Maçın 6. dakikasında Kadlec’in kendi kalesine gol atmasını izlerken; bir takımın başına gelebilecek en büyük talihsizlik yaşandı. Bu golden sonra Fenerbahçe oyuna ağırlığını koydu. Takım halinde Rizespor’un üzerinde olağanüstü baskı da kurdu. Alper ve özellikle Diego’nun iyiye yakın futbolunu izlerken; Fenerbahçe’nin ortaya koymuş olduğu futbolun karşılığında skor daha fazla olmalıydı...
Kuyt bir penaltı kaçırdı. Ortaya sergilemiş oülduğu kötü futbolu taçlandırdı! Maçın ilk golünü kendi kalesine kaydeden Kadlec, bu kez rakip Rize kalesine atarak maçı eşitleyen oldu. Savunmanın solunda Caner’in yerine oynayan Hasan Ali’nin o kadar etkisiz ortalarını izledik ki; hani Caner’i de arayan olduk.
Rize’den Kıvanç 53. dakikada ikinci sarıdan kırmızı kart gördü ve takımını 10 kişi bıraktı.
Fenerbahçe akıllara durgunluk verecek golleri kaçırmaya devam ediyor. Kazanıyor ama çok da gol kaçırıyor. Kuyt, Emenike, Sow’dan gereken goller gelmeyince, Fenerbahçe maçı zora soktu. Webo’nun bitime yakın sürede attığı golle kazanan Fenerbahçe, 3 puanı kazandı.
Rizespor kalecisi Serkan Kırıntılı’nın mükemmele yakın sergilediği futbol, alkışlanmaya değerdi. Kuyt’ın penaltısını kurtarmanın yanı sıra, birkaç tane de çok önemli gol kurtarışı yaptı.
Bu arada; maçın hakemi İlker Meral’in, Emenike’nin bana göre penaltı pozisyonunu görmezden gelmesi, nasıl bir hakemlik anlayışıdır, onu da çözmüş değilim.
Fenerbahçe iyi futbola yakın bir performans sergilerken; 53. dakikadan sonra 10 kişi kalmış rakibe karşı çok daha fazla net pozisyonlar bulup, skoru arttıracak golleri bulmalıydı.
Kısacası Fenerbahçe, kolay ve farklı kazanacağı bir maçı zora sokarak, 2-1’lik galibiyetle maçı noktalamış oldu ve liderliğini sürdürdü.