Martin Luther King, siyahların yurttaşlık hakları için ülkenin başkenti Washington D.C. ‘ye yürüyen 250 bin kişinin karşısına çıktı ve “Benim bir Hayalim Var...” diye başlayan bir konuşma yaptı. “I Have A Dream!” diye başlayan bu olağanüstü konuşmasıyla King, iki yüz yıl boyunca siyahlara yapılan bütün haksızlıkları sıralıyor ve siyahlarla beyazların bir arada, kardeşçe yaşayabilecekleri bir Amerika hayalini dile getiriyordu. Yıl 1963’tü.
Kılıçdaroğlu Kemal Bey, Hatay’ın Samandağ İlçesinde “toplu açılış” töreninde, King’in bu konuşmasından bazı bölümleri aldı, Türkiye’ye uyarladı. Kılıçdaroğlu bu uyarlamaları bir başına yapmamıştır büyük bir ihtimalle çünkü Martin Kuther King’in kim olduğunu bilmiyordur. Bilse sapla samanı böylesine birbirine karıştırmaz, yapay ve çocukça bir düzeye indirgemezdi King’in siyahların yurttaşlık haklarını kazanmak için verdikleri savaşımın kilometre taşı olana bu muhteşem konuşmayı! Yıl 2013.
King,: “Benim bir hayalim var, esir sahiplerinin torunlarıyla esirlerin torunları Gorgia’nın kızıl tepelerinde kurulacak kardeşlik sofralarında karınlarını doyuracaklar!”
Kılıçdaroğlu: “Benim bir amacım var, daha özgür bir Türkiye yaratmak, herkesin alın teriyle kazandığı ekmeği evine götürebileceği bir Türkiye.”
King, gerçekleşmesi için duaya durduğu bir hayalini anlatıyor. Kılıçdaroğlu ne anlatıyor? Kim alın teriyle kazandığı ekmeği evine götüremiyor bu günkü Türkiye’de? Hiiiç; öyle laf olsun torba olsun kıvamında bir laf işte!
King: “ Benim bir hayalim var. Adaletsizliğin kol gezdiği Mississippi Eyaleti, gün gelecek özgürlük ve adalet vahasına dönüşecek...”
Kılıçdaroğlu: “Benim bir amacım, bir hedefim var kimsenin inancına, kimliğine müdahale edilmemesi...”
Peki o zaman neden açılıma karşısın? Neden dilinden düşürmediğin Milli Şef İnönü’nün Dersimi yerle bir ettiği, binlerce Kürt kardeşimizi sürdüğü, insanları mağralarda zehirli gazla öldürdüğü için özür dilemiyorsun bir kez olsun?
King: “Benim bir hayalim var. Derilerinin rengi nedeniyle değil kişilikleri nedeniyle dört yavrumun yargılanmayacağı bir ülkede yaşamak!”
Kılıçdaroğlu: “Benim bir amacım, bir hedefim var, Türkiye’yi çağdaş uygarlığa götürmek!”
Bunun, Kılıçdaroğlu’nun ağzından tercümesi: “Bahçelerde maydanoz gel bize bazı bazı...” Çünkü çağdaş uygarlığın, dipten doruğa Batılı olmak olduğunu sanıyor da ondan. Çünkü çağdaş uygarlığın darbeci diktatörleri ziyaret edip onlarla sarmaş dolaş olmak olduğu kanısında. Çünkü Avrupa Partlementosu Sosyalist Gurubu Başkanının karşısına kurulup, Türkiye Cumhuriyeti’nin, milletin oylarıyla seçilmiş Başbakanı’nı insan kasabı Esad’a benzetmeye soyunmayı çağdaş uygarlık sanıyor da ondan!
Martin Luther King, Amerika’da siyahların hak ve hukukunu savunurken bir katilin kurşununa kurban gitti. Rahipti, Baptist Mezhebinin önderiydi, Tanrı’ya inanırdı. Öldürülmeden bir gün önce, 3 Nisan 1968 günü şöyle demişti:
“Uzun yaşamak önemli değil. Ben sadece Tanrı’nın isteğini yerine getirmek istiyorum... Hiçbir şeyden endişelenmiyorum. Kimseden korkmuyorum; Tanrı’ya inanıyorum, ona sığınıyorum...”
Ve ertesi gün uzun namlulu bir tüfekle boğazından vurularak öldürüldü! Otopsisini yapan doktorlar 39 yaşında ölen King’in 60 yaşında bir insanın kalbine sahip olduğunu, yıllar süren yurttaş hakları eylemleri nedeniyle yüreğinin yıprandığını söylediler...
Martin Luther King Nobel Barış Ödülü almıştı 1964 yılında. Her yıl 1986’dan bu yana Ocak ayının üçüncü Pazartesi’si, King’in doğum günü, bütün Amerika’da kutlanır; o gün “Martin Luther King Günü” olarak anılır.
Kılıçdaroğlu Kemal Bey’se, bu cesur, bu yurttaşlık hakları için savaşan ve bir suikaste kurban giden yiğit adamın en önemli konuşmasını alır, sözlerini çarpıtır, içeriğini kişisel gündemine göre değiştirir!
“Benim bir hayalim var... canım kadar sevdiğim ülkemde ana muhalefet partisinin genel başkanlığına ülkesini, milletini düşünen, ucuz, bayat, kaset numaralarıyla dizginleri ele geçirip ama atların başıboş koşmasını dahi durduramayan, sabah akşam milletin oylarıyla Başbakanlığa gelmiş Tayyip Bey’e sövüp saymayı hünerden saymayan, halkın sokağa dökülmesi için dua eden, darbe olmayacağını anladığında gizli göz yaşları dökmeyen bir kişiyi CHP Genel Başkanı olarak görmek...”