Akil adamlar bu ülkenin en kanlı ve derin meselesi için tarihin omuzlarına yüklediği bir sorumluluğun gereği olarak sahaya çıkıyor. Hakaretlere tehditlere ve açık hedef göstermelere aldırmadan... Hepsinden önemlisi birçoğu aydın pozisyonunun dayattığı devletle-hükümetle paralel görünmeme alışkanlığını bozmayı bir kompleks yapmadan kolları sıvıyor. Hepsi, Kürt meselesinin, terör belasının ne acı ve kanlı bir sarmal olduğunu iliklerine kadar hissediyor. Hepsi, bugün tarihin önlerine çıkardığı barışa destek fırsatının ne bir korku, ne bir kompleks ve ne de bir bahaneyle reddedilemeyeceğini çok iyi biliyor.
Türkiye inşallah çözümü yakalayacak ve bugünün siyasetçi sınıfı kadar, çözüme destek veren aydınları ve akil adamları da tarihe altın harflerle yazılacaklar. Kan akmayınca, barış gelince en çok ve haklı olarak onlar gurur duyacaklar. Çocuklarına, torunlarına bugünlerden nasıl, Türk-Kürt elbirliğiyle kurtulduğumuzu anlatacaklar. Haklı bir gururla...
Siz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu... Siz ne anlatacaksınız?
Çözüm olmasın diye nasıl kendinizi paraladığınızı mı? Topluma olmayan korkuları yaydığınızı ve bu yaptığınıza da siyaset dediğinizi mi? Gerçeğin ne olduğunu bile bunu gizlediğinizi mi? Dün söylediğinizi bugün unuttuğunuzu mu? Ne söyleyeceksiniz?
Ben söyleyeyim... Hiçbir şey söyleyemeyeceksiniz çünkü dinleyeniniz olmayacak. Ne yazık ki tarihte bütün fırsat kaçıran liderler gibi mağluplar safında “keşke”lerle başbaşa kalacaksınız.
Yine MHP ile birlikte aynı safta yokuştan yuvarlanıyorsunuz. Yine partinizin içindeki o bitmez tükenmez hizip ve çekişmelere teslim oldunuz, çırpınıyorsunuz. İki ileri bir geri gitseniz yine iyiydi ama şimdi koşa koşa geri kaçıyorsunuz. Siyasi hayatta önünüze bir daha asla gelmeyecek fırsata dönüp bakmıyorsunuz bile...
Oysa...
Kürt’sünüz size bu meselenin ne denli acı, kanlı ve hüzünlü bir mesele olduğunu anlatmak haddimizi aşar. En iyisini siz bilirsiniz, çünkü yaşadınız. Dersim’in izini sürdünüz, konuştuğumuz şey nedir anlarsınız.
CHP’de Kürt olmak zorsa o zaman Ergenekoncu dostlarınızın size atfettiği Türkmenlik nesebi adına vicdanınıza müracaat edin, Türk gençlerinin ölmemesi için elinizi taşın altına koyun.
Kendinizi dinleyin, tuttuğunuz yolun yanlışlığını, sizi tarihte hayırla anılmayacak bir role mahkum edeceğini anlayacaksınız. Zaman çabuk geçiyor Kemal Bey; çözüm gelir, sandık gelir pişmanlık fayda etmez. Çünkü, talih size bir daha böyle bir fırsatı lütfetmez.
Parti içi hevesler uğruna bu görevden kaçmayın, barışın kahramanlarından olmak dururken savaşçılar safında kalmayın.
Dost acı söyler. Görebildiğim kadarıyla artık çözüm yolunda size ve partinize pek ihtiyaç da kalmadı. Ama inanın savaşçılar safında da roller çoktan paylaşıldı; orada hiç yeriniz yok. Yol yakınken vicdanınızın sesini dinleyin, o manasız politikacı saplantısından kurtulun. Çözüme el atarsanız bundan iktidar istifade eder kompleksini aşın. Çözüme el atarsanız Kürtler ölmez Türkler ölmez; siz de bu şereften pay alırsınız. Hiç de bir şey kaybetmezsiniz.
Kemal Bey, ülkenin aydınlarını, akademisyenlerini, yazarlarını, çizerlerini hedefe koyacağımıza onları “aklını kiraya vermek”le itham edeceğinize siz de onlara katılın. Allah aşkına siz de aklınızı iki aylığına kiraya verin. Verin de üç gencin hayatının devamına sebep olun, üç annenin gözyaşını durdurun. Verin de bu ülke sizin aklınızdan bir kez olsun istifade etsin.
Dost acı söyler Kemal bey... Tarih treni barışa doğru ilerlerken durduğunuz istasyon sizi aksi yöne götürecek.