Önce “Bütün değerlerin alt-üst olduğu günümüzde acaba ‘aptal’ sözcüğünün anlamı da mı değişti?” kuşkusuyla TDK sözlüğüne baktım. Hayır, değişmemiş; ‘aptal’ sözcüğü karşılığı olarak hâlâ ‘zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak, alık salık’ açıklaması yer alıyor sözlükte...
Sonra bendenizden ‘kullanışlı aptal’ diye söz edilmesine yol açan yazıma bir kez daha göz attım. Sözlükteki karşılık bana pek uymuyor...
Konumuz şu: ‘Balyoz davası’ ülkemiz gündemine bir bavul ve Taraf gazetesi manşetleri sayesinde girdi. Bir bavul dolusu belgeyi Taraf’a getirmişler, onların yayımıyla siyasi iktidara karşı planlanan bir dizi girişim açığa çıkmış oldu...
Hizmetse hizmet, gazetecilikse gazetecilikti yaptıkları...
Tabiatım gereği, kendi gelen belgelere güvenmem ben, kuşkuyla karşılarım... Taraf’ın ‘Balyoz’ haberleriyle yeri göğü inlettiği dönemde de, konuyu en az coşkuyla ele alanlardan oldum. 1. Ordu’da yapılmış ‘plan semineri’ inkâr edilmeyen ses kayıtlarıyla uğursuz hazırlığı gözlere sokarken, ‘bavul’ dolusu belgeye ihtiyaç duymadığım için...
Aradan geçen sürede bazı çevreler ısrarla “Belgeler sahte”iddiasını dillendirdi; belgelerdeki bazı tutarsızlıkları öne çıkartarak... ‘Tutarsızlık’ kanıtı olarak öne sürdükleri, aslında kolayca açıklanabilecek bir şeydi: Elde zaten mevcut bir ‘darbe planı’ sürekli güncellenerek günümüze kadar getiriliyor; siz hangi gün çıktı alırsanız, bilgiler o güne ait oluyor... ‘Belgede adı geçen kişi henüz o görevde değildi’, ‘Daha o şirket kurulmamıştı’ veya ‘Kullanılan yazılım versiyonu yeni’ türü itirazlar ‘güncelleme’ ile açıklanabilecek şeyler...
Şimdilerde durum değişti: TÜBİTAK’ın Gölcük Donanma Komutanlığı’nda çıkan 5 no.lu harddiskle ilgili raporu ‘üzerinde oynanmış’ biçiminde yorumlandığından beri, ‘Balyoz’ davasına konu teşkil eden belgelerin bütünüyle ‘sahte’ olduğu, hepsinin bir odak tarafından üretildiği iddia ediliyor. CHP liderinin “Balyoz davası çökmüştür” ilânı yanında, Yargıtay onayı almış davaların yeniden görülmesi de talep ediliyor.
İşi, sanki bu ülkede dört darbe yaşanmamış, sayısız darbe niyetli girişim akamete uğramamış gibi, çok daha ileri noktalara kadar vardıranlar da çıkmakta. ‘Balyoz’ davası belgeleri ‘çakma’ damgası yiyince, 27 Mayıs’tan 28 Şubat’a kadar bütün darbeleri hayalmiş gibi algılamamız bekleniyor...
Böyle bir durumda, “Konuyu ilk duyuran, bavul içinde belgelerin servis edildiği Taraf gazetesi neden iddia ve ithamlar karşısında suskun kalıyor?” diye sormamak mümkün mü?
Bu soruyu soranı ‘kullanışlı aptal’ ilân edebiliyor Taraf gazetesi, ama hâlâ kendisinin başlattığı ‘Balyoz’ furyasıyla ilgili itirazlara dair tek satır görüş açıklamıyor... “Bavul ile gelen belgeler ‘çakma’ olabilir mi?” sorusuna vereceği bir cevabı yok mudur Taraf’ın?
Meselâ, “Biz belgelerin ‘sahih’ olduğuna hâlâ eminiz” diyemez mi? “Bize güvenilir saydığımız biri getirmişti o belgeleri, maalesef aldatıldık” da dese kabulüm; tabii kaynağın ismini açıklamaları şartıyla...
Onlar bunu yapmak yerine, ‘kullanışlı aptal’ diye bir sıfat bulmuşlar, onu üzerime boca ediyorlar...
Yoksa üstlendikleri eski bir misyon ile ilgiliydi ‘Balyoz’, geçmişte kaldı da, şimdi bir başka misyonları var, onu mu yerine getiriyorlar? Bu kadar basit mi yani?
‘Kullanışlı aptal’ sıfatı sizce kime yakışıyor?
NOT: Genelkurmay Başkanlığı’ndan beklediğim bilgilendirme notu geldi; yarın okuyacaksınız.