Fatih Hoca, 5+2 yıllık sözleşmesiyle, memleketi Adana’da Kuzey İrlanda karşısında Milli Takım’ı sahaya süren isimdi. Sözleşmesi hayırlı uğurlu olsun.
Maça gelecek olursak... İlk yarının başlarında iki kafa topumuz kale direklerinde kaldı. İlk kafa vuruşu Mehmet Topal, ikincisi ise Ersan’dan geldi. Bu pozisyonlar karambol pozisyonlarıydı. Öyle ah-vahlarla, ayaklara kaldıracak pozisyonlar değildi.
Bilal’ın pasında Mevlüt ilginç bir gol atarak. skor tabelasını değiştiren oldu. Böylesine bir gol ancak kıvrak ve ince zekası olan futbolculara aittir. Mevlüt de bunu yaptı. Yoktan var etti, golünü atan oldu.
Kuzey İrlanda, kendi yarı alanında çok adamla bekleyen, savunmaya özen gösteren, pozisyon vermemeye çalışan bir ekip. Böylesine bir futbol anlayışı içinde olan takımlar, kontrataklardan hücuma çıkmaya çalışırlar. Zaman zaman da takım halinde, özellikle de ikinci yarıda, böyle denemelere giriştiler. Milli Takım, her nedense savunmadan çıkarken yan toplara özen gösterdi; fazla topla oynuyor gibi görünmesine rağmen, ağır hareketlerle dikine oynamaya yamuk baktığı için, fazla net gol pozisyonu bulmakta zorluk çekti. Galibiyet elbette güzel. Hazırlık maçı olsa bile güzel. Ama biraz daha dikine oynamayı düşünseydik, sanırım gollerimizi de artılara getirirdik.
Caner’i çok beğeniyorum. Allah nazarlardan saklasın. Hem savunma, hem hücum ağırlıklı düşünceye sahip olna bu futbolcu, kanat akınlarında yapmış olduğu orta toplarında da üst üste tehlikeler yarattı. Arda, takımın lideri. Sahada basmadık yer bırakmadı. Mehmet Topal, kesici olarak mükemmel. Ama çok geride oynama düşüncesi, daha fazla verimli olmasını engelledi. İkinci yarıda oyuna giren Burak, devamlı ofsaytta kalma alışkanlığına devam etti.
Kalabalık savunmada, dar alan oyuncularımızın eksikliğinden pozisyon bulmakta zorlanırken, 1 gol atarak maçı kazanan olduk. Fatih Terim, yeni bir yapılanma ile, ilerisi için Milli Takım olgumuzu ilk önce Avrupa Şampiyonası, sonra da Dünya Kupası elemelerinde geliştirip, denemeler yapmak zorunda.
Bu maç için kaybeden-kazanan kavgasını yapmak gereksiz. Adı üzerinde; hazırlık maçı... Kazansak ne olur, kaybetsek ne olur; yeter ki iyi futbol sergileyelim, ileriye dönük umutlanalım. Başka ne beklentimiz olabilir ki!