Hay yaşa sen Kemal Bey, eski bir fıkrayı hatırlatarak durduk yerde beni güldürdün çünkü...
Yeniçeri yolda giderken kıyafetinden Musevi olduğu anlaşılan birine rastlayınca kılıcını çekip boynuna dayamış... “Sen” demiş Yeniçeri “Hz. İsa efendimizi öldürmüşsün, ben de seni...” Musevi can havliyle, “Aman kuzum” demiş, “Bu söylediğin 1500 yıl önceydi...” Yeniçeri biraz şaşırmış şaşırmasına, ama yine de kılıcıyla dürtmeyi sürdürmüş: “Ne yapayım, ben yeni duydum” diyerek...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da yayımlanması üzerinden neredeyse iki yıl geçtikten sonra Wikileaks belgelerinin varlığını duymuş... Son birkaç gündür gittiği yerlerde, elinde varolduğunu söylediği bir Wikileaks belgesine dayanarak, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı ‘hainlik’ ile suçluyor...
Garip Yeniçeri hiç değilse Hz. İsa’yı doğru tutturmuştu; Kemal Bey ise belgeleri fena halde karıştırmış görünüyor...
Önce haberden ilgili bölümü aktarayım: “CHP lideri, 6
Haziran 2003 tarihli bir Wikileaks belgesi açıkladı. Belgede dönemin ABD’nin Ankara Büyükelçisi’nin bir kripto gönderdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, kriptoda şunların yazdığını söyledi; ‘Generaller için söylüyor; AKP’den seçilmiş Recep Tayyip Erdoğan’ın davranışlarından büyük rahatsızlık duymaktalar. Erdoğan çok güçlü bir müttefikimizdir. Generallerin bu tutumu ABD menfaatlerinin korunması açısından engelleyicidir.
“Orgeneral Hilmi Özkök’ün sadakatli duruşu sahiplenilmelidir. Muhalif orgeneraller, Özkök’ün çizgisine itiraz etmektedirler. Erdoğan kendisine desteğin devamı halinde, ABD’nin bir müttefiki olarak, Ortadoğu ve Irak dahil olmak üzere, Türk hava sahasını, kara ve demiryollarını, Mersin ve İskenderun Limanları’nı kullanımımıza açacağını taahhüt etmektedir. Ancak Türk ordusundaki üst rütbeli subaylar tarafından sürekli engellenmek istenmekteyiz. Bu bakımdan değerlendirildiğinde, güçlü bir medya grubunun oluşturulmasına acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Bu konu Erdoğan ile paylaşılmış olup, gereğinin değerlendirileceği hakkında olumlu değerlendirmelerin yapıldığı ve yapılacağı teyidi alınmıştır."
Aslında 6 Haziran 2003 tarihli ABD’nin Ankara Büyükelçiliği çıkışlı, Büyükelçi Robert Pearson’un bizzat kaleme aldığı bir kripto var Wikileaks tarafından yayımlanan belgeler arasında; belge ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni tanımlamak: Genelkurmay başkanı ve hükümet hem birbiriyle hem de kendi içlerinde kavgalı’ başlığını taşıyor...
Kripto önemli, ama Tayyip Erdoğan’ın ‘hain’ olduğunu ispatladığı için değil önemi; tam tersine şimdilerde CHP çevrelerinin karalar bağlamasına sebep olan ‘Balyoz’ davasına ışık tutması bakımından müthiş önemli...
2003 yılında yazıldığını unutmadan okuyalım kriptoyu: “TSK ve Kemalist elitlerin ... beceriksiz ve İslâmi gündemi bulunduğunu söylediği... kendisini ‘muhafazakâr-demokrat’ olarak tanımlayan Ak Parti hükümetinden ordu mutlu değil.”
Neden mutlu değilmiş? Pearson anlatmaya devam ediyor: “Dünyadaki değişimin hızından mutlu değiller... Alttan gelen sosyal değişim, daha önce tabu sayılan konularda giderek artan özgür tartışma ortamı, AB Kopenhag kriterleri gereği reformlarla ilgili bir paketin MGK’ya sunulması, ülkelerinin gideceği istikameti sıradan Türklerin belirlemesi, Türk ordusunun Cumhuriyet’in tek koruyucusu olduğu konumunu kaybetmesine yol açıyor...”
‘Orduda neler oluyor?’ sorusunun cevabı da var Pearson’un kaleme aldığı kriptoda: “Savunma ve ulusal güvenlik uzmanı kaynaklarımız Özkök’e karşı yedi komutan olduğunu bildiriyor: Aytaç Yalman, Şener Eruygur, Çetin Doğan, Hurşit Tolon, Fevzi Türkeri, Tuncer Kılınç ve Yaşar Büyükanıt...”
Büyükanıt’ın bazen öyle bazen böyle davrandığını da belirtiyor Pearson...
Pearson Washington’un ‘darbe’ merakını giderecek bir cümle de eklemiş raporuna: “2003’te bir darbe olması kolay değil...”
Ya Tayyip Erdoğan? Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’le birlikte ülke yönetimini ellerinde tutan askerlerle ters düşmeme çabasında olduğunu kayda geçirmiş Büyükelçi Pearson bu raporunda...
Galiba yakınlarında kendisini zor duruma düşürmekten hoşlanan birileri var Kemal Bey’in; Tayyip Bey’e ‘hain’ dedirttiği gibi ‘Balyoz’ savunmasına da gölge düşürdü.