, gerçekten!
Bir de, Mustafa Kemal’e ırkçı demenin hakaret olduğunu ileri sürdükten sonra kanıma söven enteresan adamlar var. Türlü çeşit sapıklık temayülleri gösteren başka enteresan adamlar da var. “Şerefsiz”, “yavşak” gibi laflar zaten gırla gidiyor.
Haftalık dergimiz Sancaktar’ın bu haftaki kapağında yer alan “Mustafa Kemal devrilmeli” cümlesine gelen tepkiler de umumiyetle bu meyanda (Yeri gelmişken, süpermarket zinciri Migros’un bu kapak yüzünden Sancaktar’ı raftan kaldırdığını ve bir daha satışa sunmama kararı aldığını da belirteyim).
Hülasa: “Atatürkçülük” yahut “Kemalizm”de son durum, çirkef holigan tribünlerindeki durumu andırıyor.
Böyle kimselerle fikir tartışmasına girmek mümkün değil, çünkü fikir namına bir şeyleri yok. Zaten neyi savunacaklar ki? Mustafa Kemal’in bizzat yazıp okullarda ders olarak okutulan bir kitaba koydurduğu ‘Müslümanlık Türk’ü bozmuştur’ tezini mi? Yine Mustafa Kemal döneminde lise ve üniversite ders kitaplarına konulan ‘Öz be öz Türk olmayan kimselere güvenmeyin, bakın Osmanlı sadrazamlarının çoğu Türk değildi (Arnavut, Boşnak ve sair anasıra atıf - HA), onun için başımıza neler geldi’ edebiyatını mı? Türk’ün sarı ırktan değil beyaz ırktan geldiğini ispatlayarak Avrupalıların saygısını kazanmayı kafaya takan Afet hanımın kafatası incelemelerine Mustafa Kemal’in verdiği desteği mi? “Güneş Dil Teorisi” gibi fantezileri mi? Hollywood filminde görsek “E yok artık!” diyeceğimiz şapka fetişizmini mi? Radyolarda Türk müziğinin yasaklanmasını mı? İstiklâl Mahkemeleri cinnetini mi? Dersim’de insanlığa karşı işlenen korkunç suçları mı? Neyi? Nasıl?
Aslında dürüst adamlar. ‘Söyleyecek bir şeyimiz yok. İddialarına cevap vermemiz mümkün değil, bu mevzuları çok da iyi bilmiyoruz, ama senden ve senin gibilerden nefret ettiğimizi çok iyi biliyoruz ve kalayı basıyoruz; idare et’ diyorlar lisan-ı hal ile.
Canları sağ olsun.
***
Unutmadan:
Geçen yazımda “Hanefi mezhebine göre...” dediğim şey aslında Şafi mezhebine göredir. Düzeltir, özür dilerin. Dalgınlık işte. Bağışlayın lütfen.